Olaylar Ve Görüşler

Masallar bize ne anlatır?

20 Ekim 2019 Pazar

YAZAR:Yücel Feyzioğlu
Eğitimci Yazar

Yüzlerce masalımızı ve masal kahramanımızı dışarıda bırakarak sadece yabancı masallarla çocuğumuzu büyütmek onu kendi kültürel kimliğine yabancılaştırmak anlamına geliyor.

1974-75 ders yılında – programı bilmediğim için Frankfurt okullarında- yeni yürüyen bir çocuk ürkekliği ile masalla ders anlatmaya başladım.
“Masalcı” diye şikâyet edilmem gecikmedi. Frankfurt (Milli) Eğitim Müdürü teftişe geldi ve çocukların gösterdiği ilgiden çok etkilendi:
“Siz bu metodu Prof. Bruno Bettelheim’dan mı öğrendiniz?” “Hayır! Adını ilk kez duyuyorum” dedim. “Peki kimdem öğrendiniz” diye yeniden sordu.
“Ninemden!” dedim. Adam gitti, 6 ayda bir yenilenen iş sözleşmemi süresiz yaptı ve diğer okullarda da bu metodu göstermemi istedi.
1980’li yılların başında rahmetli Prof. Pertev Naili Boratav ile eşi Hayrünisa ablayı Paris’ten davet ettik, eşimle dizlerinin dibinde günlerce oturarak masal ve Nasrettin Hoca dinledik. Çeşitli Alman kentlerinde etkinlik yaparak masalın işlevlerini anlattık. Gelecek için bütün bunların derin anlam kazanacağı aklımın ucuna bile gelmiyordu.

Yasaklanan ‘yılın kitabı’
Boratav Hoca’dan nasıl daha çok öğrenebilir, onun yaptığını bir adım daha ileri nasıl götürebilirdik? Mesele buydu.
Masalla ders anlatmam Bochum Üniversitesinden Prof. Gerhard Rupp’un dikkatini çekmişti. O da anlattığım masalları derslerde işlettirip sonuçları 1992 yılında Lübeck Eğitim Kurultayı’nda sundu. O tarihten sonra “Kültürlerarası Ders”te masallar daha çok yer almaya başladı. Ben ise 1975’ten itibaren Anadolu ve 1982 yılından başlayarak 24 Türk halkından binlerce masal derleme ve yeniden yazma heyecanına kapılmıştım. 2014 yılına kadar bu çalışma 32 kitapta yayımlanmış oldu.
Avrupa Birliği ve MEB projesi olan masallarla ilkokul 4. sınıf “İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” ders kitabı bana yazdırıldı. Kitap 2015 ve 2016’da basıldı ve yılın ders kitabı seçildi, ama iki ay sonra basımdan kaldırıldı.
Şimdi ise ülkemizde birçok insan masalın bir ucundan tutuyor. Kimi kendi yeteneği ve kendi birikimi ile yola koyulmuş, kimi de bizim çalışmalardan etkilenmiş. Kimi masal anlatıyor, kimi tiyatral olarak sunuyor, kimi radyoda masal seslendiriyor, kimi masallarla terapi uyguluyor. Binlerce insanımız bu masalları dinliyor, okuyor, kulaktan kulağa aktarıyor.

MEB’i etkileyen ilgi
MEB de bu gelişmeden etkilendi, 20 bin masal anlatıcısı öğretmen yetiştirme kararı aldı. Eğer başarılı olursa Köy Enstitülerinin bıraktığı etkiyi yapacak. Fakat istenen başarının elde edilebilmesi için masallarımızın bilinmesi ve hangi masalın hangi alanda işlevsel olduğunun öğretilmesi gerekiyor. Yüzlerce masal kahramanımız varken ne yazık ki Keloğlan ve birkaçının dışında gerisi bilinmiyor. Hele eğitsel alanda tespit ettiğimiz masalın 38 işlevinden sadece bir tanesini on maddede özetlersek kimse “bana masal anlatma!” deme cesaretini kendinde bulamayacaktır.

Sistemli düşüncede masalın önemi
1. Çocukta “gelecek düşüncesi”nin sistemleşmesini en etkili biçimde (...) Anadolu masalı: Tavşan ile Aloş- Keloğlan ile Oh’un masalı, Sihirli Limon yerine getiriyor. (Keşke yazı kurulu “melek olsa” da bunları tek tek analiz edip anlatabilsek.)
2. Çocukta “Nedensel düşünce”nin gelişmesi: “En Güçlü Kim?” Dağıstan masalı, her şeyin nedenini araştırmaya ön ayak oluyor.
3. “Esnek düşünce”nin gelişmesi: Bu konuda “Sebep Kılsan Sepette Su Durur” adlı bir Uygur masalı ve daha birçok masal işlev görüyor.
4. “Soyut düşünce”nin gelişmesi: Bu kavramı bir Tatar masalı “Han ile Yılan” nefis bir biçimde somutlaştırıyor.
5. “Mantıklı düşünce”nin gelişmesi: “Çatal Boynuz” adlı Altay masalımız var.
6. “Planlı düşünce”nin gelişmesi: Türkmen masalı “Tuzaktan Kurtulmak”.
7. “Eleştirel düşünce”nin gelişmesi: Hakas masalı, “Bilge kurt, Şaman Kurt”u devamlı uyararak bu ihtiyacı yerine getiriyor.
8. “Yaratıcı düşünce”nin gelişmesi: “Her Şey Oyunla Başladı” adlı Anadolu masalı, çocuğu buluşlara götüren yolu gösteriyor.
9. “Karmaşık düşünce”nin gelişmesi: Çuvaş masalı “Tuytuy Tupalak” ve daha başka masallar bu işlevi yerine getiriyor.
10. “Sistemli düşünce”nin tam yerleşmesine ise Özbekistan masalı: “Papağanın Öyküsü” ve “Başay’ın Öğrenme Tutkusu” gibi masallar muazzam katkı sunuyorlar.
Yüzlerce masalımızı ve masal kahramanımızı dışarıda bırakarak sadece yabancı masallarla çocuğumuzu büyütmek onu kendi kültürel kimliğine yabancılaştırmak anlamına geliyor. MEB bu işi bilenlerle çalışmak isterse ülkemizin yararına olacak, yoksa bu “masalcı yetiştirme” kararı da yıllardır yapılan yazboz tahtasından biri ve Sayın Bakan Ziya Selçuk Hoca’nın hevesi olarak kalacaktır.
Masal Kahramanları:
1. Ağca nene: Keloğlan’ın, Çilbik’in, Emanet’in, İristu’nun ortak anası.
2. Aldar köse: (Orta Asya’da 600 yıldan beri anlatılan mizah ustası)
3. Berkut: Türk kültüründe Zümrüdü Anka.
4. Çilbik: Dağıstan’dan Doğuanadolu’ya kadar yayılmış masal tipi.
5. Çomotay: Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar yayılmış masal tipi.
6. Dilsiz kız: Her bölgede anlatılan yaygın bir masal tipi.
7. Şirince şeşen: Masal ve efsanelere konu olan bilge kişi.
8. Tulpar: Kültürümüzde çok eski çağlardan beri anlatılan uçan at.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları