Meydan bayramı

30 Mart 2025 Pazar

Milletçe ağzımızın tadı kaçtığı için “Şeker Bayramı” diyen kalmadı.

Ramazan Bayramı’nız kutlu olsun.

Bu gelişmeyi eskinin yeniye, gelenekselin moderne, dinselin laik olana üstünlüğü sayanlar var.

Asıl neden, belki de çok farklı:

İktidarın “şeker” demeye yüzü yok.

Cumhuriyet döneminin armağanı anıtsal şeker fabrikalarımızı, ölmüş eşek pahasına tek tek sattıkları için yüzleri yok.

Şeker Bayramı’nın terk edilmesini AKP liderinin kolestrol ve diyabet korkusuna bağlayanlar da var.

Lütfen aldırmayın. Belli ki bu sıradan bir “gizli tanık” beyanı.

Hem kimin gönlünde hangi aslanın, hangi korkunun yattığını kim bilebilir ki?

***

Sözlükler “dini veya milli” açıdan özel olan günlerin topluca kutlanmasını bayram diye tanımlıyor.

Bugün “dini” bakımdan özel bir gün.

Dün ise beklenmedik ölçekte, “fiili ve milli” bir bayram gerçekleşti.

İki milyonu aşkın İstanbullu, Maltepe meydanında, meydana açılan cadde ve sokaklarda güle oynaya kutlama yaptı.

Bu keyfiyet Saraçhane’de sergilenen her türlü baskıya, yasağa, tekmeye, tokata, sıkılan biber gazına, tazyikli suya, gözaltına, gizli tanık terörü ile adli kontrol vs. vs. baskısına karşın gerçekleşti.

Dünkü miting iktidar bıkkını, yılgını milyonlar için tadından yenmeyen nadide bir bayram şekeri oldu.

***

Siyaset ile medya her ülkede her toplumda işlevlerini paralel veya birbirlerine karşı yürütürler.

Bu iki “mesleğin” doğası gereğidir.

Kaçınılması gereken tarafların birbirine hükmetmeye kalkmasıdır.

Yoksa siyaset medyayı, medya da siyaseti rahatlıkla “rehin” alabilmektedir.

En gelişmiş demokrasilerde bile “medyanın gücü”nden çok, “gücün medyası” öne çıkabiliyor.

Demokrasi” de biçim ve öz değiştirip “medyokrasi” haline geliveriyor.

Bu da elbette bizim “cumhurbaşkanlığı hükmetme sistemi” gibi bir yönetim biçimi.

Ama biraz o biçim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Baharlar tekin değil! 13 Nisan 2025
Ucuz üyelik yahnisi 6 Nisan 2025

Günün Köşe Yazıları