Olaylar Ve Görüşler

Saray, tasarruf ve emekçi - Kaan Eroğuz

23 Ağustos 2024 Cuma

Yaşanan ekonomik krizin faturasını, açıkladığı “tasarruf” paketleriyle emekçilerin ve dar gelirli ailelerin sırtına yükleyen siyasal iktidar, uzun süredir altyapısını hazırladığı İş Kanunu değişikliğini olgunlaştırmaya başladı. Çalışma yaşamını ilgilendirmesi itibarıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılması gereken açıklamalar, Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından yapılmaya başlandı.

Devlet kurumsallaşmasının “Saray”ın etrafında toplandığı bir dönemde, çalışma yaşamının düzenlenmesi ve ilgili mevzuatın uygulanması konusunu ilgili kurumlar yerine cumhurbaşkanı yardımcılarının bu görevi üstlenmesi şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olmayan bir diğer nokta, basına yansıyan değişiklik önerilerinin emekçilerin güvencesiz çalışma koşullarını artırarak sermayenin taleplerine cevap veren maddelerden oluşması.

Teşvik ve indirim paketleriyle sermaye çevrelerinin kâr maksimizasyonuna öncelik veren hükümet yetkilileri, “yeni nesil çalışma modellerine uyum sağlama” adı altında emekçilerin güvencesiz çalışma pratiklerini genişletecek adımlar atmayı hedefliyor. 24-25 Ağustos tarihlerinde Bitlis’in Ahlat ilçesinde toplanacak olan hükümet kabinesinin ana gündemini de çalışma yaşamını değiştirecek bu düzenlemeler oluşturuyor.

BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın açıklamaları sonrası düzenlemenin basına yansıyan içeriğine baktığımızda, “belirli süreli iş sözleşmelerinin genişletilmesi” ön plana çıkıyor. Bu kapsamda, objektif koşul şartı olarak bir gerekçe olmaksızın belirli süreli sözleşmeyle işçi çalıştırmanın önü açılıyor. Belirli süreli iş sözleşmesine bağlı istihdamın yaygınlaşması, emekçilerin ihbar, işe iade ve özellikle kıdem tazminatı gibi haklarından mahrum kalmasına yol açacak bir düzenleme önerisi sunuyor. Bu ise başta TÜSİAD ve TOBB olmak üzere büyük sermaye çevrelerinin uzun yıllardır talep ettikleri kıdem tazminatının ve belirli süreli iş sözleşmesi istihdamının önündeki engellerin kaldırılması gibi isteklerinin karşılanması anlamına geliyor.

KARŞILANMAYAN İSTEKLER

Nitekim söz konusu önerilerin, sermayenin çıkarlarını önceleyen bir kurul olarak YOİKK toplantısı sonrası kamuoyuyla paylaşılması, emekçilerin taleplerine uygun bir düzenlemenin gerçekleşmeyeceğini baştan ortaya koyuyor.

Yaşam pahalılığı ve yoksullukla mücadele eden emekçilerin, yıl ortası asgari ücrete zam beklentilerinin karşılanmaması sonrası gündeme gelen yasa değişikliği önerileri, çalışma yaşamını emekçiler aleyhine düzenlemesiyle daha büyük sorunların oluşmasına neden olacağa benziyor.

GÜVENCELİ İŞ

Geçtiğimiz günlerde bir araya gelen işçi konfederasyonlarının hükümet tarafından karşılanmayan taleplerine karşılık olarak eylem kararı almaları, hükümet-sermaye eliyle gerçekleştirilen hak gaspı saldırılarına karşı oldukça önemli bir direnç merkezi oluşturabilir. Gelir vergisinin bütün işçiler için yüzde 15’e sabitlenmesi, işçilerin sosyal haklarından vergi kesilmemesi, işçilerin doğrudan ve dolaylı vergi yükünün azaltılması, kıdem tazminatı tavanının brüt asgari ücretin 7.5 katı olması ve gerçek enflasyonun açıklanması için adım atılması gibi talepleri barındıran işçi konfederasyonlarının eylem programı, yaşanan son gelişmeler sonrası esnek çalışma koşullarına karşı işçilerin güvenceli iş taleplerini de ön plana çıkarmalı.

Esnedikçe esneyen bu kölelik düzenine karşı emekten yana olan tüm kuvvetler, meydanlarda işçilerle birlikte olmalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları