Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ecevit’e yapılan haksızlık
1. Giriş
Ressam-yazar Bedri Baykam, 22.8.2019 tarihli Cumhuriyet’te yayımlanan “Bülent Ecevit ve Emre Belözoğlu” başlıklı yazısında Emre’nin Fenerbahçe’ye dönüşünü kulübün “FETÖ direnci üzerine temellendirerek” eleştiren, buna karşılık Bülent Ecevit’i “kendisinden hep ‘dürüst lider’ olarak söz edip CHP’nin simgesi haline” getiren “sosyal demokrat-Atatürkçü kesimlere” cevap vererek, özetle, Ecevit’in “1970’lerde altın devrini” yaşadığını, “Karaoğlan-Kıbrıs Fatihi lakaplarıyla tarihimize damga vuran başbakan” olduğunu ifade ediyor; fakat 12 Eylül [1980] darbesinden sonra “CHP’lilerle tüm ilişkilerini” kestiğini, “eşiyle DSP’yi kurduğunu”, kimsenin onu “solu birleştirip başına geçmeye” ikna edemediğini, solu böldüğünü; 1998-2002 arasında 2. [!] başbakanlık dönemini” yaşadığını; Atatürk’ten daha ılımlı bir laik Cumhuriyet anlayışı olduğunu; tarikatlara ve Gülen’e en sıcak, en dayanışmacı mesajları” verdiğini, “başbakan oluşunun gücü ve yönlendiriciliği ile yurtiçinde ve yurtdışında Gülen’e tüm kapıları” açtığını iddia ediyor; yazısının sonunda “sol kesimden tutarlı” olmasını rica ederek şöyle diyor: “Emre’yi hâlâ ‘suçlu’ görecekseniz tepkinizin 500 mislini Ecevit’e gösterin...”
Baykam’ın futbol dünyası ile siyaset dünyası arasında siyasi anlamda sol açısından paralellik kuran yazısında dikkati çeken yanlışlar var. Başlıcaları ile ilgili doğrular şöyle sıralanabilir:
2. Ecevit’in görev yaptığı ve kurduğu hükümetler
1961 Anayasası döneminde 15 Ekim 1961 günü yapılan milletvekili genel seçiminden sonra CHP Genel Başkanı Malatya Milletvekili İsmet İnönü’nün başbakanlığında Türkiye’nin ilk koalisyon hükümetleri olarak kurulan CHP-AP (20 Kasım 1961-25 Haziran 1962), CHP-YTPCKMP (25 Haziran 1962-25 Aralık 1963) ve CHP-Bağımsızlar (25 Aralık 1963-20 Şubat 1965) hükümetlerinde çalışma bakanı olarak yer alan CHP Ankara Milletvekili Bülent Ecevit, İnönü’nün genel başkanlıktan istifası üzerine 14 Mayıs 1972 günü toplanan CHP 6. Olağanüstü Kurultayında genel başkan,14 Ekim 1973 ve 5 Haziran 1977 günleri yapılan milletvekili genel seçimlerinde CHP Zonguldak milletvekili seçilmiş ve Başbakan olarak 15. yasama döneminde CHP-MSP Koalisyon Hükümetini (26 Ocak-17 Kasım 1974), 16. dönemde önce güvenoyu alamayan CHP azınlık hükümetini (21 Haziran- 21 Temmuz 1977), sonra CHPCGP- DP-Bağımsızlar koalisyon hükümetini (5 Ocak 1978-12 Kasım 1979) kurmuştur.
1982 Anayasası döneminde 24 Aralık 1995 günü yapılan milletvekili genel seçiminden sonra ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında kurulan ANAP-DYP ve RP Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında kurulan RP-DYP koalisyon hükümetlerinden sonra; Rize Milletvekili Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında kurulan ANAP-DSP-DTP koalisyon hükümetinde (30 Haziran 1997-11 Ocak 1999) DSP Genel Başkanı olarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı sıfatıyla yer alan İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, bu hükümetin güvensizlik oyuyla düşürülmesinden sonra TBMM’nin onun dürüst siyasi kişiliğine duyduğu inancı yansıtan güvenoyunda ifadesini bulan desteği ile ülkeyi 18 Nisan 1999 günü yapılan milletvekili genel seçimine götüren DSP azınlık hükümetini kurmuştur (11 Ocak-28 Mayıs 1999). Oyların beş parti arasında dağıldığı bu seçimden 136 milletvekili ile 1. parti olarak çıkan DSP Genel Başkanı Ecevit’in başbakanlığında kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti, 3 Kasım 2002 günü yapılan milletvekili genel seçiminin getirdiği iktidar değişikliğine kadar bir seçim dönemi boyunca bazı bakan değişiklikleriyle de olsa ülkeyi yöneten tek koalisyon hükümeti olma başarısını göstermiştir (28 Mayıs 1999-18 Kasım 2002).
Görüldüğü gibi Bülent Ecevit, 2 kez değil, 3’ü CHP Genel Başkanı sıfatıyla 1961, 2’si DSP Genel Başkanı sıfatıyla 1982 Anayasası döneminde olmak üzere 5 kez başbakanlık görevini yürütmüştür.
3. Ecevit’in inançlara saygılı laiklik anlayışı
Atatürk ve İnönü’den sonra Ecevit’in üçüncü genel başkan olduğu CHP’nin “Altı Ok”la simgelenen 6 temel ilkesinden biri laikliktir. Laiklik, Ecevit’in 1982 Anayasası dönemindeki partisi DSP’nin de temel ilkelerindendir. DSP programında laiklik konusunda şu satırlara yer verilmiştir:
“DEMOKRATİK SOL, Türkiye için laikliği, çağdaşlaşmanın, düşünce ve inanç özgürlüğünün ve demokrasinin kesin gereklerinden biri olduğu kadar, ulusal birliğin ve bağımsızlığın bir temel koşulu olarak da görür. Bu anlayış içinde, dinsel inançlara en geniş özgürlüğü tanır ve ayrımsız saygı gösterir.”(1)
DSP’nin 2003’te Bülent Ecevit’in kaleminden güncellenen programında laiklik konusunda “inançlara saygılı” boyutuyla şu tamamlayıcı açıklama yapılmıştır:
“Laiklik, aslında inançlara saygıyı da öngörmektedir. Ancak inançlara saygı göstermeyenler de olduğu için DSP, ‘inançlara saygılı laiklik’ ifadesini özellikle kullanmaktadır. DSP, bu ilkesiyle dindarların da solcu olabileceğini; aynı şekilde solcuların da dindar olabileceğini; ayrıca dindarlığın, laik olmanın önünde bir engel oluşturmadığını vurgulamak istemiştir.”( 2)
Ecevit’in tarikatlar konusundaki yaklaşımı felsefî plânda tasavvufla ilgilidir.
4. Ecevit’in Gülen konusundaki tutumu
Baykam’ın “1998-2002 arasında... Ecevit[in]... Gülen’e en sıcak, en dayanışmacı mesajları” verdiği, “başbakan oluşunun gücü ve yönlendiriciliği ile yurtiçinde ve yurtdışında Gülen’e tüm kapıları” açtığı iddiaları herhangi bir dayanaktan yoksundur. 11 Ocak-28 Mayıs 1999 tarihleri arasında DSP azınlık hükümetinin, 28 Mayıs 1999-18 Kasım 2002 tarihleri arasında DSP-MHPANAP koalisyon hükümetin başbakanı Ecevit’in, 21 Mart 1999 tarihinde yurtdışına çıkan ve o tarihten beri Türkiye’ye dönmeyen Gülen’e “tüm kapıları” açtığı iddiası, tam bir iftiradır.
Türkiye’de bulunduğu yıllarda Gülen, çeşitli vesilelerle bütün siyasi parti liderleri gibi Ecevit’i de ziyaret etmiştir. Ama Ecevit’in Gülen’e yurt içinde ve dışında kurulmasına öncülük ettiği okullar dolayısıyla teşekkür etmesi dışında bir “mesaj” vermesi söz konusu değildir. Gülen’in düzenlediği çeşitli etkinlik ve toplantılara tanınmış birçok siyasetçi, yazar ve sanatçı adeta koşarak gittiği halde; bunlara ne Ecevit, ne onun bakanları katılmamıştır.
Başbakan Ecevit’in kurduğu DSPMHP- ANAP koalisyon hükümetinin görev başında olduğu dönemde Gülen’in 18 Haziran 1999 günü bazı ulusal televizyon kanallarında yayımlanan videolardaki konuşmaları dolayısıyla Ankara DGM Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma sonucunda 22 Ağustos 2000 tarihinde Gülen hakkında “laik devlet yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla terör örgütü kurmak” suçlamasıyla dava açılmıştır. Çeşitli aşamalardan geçen bu davada Mart 2007’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce arada değişikliğe uğrayan Terörle Mücadele Kanunu’na göre cebir ve şiddet kullanarak terör örgütü kurma konusunda kanıt elde edilemediği için suçun oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiş; karar, Haziran 2008’de Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca onanmıştır(3).
5. Ecevit’in solda birleşme konusundaki tutumu
Türkiye’de bugünkü çok partili siyasal yapılanma, 12 Eylül 1980 döneminin izlerini taşır. O dönemde mevcut tüm siyasi partiler, 16.10.1981 tarih ve 2533 sayılı Kanun’la feshedilmiş; 22.4.1983 tarih ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu, ilk milletvekili genel seçimi sonucunun Yüksek Seçim Kurulu’nca ilanına kadar Milli Güvenlik Konseyi’ne siyasi parti kurmak üzere İçişleri Bakanlığı’na verilen kuruluş bildirisinde adları yazılı parti kurucuları üzerinde inceleme yapma yetkisi tanımış (geç. m. 4); bu yetki, 6 Kasım 1983 günü yapılan ilk milletvekili genel seçimine ancak 3 partinin (MDP, HP, ANAP) katılmasına olanak verecek şekilde kullanılmıştır. MGK izniyle parti kurmamak için o dönemde herhangi bir girişimde bulunmayan ve zaten Anayasa’nın geçici 4. maddesi uyarınca siyasi yasaklı olan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’le birlikte 612 kurucu üye, 14 Kasım 1985 günü DSP’yi kurmuştur. CHP’nin yeniden açılması, 16.10.1981 tarih ve 2533 sayılı Kanun’un 19.6.1992 tarih ve 3821 sayılı Kanun’la yürürlükten kaldırılmasından sonra olmuştur.
CHP – DSP birleşmesi ise, DSP Genel Başkanı Ecevit’in devlet yardımı ve seçimlere katılma gibi kazanılmış hakların korunması için bunun DSP çatısı altında olmasını istemesine, 9 Eylül 1992 günü yapılan CHP Açılış Kurultayı’na gönderdiği mesajla “Demokratik Solda Yeni CHP” önerisini iletmesine karşılık (4), kurultayda bu yolda bir karar alınmamış; böylece solda Ecevit’in genel başkanlığında birleşme olasılığı ortadan kalkmıştır. Onun solu bölmesi, Türk siyasetinin bu yüzden sağa kayması söz konusu değildir.
6. Sonuç
Baykam’ın eski kulübü Fenerbahçe’ye dönen Emre Belözoğlu’na gösterilen haksız tepkiyi eleştirerek; sol kesimi bu tepkinin 500 mislini 13 yıl önce kaybettiğimiz eski Başbakan Bülent Ecevit’e karşı göstermeye çağırması, ancak kendisinin kabul edebileceği bir haksızlık örneğidir. Vaktiyle Gülen’le aynı yolu birlikte yürüyen, daha sonra aldandıklarını söyleyenlerin iktidarda olduğu bir dönemde tepki gösterilecek başka insan bulamayan Baykam’ın bu çağrısı, anlaşılması güç, garip bir tavırdır.
Siyasi mücadelelerde kendisine yöneltilen eleştirileri hoşgörü ile karşılayan Bülent Ecevit, yalnız CHP Genel Sekreteri ve Genel Başkanı, DSP Genel Başkanı olarak değil, her zaman farklı inanç ve düşünceden insanları kucaklayan ve geniş toplumsal uzlaşmaları sağlayan özgürlükçü demokratik sol siyasal çizgisiyle; yarım yüzyıla yaklaşan bir süre boyunca milletvekili, bakan, başbakan yardımcısı ve başbakan olarak Türkiye’ye yaptığı unutulmaz hizmetleriyle her zaman saygı ve sevgiyle anılacak büyük bir siyaset ve devlet adamıdır.
__________________________
(1) Demokratik Sol Parti Programı, (Ankara 1985), s. 149.
(2) Değişen Dünya ve Türkiye. DSP’nin Güncelleşen Programı 2003, (Ankara 2003), s.34.
(3) Bk. “Fethullah Gülen hakkındaki davalarda ne oldu?” (www.hurriyet.com. tr/gundem).
(4) Bk. Erol Tuncer, CHP’nin Yeniden Açılış Öyküsü (21 Mart 1992-9 Eylül 1992), Ankara 2013 TESAV Yayınları No. 40), s. 131, 161, 220, 363 vd.
Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- 'Asıl silmen gereken şeyi silmemişsin'
- 'Dilruba'dan Özgür Özel'e yanıt: 'Yuh, yalana gel'
- Özgür Özel'den 'ABB' açıklaması
- Belediyelerden hastane adımı
- Kelepçeli burjuvanın duyulmayan çığlığı
- Nurseli İdiz aylık kazancını açıkladı!
- Özgür Özel'den canlı yayında kayyum tepkisi!
- Yavaş'tan 'istifa' iddialarına açıklama
- ‘Yediniz, içtiniz, geldiniz’
- Komşusunu 28 yıl alıkoymuştu: Cezası belli oldu!