5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’na göre valiler devletin temsilcisi, kaymakamlar hükümetin temsilcisiydiler. 10 Haziran 2018 tarihli ve 703 sayılı KHK ile bu temel kural değiştirildi. Artık valiler devletin temsilcisi değil, cumhurbaşkanının temsilcisi. Kaymakamların ise hükümeti, ulusal bayramlarda devleti temsil yetkisi kaldırıldı. Bu durumda cumhurbaşkanının görevi sona erince valilerin de onunla birlikte görevden ayrılmaları gerekiyor. Böylece şahsım devleti gerçekleşti. Bu durum bir hukuk devletini değil, bir aşiret devletini anımsatıyor. Artık hukuk devleti yok, şahsım devleti var.

LAİKLİK VE ATATÜRK KARŞITLIĞI

Bu ülke AKP’ye oy devşirmek için evlere kömür taşıyan, suyu bulunmayan yerlere çamaşır makinesi dağıtan valileri gördü. Günümüzde ise etkinlik yasaklayan, mahkeme kararına uymayan, dinci vakıfları korumak için polis ile zabıtayı karşı karşıya getiren AKP milletvekili adayı kaymakamları görüyoruz. Erzurum valisi AKP toplantısına katılıyor. Rize valisi AKP il başkanından hediye umre gezisi istiyor. Kars valisi sokakta namaz kılıyor. Balıkesir valisi AKP milletvekilleri, AKP yöneticileri ile toplantı yapıyor. Çorum valisi Kurtuluş Savaşımızın düşmanı, Yunan işbirlikçisi İskilipli Atıf adında birisini mezarında anıyor. Yalova valisi “Ulemanın izinden gidin” diyor.

Son kararname ile Türgev’in vakıf meclisinde görev yapan türbanlı bir hanım Afyonkarahisar’a vali olarak atandı. Türbanlı yargıç ve savcılar, polisler ve subaylardan sonra artık türbanlı bir valimiz de var. Bu olay belli ki örnek olacaktı. Nitekim 2022 yaz kararnamesi ile Konya Beyşehir ilçesine türbanlı bir başsavcı atandı. Kamu kurumlarında türbanla görev yapılamayacağına ilişkin Yargıtay, Danıştay, AYM ve AİHM’nin kesinleşmiş kararları ise yok sayıldı. Kaymakamlık yapmamış, idare geleneğinden gelmeyen ancak tek adama ve AKP’ye yakın kişiler vali yapıldılar. Yeni vali yapılanların tek ortak yanları laiklik ve Atatürk karşıtı olmalarıdır.

MÜLKİ İDARE GELENEĞİ

Oysa Türk mülki idaresinin bir tarihi ve geleneği vardır. Bu gelenek altın harflerle yazılı olaylarla doludur. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, yakın tarihimizin övünülecek kişilerinden birisidir. Fatsa, Ünye, Gördes kaymakamlıkları yapmış Şair Eşref de yolsuzluklara susmayan, yönetimlere yaranmaya çalışmayan, doğru sözlü, yürekli bir kaymakam olarak tarihe geçmiştir. Haşim İşcan, İstanbul’un unutulmaz valilerindendir. Nevzat Tandoğan Ankara’da iz bırakmış valilerdendir. Türk idare tarihinde yaptıkları çalışmalar ile yönetimlerin değil, halkın yanında olan nice kaymakamlar, valiler vardır. Siyasal yönetimlerin değil halkın yanında olan kaymakamları da valileri de ulusumuz unutmamıştır. 

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey

Böyle yiğit ve yurtsever kaymakam ve valilerden sonra günümüzde tek adama biat etmiş, laikliği ve Atatürk’ü görmezden gelen kaymakam ve valileri görmek yüreğimizi sızlatıyor. Günümüzde artık o eski kaymakamlar, valiler yok. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’i, Şair Eşref’i unutmadık unutmayacağız. Hepsini saygı ile anıyoruz. Yönetimin kulu, kölesi olan valiler ve kaymakamlar acaba nasıl anılacaklar, tarih onlar için neler yazacak.

AV. EROL ERTUĞRUL