Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Avrupa için mücadele edelim!
25 Mart, Avrupa Birliği’nin 60. yılı. Şimdi Avrupa’da bir yol ayrımındayız. Avrupa’nın bizim için ne anlama geldiği, Avrupa’yla nereye varmak istediğimiz ve bunun için ne kadar yatırım yapmaya hazır olduğumuz konusunda anlaşmamız gerekiyor. Roma anlaşmalarının yıldönümünün asıl anlamı buradadır.
Cumartesi günü, Avrupa’nın doğum günü! Tam 60 yıl önce, 25 Mart 1957 tarihinde, kurucu devletler “Roma Anlaşmalarını” imzaladılar. Bu tarih, dünyada daha önce hiç görülmemiş, bu en başarılı özgürlük, barış ve refah projesinin kalıcı kilometre taşıdır. Bu bir mutluluk vesilesidir. Ancak 60 yıllık Avrupa’da şimdi bir yol ayrımındayız. Mali kriz ve mülteci akımlarıyla başa çıkma teşebbüsleri, Avrupa’nın birlik projesinin zaaflarını acımasızca gözler önüne serdi. Birkaç gün içinde İngiltere, Avrupa Birliği’nden çıkma isteğini ilan edecek. Bu bir uyarıdır. Avrupa’nın bizim için ne anlama geldiği, Avrupa’yla nereye varmak istediğimiz ve bunun için ne kadar yatırım yapmaya hazır olduğumuz konusunda anlaşmamız gerekiyor. Roma Anlaşmalarının yıldönümünün asıl anlamı buradadır.
Tek başına olmaz
Avrupa’nın birliğinin doğru ve tek yol olduğu açık. Kendimizi kandırmayalım: Krizlerle sarsılan ve kesin olduğuna inanılan çok şeyin yok olduğu dünyamızda, Avrupa devletleri sadece tek sesle konuşarak çıkarlarını ve değerlerini savunabilirler. Hiçbir Avrupa ülkesi, Almanya da dahil olmak üzere, bunu artık tek başına başaramaz. Devletler birlikte olduklarında, her biri ayrı olabileceklerinden çok daha güçlü olabilirler. Bunun için birbirimize daha fazla yaklaşmalı ve aynı zamanda komşularımıza ve partnerlerimize elimizi uzatmalıyız. Bu nedenle 60. yıldönümü bir umut işareti ve Avrupa için mücadele etmeye bir çağrı olmalı. Avrupa’nın birliğinin sona ermesi yönünde beklentiye girenler karşısında sessiz kalmamalıyız. Avrupa için mücadele etmek, ortak değerlerimizi, Avrupa’nın değerlerini savunmak anlamına gelir.
Bize on yıllar boyunca özgürlük ve istikrar getiren Avrupa’yı geleceğe hazır hale getirmek istiyoruz. Hukuk devleti, demokrasi, dayanışma ve çeşitlilik, Avrupa projesinin yapı taşlarıdır. Bunun için içeride ve dışarıda kefil olmalıyız. Avrupa için mücadele etmek, aynı zamanda elde ettiklerimizi savunmaktır. Entegrasyonumuzu geriletmek bize fayda sağlamaz. Devlet borçları krizinin üstesinden birlikte geldik. Avro bölgesinde herkesin geleceğe güvenle bakabilmesi, her yerde büyümenin sağlanması ve yeni istihdam imkânlarıyla yeni perspektiflerin yaratılması için çalışıyoruz. Bu amaçla ekonomi ve para birliğini daha da derinleştirmek durumundayız. Bunu, kendimizi izole etmek için değil, ortak para birimi sayesinde hiç olmadığı kadar yakın bağlarımız olduğu için yapmalıyız. Fakat daha da ileriye gitmeliyiz: Önümüzdeki tarihi görev, daha iyi ve daha güçlü bir Avrupa yaratmaktır. Hep birlikte Avrupa Birliği’ne yatırım yapmalıyız ve çağımızın en önemli barış ve refah projesini geleceğe hazırlamalıyız: Birincisi, Avrupa dış ve güvenlik politikalarında. Avrupa’da kendi güvenliğimizden sorumlu olmadığımız yanılgısından artık kurtulmanın zamanı geldi. Avrupa’nın artık nihayet yetişkin olması gerektiği ifadesi doğrudur. ABD ile partnerliğimiz ve NATO, transatlantik birliğin temel taşlarıdır. Ancak Avrupa Birliği komşu bölgelerindeki krizleri ve çatışmaları kendi başına çözebilecek durumda olmalı. Bu konuda ilk adımlar atıldı ve diğer adımlar bunları takip etmeli.
Sınırlar ve iç güvenlik
İkincisi, Avrupa’nın dış sınırlarının, bu tanımı gerçekten hak eden bir korunmasına ihtiyacımız vardır. Avrupa içindeki sınırlar önemlerini büyük ölçüde yitirdiler. Bu olağanüstü bir kazanımdır, fakat güçlü dış sınırlar da önemli bir kazanımdır. Komşularımızda yaşanan krizlere ve mülteci akımlarına baktığımızda sınırlarımızın etkin bir şekilde korunmasının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Schengen oluşumuna önem veriyorsak, dış sınırlarımızın korunmasına yatırım yapmalıyız. Bu konuda bazı önlemler alındı fakat daha yapacak çok şey var. Bu, Avrupa’nın, sadece en çok etkilenen ülkelerinin değil herkesi ilgilendiren bir görevidir. Üçüncüsü, Avrupa’da iç güvenlik konusunda ilerlemeler kaydedilmeli. Terörle mücadele ortak bir çabadır. Bu konuda daha fazla işbirliği ve daha fazla bilgi alışverişi sayesinde daha iyi olabiliriz ve olmalıyız. Avrupa’daki insanlar, ne Brüksel’de, ne Paris’te, ne Berlin’de ne de başka bir yerde korku içinde olmalı. Özgürlük ve güvenlik birbirine bağlıdır.
Avrupa ruhunu canlandırmak
Dördüncüsü, Avrupa’nın vaatlerinin aynı zamanda refah vaadi olduğunu çok daha fazla göz önünde bulundurmalıyız. Uzun süre boyunca iç pazar çoğumuza refah getirdi. Ancak artık Avrupa Birliği’nin üye ülkelerinde birçok insan ortak Avrupa’dan yararlanamadıkları ve geri planda kaldıkları hissine kapılıyorlar. Bunu anlamalı ve önlem almalıyız. Bu nedenle benim için Avrupa için mücadele etmenin anlamı, iç pazarı güçlendirmek ve Avrupa projesinin sosyal boyutunu ciddiye almaktır. Büyüme ve refah için yeni koşullara ihtiyacımız var. Bu amaçla Avrupa’nın dijital altyapıya ve araştırmaya yatırım yapması gerekiyor. Eğer imkânlarımızı daha iyi kullanabilirsek ve hepimiz Avrupa’nın rekabet gücünü korumaya yönelik gerekli reformları başlatmaya hazır olursak, Avrupa’ya sadece katkıda bulunan veya sadece destek alan ülkeler olmaktan çıkıp hepimiz kazanan ülkeler oluruz. Roma’dan bu mesajın yayılması için birlik olalım: Biz Avrupalılar çalışıyoruz, Avrupa için mücadele ediyoruz ve daha iyisini yapmak istiyoruz! Eğer korkmazsak, cesaret ve özgüvenle Avrupa ruhunu yeniden canlandırırsak, herkesi kucaklar ve bazı milli hassasiyetleri de sorgularsak bunu başarırız. Almanya buna hazırdır.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!