Yargımız meğer bağımsızmış…

07 Eylül 2024 Cumartesi

Yeni adli yılın açılış töreni bana sanki kamuoyunda gerektiği kadar ilgi görmemiş gibi geldi. Oysa Yargıtay’ın yeni başkanı Ömer Kerkez’in, yargının sadece çok dosyaya bakmak zorunda olması yüzünden yakınması, yargı mensuplarının daha iyi yetişmesi ihtiyacı, yargılamanın gereğinden fazla uzaması gibi yıllardır duyduğumuz söylemlerden başka önemli bir meselesi yokmuş gibi konuşması yadırganmaya değerdi. Çünkü eski törenlerde Yargıtay başkanlarının tüm sorunları açıkça dile getirdiklerini çok gördük. Keza bir ülkede ancak “kurucu irade” tarafından yapılabilecek “yeni anayasayı”, bugünkü TBMM’nin de yapma yetkisi varmış gibi konuşması, uzun uzun tartışılacak görüşlerdi.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı uzun konuşmada ele alınmaya değer pek çok unsur vardı. Sadece birkaçına değineyim:

Cumhurbaşkanının konuşması, belli ki “hukuk” ve “adalet” kavramlarına aşina bir kalem tarafından hazırlanmıştı. 

Bu herhalde Türkiye’de değil de adalet sistemi oturmuş, yargısı bağımsız, adalet dağıtan personeli bağımsız ve tarafsız; yargıçları coğrafi güvence dahil bir yargıcın sahip olması gereken tüm güvencelere sahip; savcıları resmi sıfatlarına layık yani Cumhuriyet’i korumayı görev bilen bihakkın güven veren insanlardan oluşan bir ülkede yaşayan bir kişi olmalı. 

Yoksa Erdoğan’ın, tüm hayatı hukuk içinde geçen binlerce kişinin gözlerinin içine baka baka onlara, “devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin başta olmak üzere anayasamızın cumhurbaşkanlığı makamına verdiği görev ve yetkileri harfiyen yerine getirme” görevinden söz ettirmezdi. Çünkü aklına öncelikle, Hatay’dan milletvekili seçilen ama neredeyse bir buçuk senedir hapishaneden bırakılmayan Can Atalay’la ilgili dosyaların başından geçenler gelirdi. En azından Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ni neredeyse gayri meşru ilan etmesini ve TBMM’nin aynı konuda Anayasa Mahkemesi kararını yok saymasını aklına getirirdi. Ve “Bu kurumlar arasındaki uyum nerede?” diye sorardı.

O konuşma metnini yazan eğer Türkiye’de yaşayan biri değil de turist olarak gelen bir yabancı olup cumhurbaşkanına bir konuşma metni hazırlamak zorundaysa içinde:

“Adalet sistemimizin etkin, güvenilir, tarafsız ve bağımsız olmasını teminen her alanda tarihi adımlar attık. Bu hedef doğrultusunda son 22 senede yaptığımız reform, düzenleme ve yatırımlara sizler zaten yakinen vakıfsınız” şeklinde ifadeler bulunan bir metin sunmazdı. Çünkü etkin, güvenilir, tarafsız ve bağımsız bir yargının olduğu bir ülkede, değil Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de birkaç kararla, “O adamı derhal serbest bırakın” diyecek kadar hukuksuzluk yapıldığına karar vererek Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ı savunmak zorunda kaldığını anımsardı.

Yaşları 80’i aşmış, sağlığını yitirdiği adli tıp tarafından da kabul edilmiş ve beraat etmiş emekli generalleri tekrar tutuklatıp yıllarca hapiste tuttuğumuzu unutmazdı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biten tüzük kurultayı 14 Eylül 2024
Gerçek beka sorunu 31 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları