Olaylar Ve Görüşler

Madencinin bitmez çilesi

11 Haziran 2016 Cumartesi

Çalışma yaşamının en zor mesleğidir kömür işçiliği. Her babayiğidin olası tehlikeyi, kazayı, grizu patlamasını göze alamayacağı çileli maden emekçileri, bu riskleri bile bile yeraltında, saatlerce gün yüzü görmeden kazma sallarlar.

Ekmek parası uğruna her an ölüm korkusunu hisseder, bir avuç kömür için can verirler. Mesai bitiminde eve geldiklerinde aileleri “bugünü de kazasız belasız atlattık” diyerek gizliden gizliye sevinirler. Çoğunun aldığı maaş asgari ücret ya da bunun bir miktar üzerindedir.
Zonguldak’ta, Soma’da, Ermenek’te, Yeni Çeltek’te, Tunçbilek’te ve diğer bölgelerde kurtarıcı olarak sarılırlar işlerine. Çünkü yapacak başka bir iş yoktur buralarda. Ocakta iş bulabilenler şanslı sayar kendilerini. Kaçak olsun, kayıtlı olsun hiç dert edinmeden “iş bulabildik” diye sevinerek inerler ocağa. Madencilik onlarla özdeşleşmiş, ayrılmaz bir ikili oluşmuştur.
Mecburdurlar evin geçimini sağlamaya, çoluğunun çocuğunun nafakasını çıkarmaya. Onların aldığı para katıksız alın terinin karşılığıdır. Bu denli zor koşullarda özveriyle çalışan kömür emekçileri çoğu zaman ücretini ya zamanında alamaz ya da eksik alır. Geçen günlerde Kilimli’de ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle ocakta açlık grevi yapan işçiler gibi.

Hakları ödenemez
Hakkı, emeği ödenmeyecek kadar değerli olmasına karşın özellikle kaçak ocak çalıştıran işverenler, aklınca uyanıklık yapıp ücretlerini vermez, mağdur eder onları. Zonguldak’ta kömür emekçileri 11 gün süren açlık grevleriyle çok önemli sorunu Türkiye’ye duyurmaya çalıştı. Aslında onların feryadı tüm maden emekçilerinin sorununu ortaya koyuyordu. Alacaklarının ödenmesi sözü karşısında açlık grevine son veren işçiler, günlerce kendilerini bekleyen ailelerine sağ salim kavuştu.

Madencilerin sorunları
Madencilerin, kömür emekçilerinin hâlâ düzeltilmeyen çalışma koşulları, ücretlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi, kayıt dışı çalıştırılma gibi sorunlar yasalara karşın hâlâ çözüm bekliyor, bir türlü önlenemiyor. Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetinin ardından, hayata geçirilen yasal düzenlemelerin bazı işverenler tarafından uygulanmadığı açıkça görülüyor. O kazanın ardından çıkarılan yasa uyarınca işçilere iki asgari ücretin ödenmediği belirtiliyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 167, 176 ve 187 sayılı sözleşmeleri 20 yıl sonra kabul edilmesine karşın denetimlerin yine savsaklandığı, kaçak işyerlerinin hâlâ faaliyette olduğu, kural dışı fazla mesainin yaptırıldığı sendikalar tarafından açıklanıyor. Açıklamalar ocaklarda hâlâ eski düzenin sürdüğünü, tehlikenin devam ettiğini, en önemlisi ücretlerin aksadığını ortaya koyuyor.

Denetimlerin önemi
Eğer yasalar uygulanmayacaksa ne anlamı var? Yasaların kesintisiz uygulanması, denetimlerin hakkıyla yerine getirilmesi gerekmez mi? Türkiye’yi Avrupa şampiyonluğuna taşıyan iş cinayetlerinin en çok meydana geldiği kaçak maden ocaklarının, kayıt dışı işçi çalıştırmanın üzerine kararlı şekilde gidilmesi gerekmez mi? İlla Soma ve Ermenek’teki gibi kitlesel ölümlerin olması mı gerekiyor yasaların kâğıt üstünde kalmaması için?
İşte Zonguldak-Kilimli’de 11 gün süren açlık grevi bu soruları bir kez daha hatırlattı. İyi ki hatırlattı. Madencilerin açlık grevinin mesajı alınacak mı, yoksa yine unutulacak mı? Ölümle her an burun buruna olan kömür işçiliği en zor ve saygı duyulması gereken meslektir. Onların hakkı öyle düşük ücretlerle ödenemez.

ŞÜKRÜ KARAMAN
Gazeteci



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları