Olaylar Ve Görüşler

Mücadele umudu - Gülseven Güven YAŞER

13 Ekim 2023 Cuma

Cumhuriyet, çağımızın evrensel değerleri ile bütünleşen, çalışan, bilgi ve düşünce üreten, ulusunu seven, ülkesini yücelten kadın ve erkek bireyler için yola çıkmıştı. Ne yazık ki 100. yılımızda bu değerler çok gerilerde kalmış görünüyor!...

MÖ 500. yıllarda Perikles diyor ki “Toplumsal olaylara duyarlı yaklaşmayan, ilgi ya da tepki göstermeyen kişiler; sadece işleri ve güçleri ile uğraşan, kendi halinde yurttaşlar değil; hiçbir işe yaramayan insanlardır...”

Böyle bir ortamda Cumhuriyet tarihine bakıp yokluklar içerisinde bir ulusu yeniden var etmenin koşullarını muhakkak hatırlamalıyız! Günbegün çalışılarak yeniden sahip olunan limanlar, işletmeler, ekonomik kazanımlar. 1923 Aydınlanmasıyla gelen özgürlük ve bağımsızlığın yanı sıra kazanılan çağdaş, evrensel değerler...

GERİCİLİK KISKACI

Sonra, özelleştirme adı altında, “bin bir güçlükle -bağımsızlık savaşıyla- elde edilebilmiş bu değerlerin” pazarlanmaları, satılmaları, yok edilmeleri!.. Cumhuriyet idealine, Atatürk felsefesine karşıt, sömürge güçleri ve uzantılarıyla yitirilen çağdaş değerler ve ulusal bilinç! 

Laik Türkiye Cumhuriyeti yasalarınca yasaklanmış olan tüm ılımlı -köktenci tarikatlar, cemaatler; siyasetçilerin ve liberal kadroların gayretiyle güçlenip, 21. yüzyıl Türkiye’sinde yeniden başrollere giriştiler! Toplum hepimizin gözleri önünde, cehaletin, kabalığın, dinciliğin-gericiliğin kıskacında, medyanın ve siyasetçilerin desteği ile geriledi...

Geleceğimizin vizyonu giderek endişe ve karanlıklarla örülmeye başlamışsa, ne yapmalıyız? Binbir çekince içerisinde suskun, Cumhuriyet idealinin, Atatürk ve ilkelerinin her gün yeni bir saldırıya uğradığı günleri mi yaşayacağız?

Siz Avrupa’da ya da Amerika’da tarihe mal olmuş bir kahraman hakkında böyle konuşabilir misiniz? Almanya’da, İngiltere’de, bir Batı ülkesinde ülkelerinin kurucu ya da kurtarıcılarına karşı kin ve nefret besleyen insanları, toplum asla affetmez ve içlerinde barındırmaz. Kimse de buna cesaret edemez. 

Batı’da mahalle aralarında, saklı yuvalarda çocuklarına yönetime karşı eğitim veren hainler yaşatılır mı? Bizler yaşatıyoruz!..

Türk Kurtuluş Savaşı’nda emperyal güçlerin yanında, en az onlar kadar Atatürk’e ve Cumhuriyete düşman olan dinci güruhun yarattığı irticanın; 2023 Türkiye’sinde siyasetçiler eliyle TBMM’ye taşındığını herhalde görüyoruz.

Hiç kimsenin gücü bu koşulları değiştirmeye yetmiyormuş gibi görünüyor. Ama gerçekte sorun gücün yetmemesi değil, iradenin ve isteğin olmaması!...

Eğer bir şeyin sorumluluğunu üstlenmeye hazır değilsek, hiçbir şeyi değiştiremeyiz!

‘YAŞAMAK KANUNU’

Atatürk, 29 Ekim 1933 günü bakın ne diyor: 

“İdeal ele geçince ideal olmaktan çıkar, yaşanır bir şey olur. Bazı şeyler, kanunla, emirle, milletçe omuz omuza boğuştuğunuz halde düzelmezler. Adam fesi atar, şapkayı giyer ama alnında fesin izi vardır. 

Siz sarıkla gezmeyi yasaklarsınız, kimse sarıkla dolaşmaz. Ama bazı insanlardaki görünmeyen sarıkları yok edemezsiniz. Çünkü onlar zihniyetin içindedir. Zihniyet binlerce yılın birikimidir. O birikimi bir anda yok edemezsiniz, onunla boğuşursunuz...

Yeni bir zihniyet, yeni bir ahlak yerleştirinceye kadar boğuşursunuz ve sonunda başarılı olursunuz. Önemli olan boğuşmaktan yorulmamak, umutsuzluğa düşmemektir. Milletler böyle ilerler. Yorulan, umutsuzluğa kapılan yenilir. 

Biz biliyoruz ki inandığımız şey doğrudur, yenidir, ileridir. Öyleyse; eskiyi, geriyi, işe yaramazı mutlaka yeneceğiz demektir. Çünkü ilerlemenin başka çaresi yoktur. Yaşamak kanunu budur”.

GÜLSEVEN GÜVEN YAŞER

ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI KURUCU BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları