Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

30 Mart 2025 Pazar

Sevgili okurlarım başlığım geçtiğimiz bir haftayı tanımlıyor. Ülkemiz tarihi bir anın eşiğinde, adalet, hukuk, demokrasi istemek, emeğinin hakkını istemek, aydınlık bir gelecek istemek iktidar tarafından şiddetle bastırılıyor. İktidar, Nâzım Hikmet’in şiirde haykırdığı gibi: “Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim/ Onlar Bursa’da havlucu Receb’e/ Karabük fabrikasındaki tesviyeci Hasan’a düşman,/ fakir köylü Hatçe kadına,/ ırgat Süleyman’a düşman/ sana düşman, bana düşman,/ düşünen insana düşman,/ vatan ki bu insanların evidir,/ sevgilim onlar vatana düşman!”

Evet, onlar umudun düşmanıdır. Almanya’da yaşayan kızım Dünya endişeli, her gün bana şu mesajı atıyor: Sokakları gençlere bırak Işıl Özgentürk. Kendi açısından haklı ama olmuyor işte, sokaklar beni çağırıyor, bana gençliğimi anımsatıyor. Uzak kalmak mümkün mü?

Her yerde yaşadığımız haftanın izdüşümleri. Oturduğum semtin tüm marketlerine gidiyorum, çalışanlar harıl harıl etiket değiştirmekte, soruyorum: “İndiriyor musunuz?” Gülerek yanıtlıyorlar: “Hayır bindiriyoruz!” Bu arada anında benzin zamlandı, tümü yandaşların emrine verilen elektrik işletmeleri nisanda yüzde 20 zam yapacaklarmış, yaşasın bizim bölgedeki elektrik şirketi Güler Sabancı’ya ait, şimdi ben nisandan itibaren hanımefendinin eskiden ödediğim iki vale parasını, üçe çıkaracağım. Eh biraz çorbada tuzumuz bulunsun. Şaka bir yana para bitti. Eh kimseler de elini cebine sokmuyor, ne her emrini yerine getirmek için el pençe beklediğimiz Trump ne de Arap ülkeleri, eh bir o kadar da beleşçi var ki karapara bile suyunu çekiyor, iktidar emeklilere verilen 1000 liraya bile muhtaç! Bu arada Şişli belediyesine atanan kayyum anında bölgesindeki Kent Lokantalarını kapatıyor, yemek dağıtan arabaları garaja çekiyor, okul çocuklarına dağıtılan kumanyaları yasaklıyor. Gerçekten bu kadar mı aymazsınız? Onların kapatılması size nasıl dönecek hiç mi hesabınız yok? Bence bu eylem AKP karşıtı bir eylem!

Beltur’lardaki emekliye düşük ücretle verilen bir tost bir çay da tarih olmuş. Sıra Halk Ekmek’te mi yahu, şu ülkeyi yönettiğini sananlar hiç mi sokakta dolaşmıyorlar? Ayıptır bu yaptığınız, kardeşim insanlar yoksul, gencecik üniversiteli çocuk haykırıyor: “Sürekli makarna yemekten bağırsaklarım düğümlendi!” Sizin oğullarınız en lüks arabalarla gezerken, bir kahveye 200 lira verirken o çocuk vatandaş değil mi? Yazık be batsın bu dünya!

Bu gencecik çocuklar sizin iktidarınızda büyüdü. Yürüyorlar ve protesto haklarını kullanıyorlar. Ama muhteşemler ve akıllılar, biri çıkıp çocukların bayıldığı çizgi kahraman Pikaçu kostümüyle yürüyor o kadar sevimli ki onu gören küçücük çocuklar sarılmak istiyorlar ve emir verdiğiniz polisler ise onu tazyikli suyla kovalıyor! Küçücük çocukların da mı hayallerine, neşelerine göz diktiniz? Bir amatör futbolcu polisin attığı plastik mermiye öyle bir vuruyor ki plastik mermi karşı tarafa geçip polislerin başında patlıyor ve dünya basını bu golü “yüzyılın golü” olarak manşetlere taşıyor. Semazen giysileri giymiş genç bir çocuk yüzünde gaz maskesi kalabalığın ortasında, “Gel ne olursan ol” diyerek sema dönüyor. Ve polisler hiç durmadan biber gazı sıkıyorlar. Ve çekilen bence de muhteşem bir fotoğrafı dünya basını manşetten veriyor.

Yahu paraya doymayan sizin trolleriniz ve iletişim, sosyal medyada sizin için çalışanlar ne yaptıklarını sanıyorlar? Parayla tutulmuş gençlerin eline boykot edilen bir kitapçının poşetlerini verip gene sırayla boykot edilen bir kahveye sokuyorsunuz. Verdiğiniz para ne kadar? O gençler de yoksul! Onlar sizin çocuklarınız değil, siz çocuklarınıza kıyamazsınız, onlar bedelli askerlik yaparlar, yurtdışında benim vergilerimle acayip burslar alıp okurlar. Yatlarda düğün yaparlar. Sizin çocuklarınız kıymetli, ötekiler mi. Canım arada verilen birkaç kuruşla idare etsinler!

Gelelim şimdi bizim kahveye, çok kalabalık değil çay içiyorum ve gencecik bir kız geliyor yan masaya oturuyor. O kadar genç, o kadar sade ki kıza kanım kaynıyor, o da ne uzun etek giymiş ve yırtmaçtan bacağındaki iki plastik mermi izi görünüyor, artık Işıl sabredemez. Kız çocuğuna soruyorum: “Nerede oldu bu plastik mermi yanıkları?” Kız çocuğu ışıltılı yüzünü daha da güzelleştiren bir gülümsemeyle “Saraçhane’de” diyor. “Konuşma yapanlar gidince polis saldırıyor.”Yanma devam ediyor mu?” diye soruyorum: “Evet” diyor, “Hava alsın diye bugün pantolon giymedim.” Bu kız çocuğunu öpesim var, kimse engel olamaz. Kızımın emirlerini çiğneyip kalabalıklara karışmaya niyetim var. Bu arada kamuda çalışanlar için hiç gerek yokken bayram tatili 9 güne çıkarıldı. Eh işler biraz yatışsın! Bence artık ne doları tutabilirsin ne de borsayı düzeltebilirsin! Yabancılar da gidiyor zaten. Eh biz de biraz iktisat okuduk.

Bir de 1 Nisan şakası gibi gelecek olan elektrik zammına karşı tavsiyelerim var: Ütüden vazgeçin zaten kırışıklık moda, elektrik süpürgesinden ve mümkünse bulaşık makinesinden vazgeçip İngiltere ve Amerikan halkı gibi eski usule dönün, yatarken tüm kabloları prizlerden çekin, çamaşırlarınızı kimyasallarla dolu deterjanlarda değil, beyaz sabunla yıkayın. Çay ve kahve makinelerinizi kapatıp cezveye dönün!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları