Olaylar Ve Görüşler

ABD’nin Ortadoğu planı - Daver DARENDE

14 Eylül 2022 Çarşamba

Suriye’nin kuzeyinde ve Irak’ta uluslaşmaya çalışan PKK/PYD hareketinin giderek küresel boyut kazandığı bu tehlikeli dönemde ABD’nin “ipe un serme” anlamına gelen, hedef şaşırtan ikiyüzlü oyalama politikası gün ışığına çıkmış, Türkiye’ye verdiği sözleri tutmayacağı anlaşılmıştır.

Küresel güçlerden destek gören “Kürt diyasporası” ve “Kürtçülük akımı” bölgemizde her geçen gün güçlenirken kurulması öngörülen “devletçik” Ortadoğu’nun yeni düzeninde ABD’nin en güvenilir müttefiki olmaya adaydır. ABD, Suriye’nin kuzeyinde kendi denetimindeki PKK/PYD’ye zaten bu gözle bakmakta, onları kendi “kara ordusu” gibi desteklemekte silah ve asker yardımı yapmaktadır.

NATO’NUN DAYATMALARI

Suriye’deki yeni oluşumla birlikte Irak’ın kuzeyindeki gelişmeler endişe verici boyuttadır. Ülkemizin ulusal bütünlüğünü tehdit eden bu iki yapının oluşmasında ne yazık ki sözde müttefikimiz ABD önemli bir rol üstlenmiş bulunmaktadır. ABD’nin Türkiye’ye yönelik kasıtlı tırmandırma politikası bugün de devam etmektedir.

ABD senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Robert Menendez’in “Türkiye, savaş suçlusuyla (Rusya’yı kastediyor) her türlü askeri işbirliğini reddederek NATO’ya bağlılığını göstermelidir” şeklindeki son açıklaması anlamlıdır. (Sözcü, 9 Ağustos 2022)

Türkiye, 70 yıldır NATO’ya üyedir. Ancak Türkiye’nin gerek ABD gerek NATO ile ulusal çıkarları örtüşmemekte, ülkemize yönelik baskı ve dayatma devam etmektedir.

SANCILI DÖNEM

Türk dış politikası, günümüzde küresel güçlerin etkisi ve denetimi altında sancılı bir dönem yaşıyor. Etnik ve dinci coğrafyanın ortasında kalan Anadolu yaşamsal önemde gelişmelerle karşı karşıyadır. Bölgemizde Kürt birliğine gidiş hızlanırken ABD kendi güvenliği için Türkiye’ye ihtiyaç duymakta, ülkemizi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışmaktadır.

Türk dış politikasının manevra alanı her geçen gün daralırken aydınlanma bilgesi İlhan Selçuk’un dediği gibi “Türkiye’nin yazgısı ABD’nin iki dudağının arasındadır.”

Ödün vermekle sorunlar çözülmüyor. Hiçbir ulus geleceğini yakından ilgilendiren yaşamsal önemdeki haklarından vazgeçmez. Türkiye vazgeçtiği takdirde Sevr, yani Türkiye’nin bölünme planı uluslararası gündemin başköşesinde yer alır.

Ortadoğu’nun kaygan ve değişken zemininin Sykes-Picot Antlaşmasıyla düzenlenmesinden yüz yıl sonra küresel güçler bölge sınırlarını “Büyük Kürdistan” devletini kapsayacak şekilde yeniden çizmek istemektedir.

Türkiye’nin yazgısı artık kendi elinde olmalıdır, Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” politikasına dönmenin zamanıdır.

DAVER DARENDE

EMEKLİ DİPLOMAT



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları