Olaylar Ve Görüşler

Bizi var eden Cumhuriyet - Mustafa GAZALCI

29 Ekim 2022 Cumartesi

100. yaşına girmeye hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti’ni ve ona can veren devrimleri içine sindiremeyenlerin, yine Cumhuriyetin sağladığı olanaklarla yetkili yerlerde bulunması düşündürücüdür.

Bilindiği gibi bağımsızlık yitirilmiş, ülkenin birçok yeri işgal edilmişken Mustafa Kemal ve arkadaşları, 1919’da Erzurum, Sivas kongrelerinden sonra 23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM’yi açar. Meclis yönetiminde sürdürülen Kurtuluş Savaşı’nın utkuyla sonuçlanması üzerine 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet kurulur.

Cumhuriyete sahip çıkacak, geliştirecek yeni özgür kuşaklar yetiştirmek için art arda devrimler yapılır. 3 Mart 1924’te üç devrim yasasıyla hilafet, Din ve Vakıf Bakanlığı kaldırılır, laik ve bilimsel eğitimin temeli Öğretim Birliği getirilir. 1926’da bireyin hukukunu belirleyen Yurttaşlar Yasası çıkarılır. 1928’de yeni Türk Abecesi Devrimi yapılır. 1931’de Türk Tarih Kurumu, 1932’de Türk Dil Kurumu, Halkevleri açılır. 1935’te Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi açılır. Binanın alnına  “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” yazılır. 1940’ta insanı ve toplumu içinden canlandıran Köy Enstitüleri açılır.

Atatürk, tüm bu adımları “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” diye özetler. Gerçekten de yanmış, yıkılmış bir ülke 15-20 yılda yapılan kültürel ve ekonomik devrimlerle bütün dünyada saygı gören, çağdaş, bağımsız bir ülke durumuna gelir.

ÖDÜNLER VE SAPMALAR 

Sonra laik Cumhuriyetin temel ilkelerinden sapmalar yaşanır. Arkasından 22 yıl süren AKP iktidarı... Laik Cumhuriyetin içini boşaltma adımları... Atatürk’ün adını silme çabaları... Tarikat ve cemaatlerle işbirliği gelir. Tam bir karşıdevrim, laik Cumhuriyet yerine ılımlı İslam Cumhuriyetine yönelme olur. Bu kadar da olmaz denilen olaylar yaşanır. En son Ekim 2022’de AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın Cumhuriyeti bütünüyle suçlamaya yönelik tarihi gerçeklere aykırı açıklaması: “Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçeyle düşünce üretemeyiz.”

Baştan aşağı çarpık bu görüşün neresini düzeltmeli? Söylenenin tam tersine Cumhuriyet bu değerleri yani sözlüğümüzü, abecemizi, dilimizi var etmiştir. Abece ve Dil Devrimi dilimizi başta Arapça, Farsça olmak üzere bütün yabancı sözcüklerden kurtarıp gelişmesini sağlamıştır. Abece ve Dil Devrimi Türkçemizi geliştirmiş, bizi gerçek anlamda bağımsız duruma getirmiştir. Yüzde 8 olan okuma yazma oranı bu devrimler sayesinde yükselmiştir.

BAĞIMSIZLIĞIN TAMAMLAYICISI

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk bu konuda şunu söyler: “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” 

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu özlü sözü, Kavaklıdere’deki Türk Dil Kurumu’nun önünde bir taşa yazılıdır. 

Mahir Ünal’ın sözleri çok çarpıcıdır. Önceleri Abece, Dil Devrimi’ne karşı çıkanlar şimdi tüm olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni suçluyorlar.

Nasıl geçen yüzyılda emperyalizm ve onların işbirlikçileri yenilmişse bundan sonra da ne yaparlarsa yapsınlar başarılı olamayacaklardır. Cumhuriyetin erdemlerini yaşamış halkımız karanlığa geçit vermeyecektir. Genel seçimlerden sonra demokrasiyle taçlanmış laik Atatürk Cumhuriyeti yeniden yükselecektir.

MUSTAFA GAZALCI

16. VE 22. DÖNEM DENİZLİ MV. / EĞİTİMCİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları