Olaylar Ve Görüşler

Sendikacılığımızın geleceği

25 Eylül 2019 Çarşamba

YAZAR:Dr. Engin Ünsal
Girne Amerikan Üniversitesi
Hukuk Fakültesi

Hem Türkiye’in hem de sendikacılığımızın şiddetle kendini yenilemeye ihtiyacı var. Umarız her ikisi de en kısa zamanda gerçekleşir

Türk-İş ülkemizin en eski ve en önemli işçi konfederasyonudur. Daha sonra kurulan DİSK ve Hak-İş konfederasyonları Türkİş kadar kamuoyunda öne çıkmamaktadırlar. Bu nedenle Türkİş’in çalışmaları daha çok mercek altına alınmaktadır. Bir süre önce 200 bin kamu işçisi adına yürüttüğü toplusözleşme görüşmeleri sırasında gösterdiği tutum ve açıkladığı hedeflerin çok altında bir hükümet önerisine imza atan ve bu nedenle gündeme gelen Türk-İş yönetimine çok ağır eleştiriler yönetildi ve işçiyi satmakla suçlandı.
Türk-İş yöneticileri, işsizliğin ve enflasyonun çok yüksek olduğu bir dönemde, alabileceklerinin çok altında bir öneriye neden imza attığı konusunda kamuoyuna inandırıcı bir açıklama yapamadı. Bu gelişmeler üzerine dikkatler aralık ayında yapılacak Türk-İş Genel Kurulu’na çevrildi ve konfederasyonun geleceği tartışılmaya başlandı.

Bir dönem dışında her zaman dik durdu
1952 yılında kurulan Türk-İş, Halil Tunç dönemi hariç, yıllar boyu masaya yumruk vuran, hükümetler önünde dik duran bir konfederasyon olarak değil sürekli uzlaşan ve hükümetlerin yanında duran bir konfederasyon olarak anıldı. Geçmişte sadece Halil Tunç döneminde Ege Bölgesi’nde kısmi bir şalter indirmeyi içeren genel grev olayı dışında Türk-İş’in hanesine yazılacak işçi lehine bir davranışı yok. Türkİş, sokağı ve sokak eylemlerini sevmeyen, uyuşmazlıkları masada çözmeyi yeğleyen bir konfederasyon... Sendikal çevreler aralık ayında yapılacak Türkİş Genel Kurulu’nda konfedrasyonun genel tutumunun ve ileriye dönük politikalarının masaya yatırılacağını konuşuyor.

Sendikalarımız güçlü değil
Sendikacılığımız güçsüzdür. Dişleri çekilmiş, tırnakları koparılmış kâğıttan kaplan gibidir. Üye sayısı çalışan işçi sınıfına oranla eser miktardadır. An itibarıyla 18 milyon işçinin bulunduğu ülkemizde, bunların ancak yaklaşık 800 bini toplusözleşmeden yararlanan ve sendikasına aidat ödeyen sendika üyesi konumundadır. Bu zayıf örgütlenmenin yanında üstüne üstlük sendikalı işçiler 160 sendika ve üç konfederasyon arasında bölünmüştür. Hükümet üzerinde etkisi sıfırdır.

Israrla susan konfederasyonlar
Hükümet çalışma yaşamı ile ilgili konularda dilediği gibi at koştururken örneğin grevleri ertelerken, işsizlik fonuna el koyarken, kayıt dışı çalışmaları önleyemezken, Suriyeli işçilerin Türk işçilerinin işlerini karın tokluğuna yapmasına ve Türkleri işsiz bırakmasına göz yumarken, robotların güdümüne girecek bir sanayileşme süreci için hiçbir önlem alamazken, iş güvencesi ile ilgili yasal düzenlemeler yapmazken sendikalar ve konfederasyonlar ısrarla susmuş, demokratik haklarını kullanarak işçilerin protesto görevini yerine getirmesini önlemiş, sonunda siyasi iktidar önünde dik duran sendikacılık değil iktidara biat eden sendikacılığın yüz karası portresini ortaya koymuştur. Her üç konfederasyon da siyaset konusunda son derece korkak davranarak milyonlarca çalışanın umutsuzluk dünyasında boğulmasına neden olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

Yeni kadrolar, yeni politikalar gerekli
Türk-İş Genel Kurulu sonrası Türk-İş den kopmalar olacağını ve yeni bir konfederasyon kurulma hazırlığına gidileceğini sanmıyorum. Türk sendikacılığı için yeni bir dönemin başlangıcı, yeni siyaset anlayışı tutarlı, işçi hakları konusunda kararlı yeni bir konfederasyonun varlığı senikacılığımız için ekmek gibi su gibi hayati önemdedir. Hem Türkiye’nin hem de sendikacılığımızın şiddetle kendini yenilemeye ihtiyacı var. Umarız her ikisi de en kısa zamanda gerçekleşir. Bunun için yeni bir Konfederasyon değil Türk-İş’in kendini sorgulayarak, yaptığı yanlışların cesurca altını çizerek geleceğini tartışmaya açması gerekir.

Sendikalar süreci dikkatle takip etmeli
Türk-İş Genel Kurulu’nun tartışmalı geçeceği kuşkusuzdur. Başarısız ve çok eleştirilen Türk-İş yönetimi yeniden seçilirse ve politikalarının genel hatlarını değiştirmekten, kendini yenilemekten kaçınırsa üye sendikalardan bazıları yeni bir konfederasyonu gündeme getirebilir. Eğer yönetim değişikliğine gidilirse sendikacılığımız daha fazla bölünmeden yeni bir rota, yeni bir kaptanla beklentilerle aydınlık sulara doğru seyredebilir.

Akıl almaz sorunlar
İşçi hareketinin akıl almaz sorunları var. Mevcut çalışma yasalarında çok önemli işçi karşıtı hükümler var. Bunların çözümü için yasa taslakları hazırlayacak, işçi eğitimine cesurca yaklaşacak bir Türkİş araştırma bürosuna ve bu büroda çalışacak gelişmeleri kucaklayacak insanlara şiddetle ihtiyaç var. Bu ülkenin geleceğinde İslam Cumhuriyeti içinde yok olacak, İslami siyasete meze olacak sendikalara değil demokrasiyi ve işçi sınıfını yüceltecek sendikalara ve yöneticilere ihtiyaç var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları