Olaylar Ve Görüşler

PTT’nin T’sini satmak ve Telekom’un başına gelenler

23 Ekim 2019 Çarşamba

YAZAR:Orhan Özkaya
Yazar

Özal’ın küresel teslimiyetçiliğine dahi direnen PTT, Çiller’in 20 milyar dolarlık rakamlar dillendirmesine, özelleştirmelerin erdemlerini sıraladığı övgüleri bile halkımızın çelik iradesine çarparak dağılmıştı. Ancak 2002 AKP dayatması, PTT’nin bu direnci kırmasını sağlayamadı. Parçalayarak böldükleri PTT’nin T’si Telekom, kasası dolu ve en fazla vergi veren kurumlardan biri olduğu halde satılmaktan kurtulamadı.

PTT, geçmiş hükümetler tarafından özelleştirilmek amacıyla sürekli gündeme getirilmiş, insafsızca yıpratılmış bir milli varlığımız. Uzun yıllar toplumun tepkisinden çekinilerek, özelleştirme pususuna yatıldı. Atatürk Cumhuriyetinin KİT’leri, ekonomik yönden desteksiz bırakılmış, partizan hesapların saldırısı altında militanlar doldurularak, zarar ediyorlar çığlıklarıyla, halkın gözünde itibarsız bir kurum haline dönüştürülmeye çalışıldı. 12 Eylül darbesinde bile başaramadıkları, Özal’ın küresel teslimiyetçiliğine dahi direnen PTT, Çiller’in 20 milyar dolarlık rakamlar dillendirmesine, özelleştirmelerin erdemlerini sıraladığı övgüleri bile halkımızın çelik iradesine çarparak dağılmıştı.
Ancak 2002 AKP dayatması, PTT’nin bu direnci kırmasını sağlayamadı. Parçalayarak böldükleri PTT’nin T’si Telekom, kasası dolu ve en fazla vergi veren kurumlardan biri olduğu halde satılmaktan kurtulamadı. Yani zarar değil, kâr etmesine rağmen... Uzmanlaşmış eleman istihdamının merkezlerinden biri olmasına karşın, kıyılmaktan kurtulamadı. PTT’nin geri kalan parçasının ne iş yaptığı anlaşılamazken kargoculuk ve bankacılık işleriyle özelleşmiş bir yapının içinde ayakta kalma mücadelesi vermeye çalışıyor.
İşte tam bu sırada, özelleştirmelerin de artık geri tepmeye başlaması, iflaslar yaşanmasına doğru hızla kayılması sonucunda, Hazine tarafından el koymalar yoğunlaşmaya başladı. Varlık Fonu icadı da bu çöküşün yeni bulgusu olarak doğuverdi... Artık ülke borç almak için bu Varlık Fonu’nu haciz ve ipotek altına koyarak alabilecek; ancak hukuk sisteminin ve sistemin güvenirliği olmadığı için sonuç da alınamıyor.

Altyapı Ofer’e
Türk Telekom’un binlerce tesisi, 15 binden fazla üst düzey eğitimli uzman personeli, yeraltı kablolarının yanında tüm tesislerde harcanan milyarlarca dolar halkın vergileriyle karşılanan varlığı. Üstelik bu tesisler irtifak hakları tesis edilerek tapuya çevrilmiş. Ülkenin kılcal damarları sayılan bu yeraltı kabloları da Ofer’in eline geçmişti.
Ülke varlıkları, küresel güçlerin eline teslim edilerek tüketilirken ülke kalkınıp gelişecek ve halkın refahının yükseleceği masalları anlatıldı durdu. Bütün bu hayallerle halk, yıllarca uyutuldu, gerçekdışı bir düzenin kıskacında çaresiz bırakıldı. Telekom’un dışında özelleştirilen bütün işlemler çökmekte, küresel güçlerin kurduğu finans sermayenin iflas aşamasına gelmesi; korumacı, kamucu, hatta devletçi seçenekler kullanmak zorunda kalmasıyla işler sarpa sarmaya başladı.
İşte bu nedenle ele geçirdikleri ülke varlıkları kriz içerisine giriyor, hepsini satıyor. Bunun üzerine bankalardan kredi almaya başladı ve onları da batırarak, ülkeden çekti gitti. Bu durum, bankaların da iflasına neden oldu. O nedenle çok sayıda banka ülkeyi terk ediyor ya da Arap ortak arıyor...

Batık durumda
Hiçbir denetim olanağı, sağlanmadan yapılan bu satışlar, “Teftiş Kurulları” ortadan kaldırılarak gerçekleştirildi. Daha sonra ülkede denetim kurumu kalmadı, Sayıştay bile işlevsizleştirildi. Büyük tartışmalara neden olan bu özelleştirme, Telekom’un kasasındaki parası dahi satılan kişinin ilk taksit ödemesini gerçekleştirmesine yaradı. Satış bedeli son derece komik rakam olarak aylarca tartışmalara sebep oldu. İşte bugün gelinen nokta, o zamanki hukuksuz işlemlerden belli oluyordu. Ödemesi gereken 2 kredi taksitini ödeyemediği için yüzde 55 hisseye sahip olan Oger, kurum hisselerini elden çıkarabilmek için arayış içerisine girdi. 290 milyon dolar olan mart ve eylül taksitlerini ödemedi. Borç aldığı bankalar Akbank, İş Bankası ve Garanti Bankası gibi birçok banka fay kırılmaları yaşadı. Oger, sonunda hiçbir ödeme yapmadan Telekom’u ortada bırakarak sorumluluktan sıyrıldı.
Özelleştirmelerle elde edilen gelirin 59 milyar dolarlık bir kaynak yarattığını ilgili bakanlar zaman zaman açıklıyorlar. Bu paraların bölünmüş yollar dahil bazı tüketim alanlarına harcandığı belirtilmekte.

Telekom’a Hazine’nin el koyması işe yaramadı
İflas eden THY’ye 12 milyar dolarlık Trump’la Boeing marka uçak anlaşması yapmak, 250’den fazla süper lüks zırhlı makam aracı almak, onlarca makam uçağı almak... Çöken ekonominin altında kalan Telekom’a Hazine tarafından el konulduğunu halkımızın Reuter haber ajansından öğrenmesi çok acı verici. Lübnan Başbakanı Saad Hariri, STC ile ortak olduğu Oger Telecom şirketi, 2005 yılında Türk Telekom’un yüzde 55’lik payını alarak, ülkemizin ekonomisine katkıda bulunacağı beklentilerine neden olmuştu.
Ancak beklentiler iflasla neticelendi. Oger Telekomünikasyon AŞ (OTAŞ) adındaki şirket aracılığıyla sağlanan bu satış işlemini, devletin sırtına, dolayısıyla halkımızın emeğine yüklemiş oldu. İki bankadan alınan 75 milyar dolarlık yeni kredi, 3 kez alınan ek sürelere rağmen ödenmemiş ve yeni yapılandırma taleplerine neden oldu. Diğer ortak Saudi Telecom’ un da, bu konuda katkı koyacak durumda olmadığı, Suudi Arabistan’da işlerinin hiç iyi gitmediği, iflas noktasında bulunduğu ortaya çıkınca, Hazine olaya el koymak zorunda kaldı. Oger, 2013 yılında 4.75 milyar dolarlık krediyi ödeme sıkıntıVsı içerisine düşünce; Akbank, İş Bankası ve Garanti Bankası deprem yaşamaya başlamış, ayrıca bu krediye destek veren 30 civarındaki banka da etkilenmiş bulunduğu haberleri yerli ve yabancı ajanslara düştü ve Telekom, halkımızın sırtına yüklenen yeni bir yük olarak kaldı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları