Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Masumiyet karinesi ve tek tip KEMAL AKKURT yazdı...
Sanıklara tek tip kıyafet giydirilmesi önerisi, yargılanan kişilerin hepsinin suçlu olduğu yönündeki bir ön kabule dayanır. Ancak bir kimsenin kıyafetine bakılarak suçlu veya suçsuz olduğuna karar verilemeyeceğinden, sanıkları küçük düşüren ve mahkûmmuş gibi gösteren tek tip kıyafetin zorlanması, hukuka aykırıdır.
Anayasamızın 36. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin (İHEB) 10. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesi “Adil Yargılanma Hakkı”nı düzenler. Buna göre herkes, gerek hukuk davalarında gerekse ceza davalarında, kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda adil yargılanma hakkına sahiptir. Bu hak, yargılanan her sanık için temel bir haktır.
Adil yargılanma hakkı nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından en çok mahkûm edilen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Anayasamızın 90. maddesine eklenen son fıkra ile, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler yasa hükmünde olup bunlar aleyhine anayasaya aykırılık iddiasında bile bulunulamaz. Bu çerçevede ülkemiz AİHS’ni kabul etmiş ve yurttaşlarına AİHM’ne “Bireysel Başvurma Hakkı”nı tanımıştır.
Suçu sabit olana kadar
Anayasa’nın 38. maddesinde, İHEB 11. maddesinde ve AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının önemli öğelerinden biri de “masumiyet karinesi”dir. Buna göre bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.
Bu düzenlemelere rağmen, Avrupa Konseyi’ne taraf ülkeler arasında, hakkında iddianame düzenlenen kişiler bakımından, en fazla beraat ve bozulan mahkûmiyet kararları, ülkemizde görülüyor. Bu durum, ülkemizdeki yargılamalarda hazırlık soruşturmasının eksik olarak yapıldığını, sorumluluğun eksik delillere dayalı iddianame ile mahkemeye atıldığını ve yapılan yargılamaların da adil olmadığını gösteriyor. Emniyetten gelen fezlekeler iddianameye, iddianameler de mahkeme kararına dönüşebiliyor.
AİHM’nin ülkemizle ilgili olarak verdiği bir kararda, gazetelerde “suçlular yakalandı” şeklindeki manşet haber nedeniyle, halkın bilgilendirme hakkının olduğuna, ancak bu hakkın sınırlarının aşılmaması gerektiğine, yakalanan kişilerin daha yargılanmadan mahkum olmuşçasına resim ve isimlerinin yayımlanmasının doğru olmadığına, bu durumun masumiyet karinesine aykırı olduğuna, dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurduğuna hükmedildi. (Karakaş - Yeşilırmak/Türkiye davası). Yani hakkında kesinleşen bir mahkûmiyet kararı olmayan herkes, masumdur. Anayasa ve hukuk kurallarıyla birlikte, “Adil Yargılanma Hakkı”nın da ayaklar altına alınmasını üzülerek izlerken, bu evrensel kuralı tekrar tekrar hatırlatmak lazım.
Sanıkları küçük düşürme
Son zamanlarda dillendirilmeye başlayan, özellikle bazı toplu davalardan yargılanan sanıklara, mahkeme salonunda tek tip kıyafet giydirilmesi önerisi de adil yargılanma hakkının ihlaline sebep olabilecek nitelikte. Sanık, kendisine suç isnat edilen, ancak suçlu olup olmadığı henüz bilinmeyen kişiye verilen bir sıfat olup sanığın hukuken suçlu olduğu, hakkında verilecek mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesiyle anlaşılır. Yargılama süreci tamamlanmadan sanıkların suçlu olarak damgalanması, kamuoyunda kesinlikle mahkûm olacakları şeklinde bir beklentinin yaratılması, yargı bağımsızlığına ve dolayısıyla adil yargılanma hakkına aykırıdır. Sanıklara tek tip kıyafet giydirilmesi önerisi, yargılanan kişilerin hepsinin suçlu olduğu yönündeki bir ön kabule dayanır. Ancak bir kimsenin kıyafetine bakılarak suçlu veya suçsuz olduğuna karar verilemeyeceğinden, sanıkları küçük düşüren ve mahkûmmuş gibi gösteren tek tip kıyafetin zorlanması, hukuka aykırıdır. Öte yandan, bir kimseye zorla belli bir kıyafet giydirilemeyeceğinden, söz konusu uygulamanın hayata geçirilmesi, evrensel hukuk kurallarına da aykırı olacaktır.
Guantanamo örneği
ABD’nin terör suçlusu oldukları gerekçesiyle yargılamadan ve uzun yıllar işkenceden geçirerek insanları esir ettiği Guantanamo Hapishanesi’ndeki uygulamanın örnek alınabileceğinin söylenmesi bile, tek tip kıyafet önerisinin ne kadar keyfi bir talep olduğunu gözler önüne seriyor. Bugün ülkemizin ihtiyacı olan şey, yargı bağımsızlığının sağlanması ve yargılama sonunda ulaşılan sonuç kadar, yargılama sürecinin de adil olduğunun herkese gösterilmesidir. Adil yargılama hakkının ihlal edilmesi halinde, yargılama sonunda verilecek kararların, toplumda şüpheyle karşılanacağı ve bu durumun cezaların caydırıcılığını azaltacağı da unutulmamalıdır.
Bağımsızlık yetmez
AİHM içtihatlarına göre, mahkemenin yasal olarak bağımsız olması yetmez. Yargılamanın görünürde de şeffaf, bağımsız ve tarafsız olduğunun anlaşılması gerekir. Daha yargılama aşamasında bile masumiyet karinesini ortadan kaldıran bir yargılama, adil olmayacaktır.
Sorun, yine kuvvetler ayrılığının ayaklar altına alınmasıdır. Bırakalım mahkemeler etki altında kalmadan, bağımsız ve tarafsız yargılama yapsınlar. Çünkü adil yargılanma hakkı, herkese lazımdır.
KEMAL AKKURT
Avukat, Sosyal Demokrat
Avukatlar Derneği Başkanı
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!