Olaylar Ve Görüşler

Değişen yaşam ve etik kalıcılık - Prof. Dr. Çağatay ÜSTÜN

29 Aralık 2022 Perşembe

Bazı kişilerin zihinlerini meşgul eden soru, değişen sosyal yaşamın hızı ve buna uyum sağlayabilecek etik yaklaşımlarla ilgilidir. Etik, bir tür kesinlik veya değişmezlik gibi unsurları barındırıyor gibi algılansa da zamanın sömüren ve eskiten anlayışında kalıcılık yaklaşımının bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Burada önemli olan yeniliklerin ve gelişmelerin etik üzerindeki kalıcılık prensibini ne yönde etkileyeceğidir. 

Gelenekler ve görenekler, kişi huy ve karakteri kendi içinde etiğin anlamına uygun bir bütünlük sergilemesine karşın  özellikle teknoloji üzerinden gelen ilerlemelerin etik yönden nasıl bir cevabı olacağı veya buna nasıl uyum sağlanacağı önemli bir tespittir. Yani öncelikle değişimin etik üzerindeki etkilerini değil, değişimin etik içinde nasıl yeni bir kimlik kazanacağını anlamak gerekiyor. Buradan baktığınızda görmeniz gereken durum, bugün ortaya çıkan yeni teknoloji ve bilimsel alanların etik bir çerçeveden nasiplenmesinin ne şekilde olacağı üzerinedir. Farklı alanlar kendi iç dinamiklerinde yeni etik ilkeler ve değerler sisteminin ahlaki davranış modelleriyle birleştiren konulara ağırlık vermeye gayret göstermektedirler.

AHLAKİ ÖLÇÜTLER

İletişim ve yapay zekâ teknolojilerinin tıp, ulaşım, lojistik, insan kaynakları gibi farklı bölümlerdeki etkilerinin hissedildiği bu zaman diliminde her bir konuda yeni tespitlerin yapılması ve etik açıdan doğruya yatkın kullanımın desteklenmesine yönelik zihinsel fikir fırtınalarına ihtiyaç vardır. Ancak burada gözetilmesi gereken diğer bir unsur sadece insana odaklı bir anlayışla değil, doğa ve canlıları da kapsayan bir odaklanmayla hareket edilmesidir. Görüş ve tutumların farklı açılardan değerlendirileceği yeni bakışlarının değişmez, kalıcı bir etik anlayışla uyumlu bir birliktelik sergilemesi zordur. Ancak her gelen yeniliğin de etik ve ahlaki ölçütlerden uzaklaşması beklenmemelidir. Birbiri içinde uyumlu olması gerekenin uyumsuzluk ortaya çıkarması yanlıştır. Bu sayede hukuki düzenlemelere daha az ihtiyaç hissedilecek ve çözülebilecek her sorun için hukuk oluşturma mantığına gerek kalmayacaktır. 

Değişen yaşamın ve bunun yeniliklerle buluşmasının etik kalıcılık üzerinde olumsuz bir etkisi olmayacağına inanıyorum. Yeter ki değişimi sağlayan teknolojilerin tasarımcıları ve kullanıcıları arasında bir görüş birliği olsun, etik gereksinimler gerektiren kırılgan alanlar hakkında düzenleyici doğru öneriler sunulabilsin. Bu çerçevede etik uzmanlarına önemli sorumluluklar düşmektedir.

PROF. DR. ÇAĞATAY ÜSTÜN

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları