Olaylar Ve Görüşler

Devlet belleği ve devlet aklı - İbrahim BERKSOY

31 Ağustos 2022 Çarşamba

İnsanlar gibi devletlerin de bir belleği var. Çoğu zaman duyarız: “Devlet hiçbir şeyi unutmaz, her şeyi kaydeder ve arşivde yerli yerine koyar.” Devletler, belleklerini bürokrasi eliyle oluşturur. Sözün uçucu, yazının kalıcı olduğu çok iyi bilindiğinden bürokrasi her iş ve işlemini yazılı olarak yapar, elverişli yol ve yöntemlerle de arşivler. Bürokrasi bu görevini yerine getirirken gücünü hukukun üstünlüğüne dayalı yasa ve yönetmeliklerden alır. Yasa ve yönetmelikler bürokrasinin çalışma ilkelerini, görev, yetki ve sorumluluklarının sınırlarını, görevin gerektirdiği nitelikleri (liyakat) ortaya koyar. Bunlar yazılı bir biçimde açıkça ortaya konulmazsa, uygulayıcılar tarafından içselleştirilmezse disiplinsiz, tutarsız, ölçüsüz, keyfi kamu yönetiminin önü açılır.

BÜROKRASİNİN ÖNEMİ

Hükümetlerin güçlü zamanlarında bürokrasinin önemi pek anlaşılmaz, hatta milli iradeye karşı bir tür “vesayet odağı” olarak nitelendirilir. Güçlü iktidarlar döneminde bürokrasi genellikle güçsüz ve savunmasızdır. Böylesi dönemlerde, yetişmiş bürokratlar bir dama taşı gibi oradan oraya sürülür. Liyakatli bürokratların yerini zamanla partili bürokratlar alır. İşler yolunda giderken bu tahribatın etkisi pek hissedilmez. Güçlü hükümetler liyakatsiz de olsa sadakat timsali partili bürokratlarına her halükârda sahip çıkar. Bürokrasinin ve o bürokrasiyi bir saat gibi işleten liyakatli bürokratın önemi ve değeri daha çok işler sarpa sardığında anlaşılır.

EN DEĞERLİ UNSUR

Devletlerin belleği olur da aklı olmaz mı? Olur. Son zamanlarda siyasette “devlet aklı” ifadesini daha sık duyar olduk. Gelenekleri güçlü, köklü devletler insanlığın evrensel değerlerine dayalı, yüzyılların mirasından beslenen akıllarıyla övünürler. Devlet aklı denilen şey hükümetlerin, sarayların, başkanların aklı değildir. Bunların ötesinde bir akıldır. Bir ülkede evrensel değerlerin kılavuzluğunda, akıl ve bilimin aydınlığında, öğretmenlerin, bilim ve düşün insanlarının eğiticiliğinde, öğreticiliğinde yetişmiş insan kaynağı devlet aklını oluşturan en değerli unsurdur. Bu donanımlı, liyakatli, eğitimli insan gücü hangi alanda çalışırsa çalışsın sözünü ettiğimiz o kolektif devlet aklının oluşumunda, o aklın işletilmesinde önemli bir rol oynar. Kendi kendisinin öğretmeni olmuş, yurtsever bilge halk kesimleri, işçiler, işsizler, köylüler, gençler, çocuklar, anneler, babalar bu kolektif devlet aklının unsurlarının toplumsal tabanını oluşturur. 

Kurumsallaşmış kolektif devlet aklı yerine kendi kıt aklını koyan, devleti ele geçirilecek bir yer zanneden, biz gidersek devlet elden gider diyen anlayışlar için düşüş kaçınılmazdır. Devlet aklı hükümetlerle gelip hükümetlerle giden bir akıl değildir. Sarayların istişare odalarında üretilebilecek bir akıl da değildir. Ne kadar baskı altına alınsa, sindirilse, kolu kanadı kırılsa da günü geldiğinde devlet aklı bürokrasisiyle, liyakatli bürokratlarıyla, günün koşullarına uygun kurum ve kurallarıyla kendisini onarıp yeniden var edecek güçte ve olgunluktadır.

İBRAHİM BERKSOY

MAKİNE MÜHENDİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları