Olaylar Ve Görüşler

Her olumsuzluk cehaletten

24 Eylül 2018 Pazartesi

Halkımızın eğitim, aydınlanma, bilinçlenme yoksunluğuna hep birlikte, göz ardı etmeden, illüzyona başvurmadan, bir çare, bir çözüm aramalıyız.

Sayın okurlar yadırgamayın başlıktaki bu yargıyı, bu sözcüğü kullanmaktan çekiniyoruz. Ama Doğan Kuban, Yılmaz Özdil, Özdemir İnce, Bekir Coşkun cehaletimizin çok çarpıcı örneklerini veriyorlar. Toplum bunalımdan bunalıma sürükleniyor. Televizyonda ardı ardına felaket haberleri, trafik kazaları... Erzincanda iki araba çarpışmış 3’ü çocuk, 7 ölü. Trafik kurallarına uymayı bilmiyoruz. Akşam saatleri yürüyüşe çıkıyorum. Yaya geçitlerinde bir tek araba yol vermiyor. Metroda engelli ve yaşlılar için yapılan asansörleri kullanmayı da bilmiyoruz.
Her gün kadın cinayetleri okuyoruz. Her gün çocuklarını öldüren, intihar eden, balkondan atlayan... Kaybolan yüzlerce çocuk. Bazılarının cesedi bulunuyor. Anasını babasını öldürenler. Ayrıldığı karısına 28 bıçaklı ölümü reva gören, erkek oğlu erkekler. Denizde boğulanlar, rekor düzeyde işçi ölümleri. En çok sigara içiyor, en çok cep telefonu kullanıyor, en çok televizyon seyrediyor, en çok kadın öldürüyoruz.

Hâkimlerin hali
Yolsuzlukta en önlerde olduğumuza şüphe yok. Şu üniversite sınavları sonuçlarına bakın. On binlerce çocuk sıfır çekiyor.
Kadına saygı kadına eşitlik tanımak bilmediğimiz şeylerden. Türk erkeği kadından itaat bekliyor. Çünkü erkeğe itaat kadının ibadetidir. Buna inanıyor. Hoşgörü, anlayış esneklik sabırla çözüm aramak bilmediğimiz şeylerden. Karı koca tartışmalarının cinayetle sonuçlanması bundan. Kadın yalnız sokağa çıkmasın, sesli gülmesin, hele kahkaha maazallah... Nişanlılar el ele tutuşmasın (Diyanet’ten). Bilenler Anadolu’da ensestin oldukça yaygın olduğunu yazıyor.
Müziğin her türlüsü günahtır. Örtünmeyen kadın fuhuşu davet eder (ilahiyat profesörleri). Hele şu FETÖ’cülüğe kapılan hâkim ve generallere diyecek bir şey bulamıyorum. Hangi ortamda yetişti bunlar. Göz zinasından ötürü kadın meslektaşlarının yüzüne bakamazlarmış. Görüyor musunuz en hayati kararlara imza atan yüksek hâkimlerimizi?
Kadına saygıyı eşitliği Atatürkle öğrendik. Daha doğrusu öğrenmeye çalıştık. Ama Atatürk 100 yıl yaşayamadı. O mucizeyi çabuk kaybettik. Onun ardından yobazlar, dini, İslamı saptıranlar yönetimde hatırı sayılır bir yer kazandılar. Neoemperyalizm bundan büyük yarar sağladı. Aydınlanmacı eğitimin önünü kestiler. Köy enstitülerini, halkevlerini kapattılar.

İnkâr etmeyin
Ey Türkiye’yi yönetenler! Ey Erdoğan, Ey Bahçeli, Ey Kılıçdaroğlu, Ey Akşener... Ey Türkiye’nin güçlü ayrıcalıklı insanları, işçi örgütleri, eğitimciler, psikolog ve sosyologlar, yurdunu halkını sevenler, bir çok olumsuzluğun nedeni olan temeldeki yozlaşmayı, bozukluğu, cehaleti inkâr etmeden halkımızın eğitim aydınlanma, bilinçlenme yoksunluğunu hep birlikte göz ardı etmeden, illüzyona başvurmadan, bir çare bir çözüm aramalıyız.
Yazıktır insanlarımıza. İyi düşünelim... Hapislerle, idamlarla hiçbir şey düzelmez. Hamasetle, övünmelerle gerçeği değiştiremeyiz. Çok ama çok acı sayısız dram yaşanıyor bu ülkede. Demokrasiyi de bu şartlarda beceremiyoruz. Hayır aynı gemide değiliz. 505 hapishanemiz var. 3 bin çocuk (intihar edenler var) 150 bebek hapiste. Bölünmüş, kutuplaşmış bir toplumuz. Gerçekleri görüp hep birlikte rasyonel çareler aramalıyız. Tez elden gecikmeden.
Sayın okurlar. Yeniden sizlerle buluştuğum için mutluyum.  

Prof.Dr. Coşkun Özdemir



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları