Olaylar Ve Görüşler

Bilincimizdeki tasmaları çıkarabilmek - Av. Vecdi Olgaç ÖVER

12 Temmuz 2022 Salı

Siyasette küfürler havada uçuşuyor. Şu aralar en popüler olan hakaret ise “hayvan”. Ne var ki hayvan olmanın bu denli aşağılık sayıldığı modern dünyanın kültürüne rağmen, gerçekte insan dediğimiz Homo sapiens’in kendisi de bir hayvan türü. Milyonlarca yıllık evrimle günümüze ulaşmış bir “kuyruksuz büyük maymun”. Öyleyse neden insanoğlu için hayvan olmak bu denli aşağılayıcı? Köpek, böcek, tilki, ayı, örümcek, ahtapot, maymun, çakal, kuş... Neden hepsinin de kültürde farklı olumsuz karşılıkları var?

"İNSAN-HAYVAN DÜALİZMİ"

İnsanoğlunun hayvana benzemeyi aşağılayıcı bulması pek çok toplumda ve dönemde karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bir tür “insan- hayvan düalizminin”, yer yer örtük biçimde de olsa modern kültürde içkin olduğu söylenebilir. Nitekim ağız şapırdatmaktan çıplaklığa kadar, modern toplumlarda suç, günah, ayıp, terbiyesizlik, saygısızlık veya tabu olarak kabul edilen pek çok davranış ve tutumun gerisinde, böylesi eylemlerin hayvan doğasıyla özdeşleştirilmesi yatar. Nitekim kurumsallaşmış dinler de çoğu durumda, insanın hayvandan ne denli yukarıda olduğunu anlatır durur. Peki insan, hayvandan üstün olduğuna dair bu öykülere niye ihtiyaç duyar? Jan Assmann’a göre bu gereksinimin özünde, insanın pek çok açıdan, hayvandan biyolojik olarak geride olması yatar. Örneğin insan (çoğu durumda) çiğ et yiyemez ama hayvan yiyebilir. İnsan bu biyolojik eksikliği kendisine bir üstünlükmüş gibi sunar. Çiğ et yiyenleri hayvan gibi görür, kendisinin pişirerek et tüketiyor olmasından ötürü o aşağılık varlıklardan keskin bir çizgiyle ayrıldığına kendisini ikna eder. 

"TÖRENSEL HAYVAN"

Hayvani davranışlar, başka bir ifadeyle diğer hayvan türlerinde de gözlemlenebilir nitelikte olan eylemler, tıpkı avlanmak, yemek yemek veya üremek örneklerinde olduğu gibi, çoğu durumda bir biyolojik ihtiyacın karşılanması amacına hitap eder. Bunlar, tam da Assmann’ın yukarıda yer verilen görüşlerinde anlattığı kültürel refleksle, insanın hayvandan farklı olduğunu vurgulayacak türde ritüellerle donatılır. Kitap okumanın bir adabı yoktur çünkü sadece insan türü kitap okuyabilir. Ama yemek yemek diğer türlerle paylaşılan bir özelliktir. Öyleyse mutlaka ona “insanilik” eklenmelidir. Bu nasıl yapılır? Ritüellerle. Ne de olsa insan, bir başka antropolog olan Wendy James’in kitabında da isim olarak yer verdiği şekliyle “törensel hayvan”dır. Sofra adabından pişirme usullerine, yemek saatinden çatal bıçak tutma şekline, yenecek gıdanın seçiminden yemek masasında oturma biçimine kadar tüm detaylar incelikle belirlenir. 

İnsanoğlunun tüm bu çabaları, aslında biyolojik hakikatiyle bitmeyen mücadelesinin bir parçası. Sonuç olarak kimsenin boynuna tasma takmasına da birine “hayvan” diye hakaret etmesine de gerek yok. Hayvanilik zaten içimizde, doğamızda, çevremizde. Ona yabancılaşmış olsak da. Asıl marifet bilincimizdeki tasmaları çıkarabilmekte.

AV. VECDİ OLGAÇ ÖVER



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları