Olaylar Ve Görüşler

Seçilmişlik meşruiyeti ve AKP - Prof. Dr. Rıdvan AKIN

04 Kasım 2022 Cuma

AKP 20 yıldır her türlü eylemini seçilmişlik meşruiyetine dayandırmaktadır. Oysa ki iktidarını Milli Güvenlik Konseyi’nin kurduğu düzene yani cuntanın özenle kurguladığı solu budanmış siyaset ortamına borçludur. Yüzde 35 gibi bir azınlık oyuyla AKP’yi tek başına iktidara getiren mevzuatın mimarı 12 Eylül rejimidir.

YASALARI ÇİĞNEME EĞİLİMİ

AKP kadrolarına göre çoğunluk ne isterse o olur. Buna, “demokrasi tramvayından” inmek de dahildir.  Yirmi yıldır AKP önderliği temsilde adaleti önemsememekte, çarpık temsilden rahatsız olmamaktadır. AKP döneminde en tehlikeli gelişmelerden biri muhalif milletvekillerine yönelik tutumdur. 2007 seçimlerinden sonra yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı büyük erezyona uğramıştır. Oysa dokunulmazlık iktidarı değil muhalefeti korumak için vardır. 2016 yılında gerçekleştirilen “dokunulmazlıkların toptan kaldırılması” parlamento hukuku açısından vahim bir yanlış olmuştu. Daha sonra iktidarın bunu nasıl suiistimal edebileceği görüldü. 

Demokrat Parti’den bu yana bütün sağ iktidarlar seçim yasalarını çiğnemeye eğilimlidirler. Menderes ve Özal bu konuda en önde gelirler. AKP döneminde ise YSK’nin etki altına alınmasından sonra seçim yasaları sadece muhalefet partileri için geçerli hale geldi denebilir. 2017 referandumu ve 2019 mahalli idareler seçimleri bunun en somut örnekleridir. 

Rejimi değiştiren referandumda YSK mühürsüz oyların geçerli sayılması kararı vermişti. Bu açıkça seçim yasasına ve içtihatlara aykırı idi. İktidar, bütün oylamalarda manipülasyon yapmakta, kamu kaynaklarını seçim mevzuatına aykırı biçimde kullanmakta, başarıya ulaşamadığı zaman da seçim yargısı üzerinden iptal kararları aldırmaktadır. AKP, Türkiye’nin en güçlü örgüt ağına sahip partisidir. İktidar, yerel yönetimlere, merkezi yönetime, kolluk gücüne, seçim yargısına hâkimiyetini artırdıkça her alanda müdahaleciliği artmıştır. Örneğin, 2014’te adalet ve içişleri bakanları seçim kurullarını basarak seçimlerin temel hükümlerine ilişkin yasayı ağır bir şekilde ihlal ettiler. İktidarın sandık kurullarını denetlemesi, tutanakları kapalı kapılar ardında incelemesi, iktidarı kaybetmemek için neleri yapabileceğini göstermiştir. 2019 İBB Başkanlığı seçiminin iptal edilmesinde başvurulan hukuk çarpıtması inanılır gibi değildir. Seçim yargısı, bir sandıkta belediye meclisine verilen oyları geçerli sayarken belediye başkanlığı için verilen oyları iptal edebilmiştir. Bu Siirt seçimlerinin iptali kararından daha fahiş bir hukuk garabeti olmuştur.

HUKUKA AYKIRI

Muhalefet partilerinden seçilmiş belediye başkanlarının “topal ördek” muamelesi göreceği daha ilk günden ilan edilmiş, mali ve idari kuşatmaya alınmıştır. İktidar özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kamu hizmeti veremez duruma düşürmeye çalışmaktadır. 

Yani AKP, yurttaşlar muhalif bir partiyi işbaşına getirmişlerse, bunu demokrasinin bir sonucu olarak kabullenmek yerine kazanan yöneticiyi boğmaya çalışmaktadır. Muhalefetin eşit koşullarla seçimlere girme, kazanma, hizmet verme olanağını elinden almak için bütün kamu gücü seferber edilmektedir. İktidar açısından seçimi muhalefet kazanmış ise her yola başvurarak elindekiler alınabilir. Hukuka aykırılık ve temsil meşruiyetinin önemi yoktur. 

PROF. DR. RIDVAN AKIN

SİYASİ TARİHÇİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları