Olaylar Ve Görüşler

Hukuku savunmak - Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR

02 Eylül 2022 Cuma

Son günlerde toplum bir konuya odaklandı. Bir ses sanatçısının aylar önce söylediği ileri sürülen sözler nedeniyle eleştiriler, tartışmalar, kızgınlıklar birbirini kovaladı. Olayın bir tutuklama kararı ile büyümesi bu tepkileri daha da alevlendirdi. Tutuklama kararı, daha sonra itiraz üzerine ev hapsi ve elektronik kelepçe ile sürdürüldü...

Acaba hukuk düzeni savunusu içinde verilen ve alınan kararlar hukuka uygun muydu? Tutuklamanın ağır niteliği ve yarattığı toplumsal tepkide olay ile ilişkili suç unutuldu ya da bir kenara itildi. 

BELİRSİZLİK

TCK 216. maddede bulunan halkı kin ve düşmanlığa tahrik ya da aşağılama suçunun meydana gelip gelmediği, hukuk kamuoyunda henüz tartışılmadı. Bu maddede önce halkın bir kesiminin diğer bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa kışkırtılması cezalandırılmaktadır. Halkın bir kesiminin belirsizliği ve genişliği sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge kavramları ile belirginleşmektedir. Kin ve düşmanlığa kışkırtmanın oluşabilmesi için söylenen sözlerde, yazılan yazılarda, gerçekleştirilen hareketlerde açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmektedir. Açık ve yakın tehlike, suçun ağırlığının saptanması için önemli bir ölçüttür. Bu tehlike var olmadıkça suçun oluştuğu ileri sürülemeyecektir. 

Söz konusu maddenin devamında halkın; sosyal sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge unsurları ile sınırlanmış bir kesiminin diğer kesimi aşağılaması suç olarak belirtilmiştir. 

TUTUKLAMA TEMELSİZ

Maddenin sonunda, bir kesimin benimsediği dini değerlerin aşağılanması cezalandırılmıştır. Ancak bu aşağılama cezalandırma için yeterli olmayıp, aşağılayıcı hareketlerin kamu barışını bozmaya elverişli olması bir koşul olarak aranmıştır. Kamu barışını bozmaya elverişlilik, neye göre ve nasıl tayin edilecektir? Maddenin sonunda yer alan bu koşul, madde içinde öngörülen halkın bir kesimi, açık ve yakın tehlike kavramlarının sınırlamayı ve belirliliği arayan niteliği ile çelişmektedir. 

Ayrıca kamu barışını bozmaya elverişli olma ceza hukukunun temel ilkeleri olan, “suçta kanunilik” , “kıyas yasağı” ilkelerine de aykırılık taşımaktadır. 

Türkiyemizin bütün illerinde öğretim ve eğitimi devam ettiren ortaöğretim kurumlarıyla ile ilgili iddia konusu sözlerin ceza hukukuna aykırı olup olmadığının bu bilgiler çerçevesinde kalması hukukun bir gereğidir ve tutuklama ile ev hapsinin temelsizliğini kolayca tespit edebilmek mümkündür.

PROF. DR. KÖKSAL BAYRAKTAR

EMEKLİ GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ

HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları