Olaylar Ve Görüşler

Anlatılan senin hikâyendir - Halil Sarıgöz

09 Kasım 2024 Cumartesi

Yazımıza başlarken, Karl Marx’ın Kapital’in önsözünde İngiliz sanayi ve tarım işçilerinden bahsederken, Alman okurlarına seslenerek “De te fabula narratur!” yani Türkçesiyle “Anlatılan senin hikâyendir” demesine atıf yaparak başlamak istedim. “Anlatılan senin hikâyendir” tümcesi her anlamda güncel ve kapsayıcı bir ifadedir. Marx da zaten bu anlam kapsamında bu ifadede bulunmuştur. Yazımıza Marx’ın söylemiyle başlayınca ne anlatmak istiyor diye düşünenler olmuştur veyahut olabilir. Amacımız bir güzelleme yapmak değil, söylemin kapsayıcılığından yararlanmak.

Evet, yaşadığımız bu günler ne yazık ki yine bizim hikâyelerimizdir. Geçtiğimiz günlerde bizleri hiç ama hiç kandıramayan, takiyeci, devlet ve rejim düşmanı adını dahi anmak istemediğimiz FETÖ elebaşısı, yaşadığı Amerika’da öldü. Hem de kaderin cilvesi olsa gerek, Ergenekon kumpas davasının ilk duruşmasının yıldönümünde öldü. Kendisini nereden mi bilirdik? Kumpas davalardan, kozmik odalardan, parsel parsel örgütlenmesinden, paralel parelel yapılanmasından bilirdik. Üzerindeki ahlardan bilirdik, tüyü bitmemiş yetimin hakkından, İlhan Selçuk’tan, Kuddusi Okkır’dan, Türkan Saylan’dan, Ali Tatar’dan, Kaşif Kozinoğlu gibi nice ahlardan bilirdik. Nasıl mı bilirdik? Hayatımızın hiçbir aşamasında methiyeler düzmediğimize göre hiç de iyi bilmezdik. Dün övüp de bugün sövmedik, bizler hep karşısındaydık ancak biz onun hakkında düşüncelerimizi, eleştirilerimizi, nefretimizi açıkça dile getirirken bizlere saldıranlar, bizlere öfke kusanlar, dün Ergenekon kumpasına alkış tutanlar bugünlerde, lanetleme yarışına girmiş durumdalar!

12 Eylül denen karanlık milat ve ardından gelenler bu yeşil kuşağın önünü açtı. Laik, demokratik, sosyal bir cumhuriyet rejimi de bu kuşağın hiçbir zaman işine gelmedi. Cumhuriyet kurulup tarikatlar lağv edildiği günden beri, Gazi’nin bu topraklarda yaşayan toplumu ümmet değil millet, kul değil yurttaş etmesini sindiremediler. 

DERS ÇIKARMAK

101. yaşını coşkuyla kutladığımız Cumhuriyetimiz ne yazık ki ikinci yüzyılımızda dahi hâlâ bu hiçbir anlamı olmayan, ortaçağ zihniyeti yüzünden bugünleri yaşıyor. İkinci yüzyılımızın henüz başında hâlâ bu acı şekilde anlattıklarımız da bizim hikâyemizdir. 

Yurtseverler bu acı tabloyu gördükçe kahrolmuyor değil ancak bu memleketin fabrika ayarlarıyla birlikte ilelebet payidar kalacağından hiçbir kuşku yok. Bu memleket bizim! Acısıyla tatlısıyla, yanlışı ve doğrusuyla anlatılan bu hikâyeler de senin, benim ve bizim. Hikâyede anlatılanlardan, yaşanmışlıklardan, hatalardan ders çıkarmak da bu yurtseverlerin görevidir, yeni hikâyeler yazmak da. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şans eseri kurulmamıştır ki üfürükçülerin boşuna çabalarıyla yıpransın ya da kimliğini kaybetsin.

101 yıllık Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne geçirdiği her gün bizim, yani bu toprakların hikâyesidir. Bu hikâyeden ders çıkarmak da, yapılan yanlışlara ses çıkarmak, boyun eğmemek de bu memlekette yaşayan yurtseverlerin temel görevidir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları