Olaylar Ve Görüşler

Salda Gölü’nde neler oluyor?

31 Temmuz 2019 Çarşamba

Konuyla ilgili bilgi sahibi olanların bilgileriyle, deneyim sahibi olanların deneyimleriyle yanlarında olmalarını bekliyorlar. Sizleri Türkiye’nin Maldivleri’ne çağırıyorlar.

Yeşilova’da oturan bir arkadaşımdan ileti aldım. “Anadolu’nun nazar boncuğu, Burdurumuzun ve Yeşilovamızın gözbebeği Salda Gölümüze ‘millet bahçesi’ adı altında TOKİ tarafından yapılan proje, 31 Temmuz 2019’da ihaleye çıkıyor. Ancak şu ana kadar kamuoyuna projenin içeriği, niteliği, doğaya ve çevreye zararı, betonlaşma var mı yok mu, yapılacak binaların özelliği ve işletmelerin kimler tarafından işletileceği konusunda en ufak bir bilgi yok...” 
Salda Gölü, Türkiye’nin Maldivleri olarak anılıyor. Dünyadaki iki örnekten biri. Göl suları günün her saatinde, her mevsimde, havanın açık ya da kapalı oluşuna göre ayrı bir renk alıyor. Turkuvaz yeşilin, mavinin ve lacivertin her tonu dalga dalga uzanıyor. Suyu berrak, kıyıdaki kumsalı beyaz. (4 Nisan 2019’da Cumhuriyet gazetesindeki yazımda bu konuya ilişkin ayrıntılı bilgi verildi.) 
Mart ayı başında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla “Salda Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi” belirlendi. Bu kararla 295 kilometrekarelik alan koruma altına alındı. Gölün yüzeyi 44 kilometrekare. Yani gölün 6.7 kat büyüklüğündeki bir alan söz konusu. 
Gölün çevresi bozulmamış Akdeniz bitki örtüsüyle kaplı. Güney yamacında yükselen Eşeler Dağı’nın üstünde çevre illerde yaşayanların kullanımında olan kayak merkezi var. 
Akıllı, paralı, zevkine düşkün müşterilere satılabilecek bulunmaz bir mal var elde.

Devasa çay-kek bahçesi mi? 
Konu ilk gündeme geldiğinde; buralara çevre düzenlemesi ve günübirlikçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak tuvalet vb. şeylerin yapılacağı, yöre halkı için “çay bahçesi (!)” açılacağı söyleniyordu. 295 kilometrekare koruma altına alındığına göre, böyle bir alana kimse çay bahçesi yapmayı düşünmüyordur sanırım. Zira böyle bir çay bahçesini doldurmak için tüm Akdeniz Bölgesi’ndeki insanları toplamak gerekecektir. 
Hakkını teslim edelim gene. Bu yaz Salda köyünün sahiline kaymakamlık “çay bahçesi (!)” açmış. Köylüler bedava çay kek beklerken sahile girişten kişi başı 10 lira alınmakta, çaylar 5 liraya sandviçler 10 liraya ikram edilmekte. 
Yeşilova sahilindeki plajda, belediyenin yıllardan bu yana gelenlere ucuz hizmet sunduğu gazinosu, konaklama yerleri, çadır alanları vardı. Yapılan bildirimle bu hizmet alanlarının boşaltılması istenmiş.

Maldivler’e kimler gidiyor? 
Daha önce ülkemizde yaşananlara bakarak olabilecekleri düşünebiliriz. 
1- Önce 295 kilometrekarelik koruma alanı tel örgüyle çevrilip korumaya alınır. 
2- Bu alan içinde kalan ne varsa TOKİ tarafından kamulaştırılır. 
3- Gölün en gözde yerlerine çok yıldızlı oteller yapılır. 
4- Doğa harikası bu alan, köylülere bırakılamayacak kadar muhteşemdir. Çok iyi de para getirir ve leblebi nohut gibi satılır. Geniş parsellere ayrılır, Arapların hizmetine sunulur. Güzelim Karadeniz yaylalarının Uzungöl’ü gibi kısa sürede bitirilir. 
Çevrede yaşayanların çok büyük kesimi olanın bitenin ayırdında değil. Küçük bir grup olaya dikkat çekmek istese de seslerini dinleyen yok. Önemli bir bölüm korkuya teslim olmuş durumda. Ülkenin her yerinde olduğu gibi burada da insanlar karpuz gibi yarılmış. Yarının bir yanı ne olursa olsun, kendisini yapılanların savunucusu gibi görüp görev üstleniyor. Ayrıca, köylerdeki eğitimli ve gözü pek kesimler kentlere gitmiş. Benim öğrencilik yıllarımda Kayadibi İlkokulu’nda 150 dolayında öğrenci vardı. Şimdi 8 öğrenci kalmış. Bu yorgun insanlar her şeyi görse bilse bile, “Neler oluyor” diye soracak halde değiller.

Salda Gölü’nün geleceği nasıl olmalı? 
Salda Gölü milyonlarca yıldır burada. Milyonlarca yıllık değişimle bu güzelliğe ulaşmış. Çevredeki insanlar geçen süre boyunca bu gölle yaşamışlar. Gölü ve çevresinin doğal yapısını korumuşlar. Acaba şimdi, “Dönem yağma dönemi. Biz alacağımızı alalım 50 yıl sonra ne olursa olsun” mu denmeli? Yoksa atalarımızdan aldıklarımız geleceğe taşınmalı, bu değerler korunmalı mı?
Burada yaşayanlar olarak bizler, bencil bir kıskançlıkla, “Buralar bizim, kimse gelip rahatımızı bozmasın” diyemeyiz. Güzellikler tüm insanlığın ortak malıdır. Doğanın yarattığı eşsiz güzellikler bitirilmesin, korunsun diyoruz. Halkın yararına geliştirilsin ve en geniş şekilde halkın hizmetine sunulsun istiyoruz. 
Göl, artık Türkiye’de bilinir hale geldi. Özellikle yaz aylarında gelenlerin sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. Bunlar arabasıyla çevrede turluyor, kumsala inip yürüyor, bazıları yüksekçe bir yere çıkıp muhteşem berraklığı gözlüyor ve gidiyor. Gelenlerin hemen hepsi günübirlikçi. Konaklama yerleri olmadığı için uzun süre kalma olanakları yok. 
Buranın konaklama sorunu çevrenin sahibi olan ve doğayla barışık yaşayan köylülerle birlikte çözülmeli. Salda, Doğanbaba, Kayadibi, Yeşilova yerleşim yerlerinde ev pansiyonculuğu geliştirilmeli. Yeşilova Belediyesi bu yönde önderlik etmeli.

Zaman kısa 
Ev pansiyonculuğu iki yönüyle çok önemli yararlar sağlayacaktır: 
Birincisi; konuklar çevre insanının doğal yaşam ortamında yaşayacak, yeni insanlar, yeni güzellikler, yeni tatlar keşfedecektir. 
İkincisi; yüz binlere hizmet sunan çevre halkının yaşam tarzı değişecektir. Başka dünyaların insanlarını tanıyacaklar, değerleri, kültürleri, ekonomik güçleri gelişecektir. Buralardan dışarılara göç verilmeyecek, hatta çevre illere gidip asgari ücretle iş bulduğuna şükredenlerin büyük kesimi geri dönecektir. 
En önemlisi, doğanın güzelliğine ve yapısına hiçbir zarar gelmeyecektir. 
İmdat! İmdat! 
Çevredeki bir avuç insan “imdat” diye haykırıyor. Yurtsever aydınlar, çevre dostları onların sesine kulak verin. Konuyla ilgili bilgi sahibi olanların bilgileriyle, deneyim sahibi olanların deneyimleriyle yanlarında olmalarını bekliyorlar. Sizleri Türkiye’nin Maldivleri’ne çağırıyorlar. 
Doğanın bize armağanı olan böyle bir değerin Türkiye’de ikincisi yok. 
Zaman kısa. Hemen şimdi, Türkiye’nin gözbebeği Salda Gölü’ne sahip çıkalım.

Dursun Utku
Emekli Adana İl Milli Eğitim Müdürü



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları