Olaylar Ve Görüşler

Sahipsiz hayvanların korunması - Hüseyin DEDE

29 Eylül 2022 Perşembe

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, 1995 yılında hayvanlarla ilgili bir görevi olmayan Çevre Bakanlığı’nca TBMM’ye sunulmuş, 2004 yılında yürürlüğe girmiştir.

Çevre Bakanlığı birkaç kere isim değiştirmiş, sonra Tarım Bakanlığı ile birleştirilmiştir. Ancak aynı yapı olduğu gibi korunmuştur. Hayvanları koruma hizmetleri, hayvanlarla ilgili bir görevi olmayan, ağırlıklı orman hizmetleri gören Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde bir daire başkanına bağlı “Hayvanları Koruma Çalışma Grubu” olarak yer almıştır. Hayvanları koruma ile ilgili kanun, yönetmelik, talimat vb. düzenlemeler bu birim tarafından hazırlanmaktadır.

YETKİLİ OTORİTE

Sokaklarda yaşayan köpek sayısı, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bizim gibi ülkelerde insan nüfusunun yüzde 10’una karşılık gelmektedir. Bu verilere göre ülkemizde yaklaşık 8-8.5 milyon sahipsiz köpek yaşamaktadır. Bir taraftan hayvanlara eziyet ve kötü muameleler diğer taraftan sokaklardaki sahipsiz hayvanların neden olduğu korku, ölüm, yaralanma ve yarattığı sağlık sorunları gündemden düşmemektedir. Hayvanseverler sahipsiz hayvanların yaşam yerinin sokaklar olduğunu ifade ederken sahipsiz hayvanlardan rahatsız olan kesim de sokakta hayvan istememektedir.

Bu kadar önemli olan bu sorunun “Hayvanları Koruma Çalışma Grubu” şeklindeki bir yapılanmayla çözümü mümkün görünmemektedir. Bu birimde, merkezde ve taşrada çalışan veteriner hekim sayısı da yetersizdir. Çalışan veteriner hekimler idareci pozisyonunda olmadıkları için yetki kullanmaları da sınırlıdır.

Halbuki hayvanların korunması, hayvan refahı, hayvan hakları gibi konular ulusal ve uluslararası manada veteriner hekimlerin ana uğraşı alanlarındandır. Dünyada da bu tür düzenlemeler “Yetkili Veteriner Otoritesi” tarafından düzenlenmekte, uygulamaları da yetkili otorite ve taşra teşkilatı tarafından yapılmaktadır. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OİE) ve diğer uluslararası kuruluşlar da bunu tavsiye etmektedirler.

Ülkemizde ise hayvanlarla ilgili yetkili bir otorite olmadığından hayvan sağlığı, halk sağlığı ve hayvancılıkta aksamalar olmaktadır. Konumuz olan hayvanların korunması ise ilgisiz meslekler eliyle yürütüldüğü için hayvanseverlerin talepleri bilimsel süzgeçlerden geçmeden uygulamaya konulmaktadır. Bu da hayvanların korunmasında aksamalara neden olmaktadır. Örneğin sokaktan alınan hayvanın geri bırakılması zorunluluğu (kanunun 6. maddesi, yönetmeliğin 20. maddesi) uygulamayı yapan yerel yönetimlerle belde halkını karşı karşıya getirmektedir. Eğer inisiyatif uygulamayı yapan yerel birimlerde olursa yapılacak planlamalarla bu tür olumsuzluklar aza indirgenebilir. 

VETERİNER HİZMETLERİ

Belediyelerdeki veteriner hizmetleriyle ilgili yapılanmanın yetersiz olması, veteriner hekim sayısının azlığı, sahipsiz hayvanlara ayrılan bütçenin yetersizliği, barınak yapmama vb. eksiklikler de hayvanları korumada aksamalara neden olmaktadır. 

Mevcut örgütlenme ile bakanlığın bu sorunlara çözüm getirmesi mümkün değildir. Bu işlerin doğru ve sistemli yapılabilmesi için Uluslararası Cenevre Sözleşmesi’ne (3245 sayılı kanun) uygun, doğrudan bir bakana bağlı ve taşra örgütlenmesi olan “Veteriner Hekimlik Hizmetleri Yetkili Otoritesi”nin oluşturulmasından başka çare bulunmamaktadır.

HÜSEYİN DEDE

UZMAN VETERİNER HEKİM

VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları