Olaylar Ve Görüşler

Serbest piyasa ekonomisi demek... - EROL DOLU

27 Ağustos 2024 Salı

Bir toplumun gelişmesi, dolayısıyla bir ülkenin gelişmesi açısından ekonomik verimlilik çok önemlidir.

Kurtuluş Savaşı sonrası Cumhuriyet döneminde bu ülke Osmanlı Devleti’nden kalan borçları 1950 yılına kadar ödedi. Küresel kriz diye konuştukları ekonomik olumsuzluk 1929 yılında da olmuş ama Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk döneminde dünyayı saran ekonomik olumsuzluktan etkilenmemiştir. Çünkü o yılların olanaksızlıklarına rağmen kamu düzeninde ekonomik yönden sağlam bir yapısı varmış.

Son yıllarda her şeye durmadan zam geliyor. Bunun belki ilk zamanlar etkisi çok hissedilmemişti. Ama son birkaç yılda ekonomik sorun dar gelirli halk üzerinde etkisini gösteriyor. Zamlar üzerine konuşulduğunda kimileri “Serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor, fiyatlara müdahale edilemez” diyor. Gerçekten öyle mi?

1990 yılında eski Halkçı Parti ve eski SHP genel başkanı, Antalya, Mersin ve İzmir milletvekili ve DYP-CHP hükümetinin çalışma bakanı, ekonomist merhum Aydın Güven Gürkan ile Ankara’da evinde yaptığımız bir görüşmede Türkiye’de ekonomik sistemi konuşurken Gürkan’ın, “Serbest piyasa ekonomisi demek, herkesin kafasına göre uyguladığı ekonomik sistem demek değildir. Serbest piyasa ekonomisini dünyada en iyi uygulayanlar Avrupa Birliği ülkeleridir. Ama bu ülkelerde de devlet yönetimi ekonomiyi denetler, fiyatlara müdahale eder” dediğini hiç unutmuyorum. Günümüzde de zamlara karşı kamucu anlayışla fiyatların denetlenmesi gerekiyor. Özellikle temel ihtiyaç mallarına yapılan zamanların incelenmesi halkın yararına olacaktır. Herkes serbest piyasa ekonomisi var diye fahiş fiyatlar uygulayamaz.

DEVLETÇİLİK ANLAYIŞI

Televizyonlarda yapılan tartışmalarda zamlar konusuna konuşmacılar fazla değinmiyorlar. Türkiye’de bu konunun üzerine durulması gerekiyor. Hayat pahalılığı günümüzün birinci sırasında incelenmesi gereken konudur. Serbest piyasa ekonomisinde özel sektör kendi lehine uygulama yapar. Ama devlet fiyatları denetim altına alırsa özel sektörün payını da düşünerek halkın lehine ekonomik yapıyı düzenlemesi gerekiyor. Her gün zam oluyor. Bu zamların denetlenmesi gerekiyor.

Bugün liberal ekonomi adı altında her şey devletçi anlayıştan çıkmaktadır. Atatürk dönemi ekonomik yapısının, özel sektörü de destekleyen devlet yatırımlarının yanında özel sektörü de destekleyen karma ekonomik yapısı da vardı. O dönemlerde özel sektör de desteklendi.

Kendisini liberal olarak tanımlayan bazı insanların televizyonlarda yorumlarını dinlediğimizde dünyanın değiştiğini ve küresel bir yapının hâkim olduğunu söylüyorlar. Liberal ekonomik modellerin başarılı olması için devletin ekonomide güçlü bir denetim yapısının olması gerekiyor.

İkinci Dünya Savaşı sonunda büyük zarar gören Almanya ve Japonya, bugün dünya ekonomilerinde ilk sıralardadır. Halbuki İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın fabrikalarının temelleri cıvatalarına kadar dağıtıldı, ülke adeta harabe haline geldi. Doğu ve Batı Almanya diye ikiye ayrıldı. Japonya’ya atom bombası atıldı. Ama hem Almanya hem de Japonya dünya ekonomilerinin üst sıralarında bulunuyorlar. Nedeni ise bu ülkelerin ekonomilerinin üretime dayanmasıdır. Devletin sanayiye, ekonomiye yatırım yapması ve özel sektörün cesaret edemediği atılımları gerçekleştirmesi gerekiyor. Kısaca, ekonomide de kamucu anlayışı öne çıkararak fiyatların denetimini sağlamak gerekiyor.

Serbest piyasa ekonomisinde de devletin ekonomi politikalarının ülke menfaatlerine ve halkın yararı doğrultusunda uygulanması gerekiyor. Bazılarının dediği gibi herkes istediği fiyatı uygulayamaz.

EROL DOLU

GAZETECİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları