Olaylar Ve Görüşler

Kemirilen Cumhuriyet

28 Eylül 2019 Cumartesi

YAZAR: HÜSEYIN EMRE ALTINIŞIK
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda millilik esastır. Uluslararası güç odaklarının ve yerli uzantılarının hoşlanmadığı, istemediği ve tehdit kabul ettiği mesele de budur.

Tarih bilimcilerin buluştu­ğu ortak nokta şudur: “Tür­kiye Cumhuriyeti emperya­lizmin ağır yenilgisinin bir sonu­cudur.” Bu kesin bilimsel tespiti dikkate almadan yapılan değer­lendirmelerin tümü eksiktir.
Cumhuriyete giden yolda, Milli Mücadele’yle emperya­lizmin “Kürdistan ve büyük Ermenistan”ı kurma hayalleri ta­rihe gömüldü. Anadolu’yu parça­layarak bir Ortadoğu devletçiği haline dönüştürme projesi çöpe atıldı. Bununla da kalmadı, Mil­li Mücadele’yle doğan Atatürk Devrimi, evrensel nitelikte etki alanı kazandı. Atatürk devrimi (büyük Türk devrimi) ile üniter, milli ve laik bir devlet inşa edil­di. Demokrasinin temelleri atıl­dı. Hukukun üstünlüğü esas alı­narak insan hakları ve özgür­lükler alanında atılımlar yapıldı. Ulus, yurttaş ve birey yaratıldı.

Millilik esastır
Emperyalizmin tarih sahnesin­den silmek istediği “hasta adam” projesiyle de adım adım yok et­meyi planladığı Türk milleti, Atatürk devrimi sayesinde kuru­lan Cumhuriyetle uygar dünya­nın onurlu ve ayrılmaz bir par­çası olduğunu tescilledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ku­ruluşunda millilik esastır. Mil­li eğitim, milli savunma, milli ekonomi (milli tarım ve milli sa­nayi), milli dış politika... Ulus­lararası güç odaklarının ve yer­li uzantılarının hoşlanmadığı, istemediği ve tehdit kabul etti­ği mesele de budur. Bu neden­le yıllardır Cumhuriyetin mima­rı Atatürk’e, onun devrim ve il­kelerine saldırılar aralıksız sür­mektedir. “Kamu kurumlarında­ki Atatürk fotoğraflarını indire­rek işe başlayın” diyen yaban­cı akıl hocalarını herhalde unut­muş olamayız. Aktörler, strate­jiler, programlar değişse de asıl hedef değişmedi. Senaryoyu ya­zanlar tanıdık, bildik eller... O el­ler içeriden de destek bularak Cumhuriyetimizi kemirmekte­dir. İşbirlikçi dediğimiz kemir­genler yüzünden Cumhuriyet, tanınmayacak hale getirildi. De­ğiştirildi, dönüştürüldü.
Atatürk devrimi ile kavuştu­ğumuz demokrasi, özgürlükler ve insan hakları gibi kavramlar Cumhuriyeti kemirenlerce yine Cumhuriyete karşı yürütülen al­gı operasyonlarının parçası hali­ne getirildi. Böylece, toplum al­datılarak, yanıltılarak yönlendi­rildi.

Aynı şeyleri söylemiyoruz
Hani, denilebilir ki ayağı tö­kezleyen herkes bir “dış mihrak­lar”, “dış güçler”, “güç odakları” hikâyesi uyduruyor. Siz de aynı şeyleri söylüyorsunuz. Asla de­ğil. Aynı şeyleri söylemiyoruz. Tarihi gerçekler doğrultusunda hareket ediyoruz...
Timaş Yayınları’nın 2008 yı­lında çıkardığı Graham Fuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” ki­tabı bile tek başına ne demek istediğimizi izah etmeye ye­terlidir. CIA’nın Türkiye İstas­yon Şefi ve Ortadoğu Masası So­rumlusu olan Graham Fuller, Washington’da ABD’nin etkili bi­rimlerinin yönlendiricisi...

Emperyalizmin izleri
“İslamın bugünkü zayıflığı­nın ve bölünmüşlüğünün tek sorumlusu Atatürk’tür. 3 Mart 1924’te hilafeti kaldırması İs­lamiyeti savunmasız bırakmış­tır... Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, parlamenter, milli ve çağdaş nitelikleriyle İs­lama hizmet edemeyeceği açık­tır...” ifadeleri söz konusu kişi­ye aittir. Bununla da yetinme­yerek bugünkü siyasi iktidarın Cumhuriyeti dönüştürmesini, başkalaştırmasını alkışlanacak bir devrim olarak sunmakta ve Washington’un bu devrimi ke­sinlikle desteklediğini açıkça vurgulamaktadır.
Dünyadaki olayların çoğunda emperyalizmin izlerini görmek mümkündür. Öyle ki bazı top­lumların, devletlerin ve hatta koca koca kıtaların “makûs ta­lihi” yukarıda paylaştığımız el­lerce kaleme alınmıştır.
Büyük devrimci Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaş­ları Türk milletinin “makûs tali­hini” yenerek Cumhuriyeti kur­muştur. Bu çerçeveden bakıldı­ğında bitip tükenmek bilmeyen intikam duygusuyla oluşturu­lan algı operasyonlarının amacı iyi anlaşılacaktır.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları