TBMM’de 10 Mart 1921’de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na getirilen, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile yeniden seçilen ve 14 yıl bakanlık görevinde bulunan Dr. Refik Saydam’ın kayıtlara göre doğum tarihi 8 Eylül’dür ve bu tarih günümüzde aynı zamanda “Dünya Fizyoterapistler Günü” olarak da kutlanmaktadır. Bu tarih benzerliği vesilesiyle Dr. Refik Saydam’ın koruyucu sağlık anlayışı ile fizyoterapi mesleği arasındaki ilişkiye de göz atmak yerinde olur.

KORUYUCU SAĞLIK

Koruyucu sağlık hizmeti, toplum ve bireylerin sağlık düzeyini artırmak, geliştirmek ve devam ettirebilmek amacıyla, sağlığın korunması, hastalıkların tedavisi ve rehabilitasyonu için yapılan çalışmaların tümüdür. Anayasaya göre devlet, bireylerin sağlıklarını güvence altına alır ve sağlık sorunlarının çözümünde de hukuksal açıdan birinci derecede sorumludur. Bakanlığı döneminde bu sorumluluk anlayışı ile ilerleyen Dr. Refik Saydam, insancıl bakış açısı anlayışıyla sağlık sisteminin temelini koruyucu sağlık politikasıyla oluşturdu. 

Bu kapsamda 1930 yılında kabul edilen 1593 sayılı yasanın 3. maddesinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na verilen 18 görevden 15’i koruyucu sağlık hizmetlerine yöneliktir. Bakanlık yılları, ülkemizde bulaşıcı hastalıklarla savaşta önemli başarıların sağlandığı dönem oldu. Çağın ilerisinde bir düşünce yapısıyla halkın sağlığını korumak ve yükseltmek için koruyucu hizmetlerde çalışan doktor ve diğer sağlık personeline yüksek kadrolar vererek de koruyucu sağlığın etkinliğini artırmayı amaçladı.

Dr. Refik Saydam, sağlık hizmetlerinden yararlanmanın tüm insanların hakkı olduğu anlaşıyla hareket etti, halkın sağlığının korunmasını bir “kamu görevi” olarak ele aldı. Onun döneminde çıkarılan toplam 51 yasa ve 18 tüzük incelendiğinde sağlığın her yönünü içerdiği ve geniş bir kapsamda ele alındığı görülür. Günümüzde bilim ışığında sosyal devlet anlayışına uygun olarak oluşturulması gereken sağlık sisteminin felsefesi de genç Cumhuriyettedir.

MESLEĞİN ÖNEMİ

Fizyoterapistler, her yaştan insanın yaralanma, hastalık veya sakatlığının önlenmesinde ve rehabilite edilmesinde, özellikle “ağrı” alanında ve kronik hastalıkların yönetiminde, risk faktörlerinin azaltılmasında önleyici ve tedavi edici rol üstlenerek koruyucu sağlık sistemine katkı sunarlar. Hastalıkların en önemli risk faktörleri arasında yer alan “yetersiz fiziksel aktivite” alışkanlığını toplum düzeyinde değiştirerek rahatsızlıkların önlenmesini sağlayabilirler. Birinci basamak sağlık hizmeti veren tüm kuruluşlarda, okullarda, endüstri kurumlarında ve belediyelerde görev alarak da koruyucu sağlık anlayışıyla uluslararası düzeyde hatta üzerinde sağlık hizmeti verebilirler.

Bir ülkenin sağlık politikası koruyucu yönde olması o ülkenin fizyoterapistlerinin de çalışma koşullarının dünya standardında sağlanması demektir. Fizyoterapistlik mesleğinin sorunlarının düzeltilerek fizyoterapistlere özlük haklarının verilmesi dileğiyle tüm meslektaşlarımın Dünya Fizyoterapistler Günü kutlu olsun.

DİLEK ÜSTÜN

FİZYOTERAPİST