Olaylar Ve Görüşler

Sağlıkta sorun büyüyor - Dr. Derya Uğur

26 Eylül 2024 Perşembe

22 yıllık siyasi iktidar döneminde halkımızın sağlığı ve sağlık emekçilerinin refahı için çözülmesi gereken sorunlar çığ gibi büyümüştür. Sağlık çalışanları, yoksulluk sınırının çok altında ücretlerle yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakılmaktadır. Genel Sağlık-İş’in yaptığı alan araştırması sonuçlarına göre; her 10 sağlık çalışanından 8’i gündelik yaşamın devamı için borçlanmak durumunda kalmakta ve bu borçlanma, araştırmanın yapıldığı günden bu yana artarak devam etmektedir. 

Yaşam emanet edilen sağlık çalışanlarının, geçim derdi içinde bırakılması kabul edilemez. Sağlık çalışanları, yoğun iş yükü altında çalışmak zorunda kalmaktadır. Sağlık hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşlarındaki personel eksikliği, uzun çalışma saatleri ve aşırı iş yükü, çalışanları fiziksel ve zihinsel olarak yıpratmaktadır. Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları elverişsizdir. Çalışanlar iş yaşamında fiziksel ve ruhsal sağlığı etkileyen faktörlere maruz kalınmaktadır.

ÖNLEMLER YETERSİZ

Sağlık çalışanlarının neredeyse tamamı şiddet olayları konusunda alınan önlemleri yetersiz görmektedir. Artık sağlık hizmeti veren kamu kurum ve kuruluşlarında şiddetsiz gün geçmemektedir. Çıkarılan “Sağlıkta Şiddet Yasası” yetersizdir ve mevcut durumuyla bile uygulanmamaktadır. 

Siyasi iktidarın “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında uyguladığı yanlış politikalar kışkırtılmış bir sağlık hizmeti talebini doğurmuş, sağlık emekçileri itibarsızlaştırılmış ve sonucunda da yaşam veren ellere kıyılır hale gelinmiştir. Sağlık çalışanları, liyakatsiz yöneticilerin baskı, yıldırma ve mobbingi ile yüz yüzedir. Sağlık emekçilerini köle olarak gören zihniyet neticesinde oturdukları koltukları kaybetmemek adına idarecilerin iş bilmezlikleri sağlık emekçileri üzerinde baskıları artırmaktadır.

Bugüne değin sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insan onuruna yaraşır yaşam ve çalışma koşullarına kavuşması için mücadele verdik ve vermeye de devam edeceğiz. Bunun için kimi taleplerin yerine getirilmesi gerekmektedir.  

NE YAPILMALI?

  • Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ağır ve kötü çalışma koşulları acilen düzeltilmelidir.
  • Sağlıkta şiddete sıfır tolerans gösterilmeli ve bunu önleyecek etkili bir şiddet yasası çıkarılmalıdır.
  • Sabit ödeme/teşvik ödemesi/taban ödemesi gibi sağlık çalışanlarının mağduriyetine sebep olan ve çalışma barışını bozan uygulamalara son verilmeli; en düşüğü yoksulluk sınırının üzerine olacak şekilde, kadro derecesine göre maaşlarda kademeli artış yapılmalıdır. Maaş ödemelerinin tamamı emekliye yansıyacak şekilde tek kalemde ödenmelidir.
  • Sağlık emekçilerinin çocuk bakım sorununun çözümü için haftanın 7 günü, 24 saat kesintisiz hizmet veren bakımevi, kreş ve anaokulu düzenlemesi yaşama geçirilmelidir.
  • Yeterli sayıda sağlık çalışanı istihdam edilmeli, personel açığı kapatılmalıdır.
  • Tüm sağlık emekçilerine geçmişe etkili olarak yıllık 90 gün yıpranma payı hakkı verilmelidir.

Sağlığı piyasalaştıran politikalara son verilmeli, Atatürk’ün başlattığı ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikaları tekrar yaşama geçirilmelidir.

HALKÇI POLİTİKA

Ulusal, kamucu, halkçı sağlık politikaları için;

Sağlıkta eşitlik esastır. Tüm bireylerin sağlık hizmetine eşit erişimi sağlanmalıdır. Eşit, ücretsiz, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmeti herkesin hakkıdır. Sağlık hizmetlerine yeterli kamu kaynağının ayrılmasını sağlayacak bir sistem kurulmalıdır.

Sağlık harcamalarında ülkenin epidemiyolojik yapısı dikkate alınarak sağlığı koruyucu ve geliştirici hizmetleri önceleyen planlama yapılmalıdır. Sağlık hizmetlerine olan kışkırtılmış talebi olabildiğince ihtiyaç ölçüsü ile sınırlayacak bir mekanizma geliştirilmelidir. Birinci basamak sağlık hizmetleri başta olmak üzere sağlık hizmetlerine erişim olanakları iyileştirilmelidir. 

Başta koruyucu sağlık, ana-çocuk sağlığı, ergen sağlığı hizmetleri olmak üzere birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilerek yaygınlaştırılmalıdır. Aile hekimliği modelinde etkili bir sevk zinciri kurulmalıdır. Sağlık personeli yetiştirme politikaları bilimsel temellerle yeniden düzenlenmelidir.

Türkiye’de sağlık cihazlarına yönelik sanayi gelişmektedir. İleri teknoloji gerektiren cihazlar ithal edilmektedir. Yerli sanayi bu alanda üretim yapmaya teşvik edilmeli ve tıbbi cihaz üretimine ve kullanımına yönelik insan gücü yetiştirilmelidir. Yerli ilaç sanayi teşvik edilmeli, dünya pazarlarına uyum konusunda desteklenmelidir.

Güvenli gıda, içinde yaşadığımız çevrenin korunması ve iyileştirilmesi bir sağlık sorunudur. Küreselleşmenin gıda ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri ve bunların insan sağlığı üzerindeki riskleri küreselleşmiş bir sağlık sistemi ile çözülemez. Sağlığı birinci dereceden etkileyen güvenli gıda ve çevre üzerinde oynanan oyunlara göz yumulmamalıdır. Sağlık politikalarının belirlenmesinde halkın, meslek örgütlerinin ve sendikaların katılımı sağlanmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları