Olaylar Ve Görüşler

Aysel Çelikel, 7'inci yılda Türkan Saylan'ı yazdı

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Aklıyla, emeğiyle, sevgiyle dokunduğu, bugün her biri meslek sahibi olan binlerce kız öğrencimiz ve binlerce üniversiteli gencimiz için, elverdiği kadınlarımız, hastalarımız, herkes için toplum önderi sıfatını kazanmış olan bir seçkin kadını, bir özel insanı özlemle ve sevgiyle anıyoruz.

Mücadeleci ve sorumlu

Türkan Saylan’ın başarıları aklı ile yüreğini birleştirebilme sanatının ve yorulmak bilmeyen azim ve iradesinin eseridir. Her konuda fikri takibi çok kuvvetlidir. Sonuç alıncaya kadar mücadeleden vazgeçmeyen karakteri en çarpıcı özellikleri arasındadır.

Atatürk’ü ve Cumhuriyetimizin değerlerini, laikliği, kadın haklarını korumada kendini hep sorumlu hissetti. İnsanların derdine derman olmak sanki ona görev olarak verilmişti. Çalıştı hem de çok çalıştı. Bu bir hayat anlayışı ve yüksek sorumluluk duygusuydu. Bu duyguyu “Biz vatandaşız, biz yapmayacağız da kim yapacak” diyerek dile getiriyordu.

Çağdaş bir topluma ulaşmanın ve küçük yaşta evlilikleri önlemenin tek yolunun eğitim olduğunun bilinciyle Türkan Saylan başkanlığındaki ÇYDD yönetimleri eğitimin her alanına destek olmuş ilk - orta öğretim ve üniversite öğrencileri için burs projeleri yanında, kız öğrenci yurtları, okullar, ana sınıflar, kitaplıklar yapılmasını sağlamıştır.

Lepra’ya çare buldu

Lepra gibi çaresiz ve tehlikeli bir hastalığı tedavi etmek, toplumda lepra konusundaki olumsuz algıyı değiştirmek için verdiği mücadelede başarılı olmuş, sakat lepralılara beceri kazandıran eğitimler organize ederek yaşamlarına umut ve sevinç katmış, lepra hastanesinin kurulmasını sağlamıştır.

Eğitim yoluyla çocuklarımızın, gençlerimizin kaderlerini değiştirmek ya da yaşamlarına küçük mutluluklar katmak için verdiği emek ve hastalarına gösterdiği şefkat onların en değerli anıları oldu.

Hukuksuz yargılamalar

13 Nisan 2009’da Türkan Saylan’ın hayatına kastedenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü kırmak isteyenler, Atatürk Türkiyesi’nin temellerini oyanlar, otoriter din devleti kurmak için çalışanlar... Bunların bir kısmı yurtdışına kaçtı, bir kısmı saltanat sürüyor. Düzmece mahkemelerde sahte delillere dayalı iğrenç, inanılmaz iftiralar, kurulan tuzaklar, hukuksuz ve umutsuz yargılamalar yıllarca devam etti. Sonunda hak yerini buldu beraatla bitti.

Bitti ama ÇYDD’nin ve Prof. Ayşe Yüksel’in, Prof. Filiz Meriçli’nin, Av. Nur Gerçel’in acıları tam yedi sene sürdü. Yargılanan üç değerli arkadaşımız gibi, Türkan Saylan da sağ olsaydı aynı acıları belki daha da fazlasını yaşayacaktı. Üstün hizmet madalyası beklerken gözaltılar, yargılamalar, ceza tehditleri ve yaşananları, arkadaşlarımıza reva görülen haksızlıkları hüzünle anarken acıların hesabı da mutlaka sorulacak diyorum.

Demokrasiden ayrılmadık

Bu yedi yıl içinde gözbebeğimiz ÇYDD, genel merkez ve şube yönetimleri, gönüllüleri, çalışanları ve gençleriyle daha da sıkı bütünleşti. Çağdaş yaşam kültürüyle direndi ama demokrasiden ayrılmadı.

Gönüllülerimizle çalışanlarımızla çağdaş gençlik birimimiz, mezunlar topluluğumuz, çocuk kulübümüzle ve eğitim evlerimizle ÇYDD ailesi farklı olmanın, sevgi ve saygının, paylaşma ve dayanışmanın güzelliğini yaşıyor. Bunlar onun diktiği fidanlardı, bugün Atatürk’e ve demokrasiye gönül veren zengin bir orman oldu.

Nerede, ne zaman, nasıl davranmak gerektiğini bilen önce kurum, ama daha önce Türkiye diyen ÇYDD ailesi olarak daha büyüdük, yeni projelerle ve toplumdan aldığımız desteklerle güçlü bir kurum, güçlü bir ÇYDD yarattık. Türkan Saylan’ın emanetini en iyi şekilde koruduk. Bu zorlu dönemde görev almış olan bütün arkadaşlarımı, ayakta durmayı başaran bütün şubelerimizi kutluyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları