Olaylar Ve Görüşler

Küresel iklim krizi - Prof. Dr. Ülkü SARITAŞ

27 Aralık 2022 Salı

6-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Mısır’ın Şarm eş Şeyh kentinde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen İklim Değişikliği Zirvesi COP27’ye katılan 110 ülke liderinden yalnızca yedisi kadındı.

Çevre ve doğal yaşam alanlarının bozulmasına karşı her türlü tepki ve eylemi ortaya koyan kadınlar, karar alma mekanizmaları devreye girince yok sayılmakta, görünmez kılınmaya çalışılmaktadır. Küresel iklim krizine dikkat çeken Greta Thunberg ve çevre eylemcisi ve tohum hakları savunucu Vandana Shiva’dan, yerli topluluklarıyla beraber Amazon’daki ormansızlaşmaya karşı mücadele eden kadınlara kadar birçok kadın aktivist “dünyamız daha dengeli yaşasın” diye mücadele ediyor. Ülkemizde madencilerin yok etmeye çalıştığı zeytinliklere, hidroelektrik santrallarının yok etmeye çalıştığı doğal yaşama sahip çıkanlar yine kadınlar. Kadınları bu eylemlere yönlendiren hangi duygu ve durumlar diye baktığımızda önce annelikleri geliyor. Çocuklarını başta iklim krizi olmak üzere doğal afetlerden koruma içgüdüsü. Bir başka neden de her türlü doğal afet ve küresel iklim krizinden en çok etkilenen tarafın kadınlar ve kız çocukları olması. BM raporuna göre iklim değişikliği nedeniyle yerinden edilenlerin yüzde 80’i kadın. Her türlü doğal afette çocuklarını kurtarmaya çalışan, evdeki yaşlı ve bakımlarını üstlendikleri bireyleri kurtarmaya çalışan kadınlar en sona kaldıkları için özverili çabalarını ne yazık ki canları ile ödemektedirler.

KADININ ADI YOK

İklim değişikliğinin kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerinin baskınlığı ve iklim hareketinde öncülük edenlerin neredeyse hepsinin kadınlar olduğunu düşününce COP27’de kadınların sesinin daha fazla duyulması gerekiyordu herhalde, ancak böyle olmadı. Başta dünyanın en çok plastik atık üreten bir kola markası toplantının ana sponsoruydu ve toplantının Mısır gibi insan hakları konusunun çok sorunlu olduğu bir ülkede yapılması nedeniyle iklim aktivistleri bu durumu protesto ederek toplantıya katılmadı. “Plastikten Kurtul” isimli çevre grubu bu sponsorluğun, tüketiciye çevreye duyarlı gibi görünerek kendini aklama (“greenwashing” yani “yeşil aklama”) olduğunu vurgulamıştır.

‘KAYIP-HASAR FONU’

COP27’nin bir başka sorunlu yanı ve kadının görünmez kılınma nedeni, toplantıya katılan ve küresel ısınma ve iklim krizinin baş sorumlusu olan, çoğunluğu erkek yöneticilerin oluşturduğu fosil yakıt şirketlerinin geçen yıla göre dörtte bir oranında daha fazla olmasıydı. Fosil yakıt lobisi bu sahte görünümü ile ne yazık ki COP27’ye damgasını vurmuş, toplantıdan fosil yakıtların azaltılması konusunda hiçbir karar çıkmadığı gibi bazı fosil yakıtların yeşil enerji olabileceği konusunda ön görüş sağlanmıştır. Toplantının tek olumlu sonucu küresel ısınma ve iklim krizine en az katkı yapıp en fazla zarar gören ülkelere ödenecek tazminatı öngören “kayıp-hasar fonu”nun oluşturulmasıdır.

Dileğimiz, daha yaşanılır bir dünya için iklim krizinden en fazla zarar gören, ancak her zaman elini taşın altına koymaktan çekinmeyen kadınların karar verme mekanizmaları arasında hak ettikleri yeri almasıdır.

PROF. DR. ÜLKÜ SARITAŞ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları