Olaylar Ve Görüşler

İlk günkü umut ve azimle nice bayramlara

15 Kasım 2019 Cuma

Yazar: ERSİN TATAR

KKTC Başbakanı

UBP Genel Başkanı


Kıbrıs Türk Halkı adadaki varlığını sürdürmek, kendi kimliği ile özgür yaşamak için anavatan Türkiye’nin de desteği ile efsanevi bir milli mücadele vermiştir.

Ersin Tatar

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, başlangıcı çok uzun yıllar öncesine giden var oluş ve özgürlük mücadelemizin geldiği en son noktadır ve bizler için bir onur, gurur vesilesidir.

1960 yılında Rumlarla ortaklaşa kurulan devlet, durduk yerde bize bahşedilmemiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti de halkımızın kendi ülkesinde, kendi devletinde yaşama istenci ile verdiği mücadelenin bir sonucudur. Ne var ki, Rumlar kurulan ortaklık devletini içine sindirememiş, önce Kıbrıs Türkü üzerinde hegemonya kurabilmek için anayasayı değiştirmek istemiş, buna izin verilmeyince 21 Aralık 1963’te, ‘enosis’i gerçekleştirmek için harekete geçmiştir. Kıbrıs Türkü kurulan ortaklık devletinden silah zoru ile kovulmuş ama anavatan Türkiye’nin de tam desteği ile adanın Yunan adası olmasına izin vermemiştir.

1968 yılında Kıbrıs’taki iki halk arasında başlatılan toplumlar arası görüşmeler süreci, yine Rumların açgözlülük ve değişmez enosis hedefleri dolayısıyla başarıya ulaşmamıştır. 15 Temmuz 1974’teki Yunan darbesi ile Kıbrıs bir kez daha Yunan yapılmak istendi ama 20 Temmuz 1974’te başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıs Türk mücahidi ile Mehmetçik buna dur dedi.

15 Kasım bir milattır

20 Temmuz 1974 sonrası ortaya çıkan gerçekler dahi Rumları hayal görmekten vazgeçiremedi. Yapılan toplumlararası görüşmeleri çıkmaza sokan Rumlar, bizi üniter devlet altında bir azınlık olarak gördüklerini resmen ortaya koydular.

15 Kasım 1983’teki bağımsızlık ilanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması bizler için bir milattır. KKTC’nin ilanı ile tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemenlikten, kendi kendini idare etmekten, iki kesimlilikten, Türkiye ile birlikte yürümekten asla geri adım atmayacağı haykırılmıştır. 

Rauf Denktaş, Dışişleri ve Savunma Bakanı Osman Örek, Meclis Başkanı Dr. Necdet Ünel ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük ile birlikte.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilan edilmesiyle tüm dünyaya Rumlar bizimle var olan gerçekler temelinde bir anlaşmaya yanaşmazsa hangi yolda ilerleyeceğimiz gösterilmiştir.

Aradan 36 yıl geçti ve maalesef bazı büyük ülkelerin sırf konjoktürel çıkarları öyle gerektirdiği için destek vermeleri yüzünden Rum tarafı hâlâ bizimle bir anlaşmaya yanaşmıyor.

Bu önde gelen ülkeler Kıbrıs’ta barışa giden yolun Rumların devleti ile Kıbrıs Türkü’nün devleti’nin eşitlenmesinden geçtiğini, masadaki eşitlik uluslararası alandaki muamelelere yansımadığı sürece Rum tarafının bir anlaşmaya yanaşmayacağını bilse de çıkarları uğruna bunu yapmıyor.

İşte bu noktada Kıbrıs Türk halkına düşen görev sabırla mücadelemizi sürdürmektir.

Bize düşen görev çok çalışmak, ekonomik kalkınmamızı sağlamak KKTC’ye dört elle sarılmaktır.

Çok şeyler başardık. Ben inanıyorum ki yeni bir hamle ve anavatan Türkiye’nin tam desteği ile ekonomik kalkınmamızı da istediğimiz seviyeye ulaştıracağız. Bu kapsamda Anavatan Türkiye’nin siyasi, düşünsel ve toplumsal desteği, katkısı bizim için çok önemlidir. Haklı davamızın Türkiye basınında hak ettiği ilgiyi görmesiyle kendimizi tüm dünyaya daha doğru anlatma imkânımız olacaktır.

Egemenlik ve Türk garantörlüğü vazgeçilmezimizdir

Ben ve başbakanı olduğum hükümet, ekonomik kalkınma ile halkımızın yaşam kalitesini artırmayı başlıca hedef edinmiş durumdayız.

Ancak kesinlikle unutmamalıyız ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,  Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesidir. Şu veya bu sorunumuz vardır diye olduğumuz noktadan geri gitmek, çözüm olsun diye Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden, egemenliğimizden, topraklarımızdan vazgeçmek, gelecek nesillerimize yapacağımız en büyük kötülük olur.  Yapmamız gereken kendi devletimizi yüceltmek, kendi evimize gereken değeri verip, çekidüzen sağlamaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle; halkımızın 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı’nı candan kutlar, bugünlere gelmemizi sağlayan başta şehitlerimiz ve özgürlük ve var oluş mücadelemiz lideri Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş olmak üzere halkımıza, devletimize hizmet verenlerin tümünü, rahmet, minnet, şükranla anarım.

Türkiye Cumhuriyeti gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de ilelebet payidar kalacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları