Hiç yoktan doğan sorun

21 Ocak 2023 Cumartesi

Yıllardır üzerinde tartışma olmayan “kadınlar başını nasıl örtmeli” sorusu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 

“Bu konuda bir yasa önerisi vereceklerini” açıkladığı tarihten itibaren yeniden gündemin sıcak maddesi oldu. Oysa Atatürk’ün getirdiği 1934 tarihli “kıyafet devrimi” yasasında dahi “kadınlarla ilgili” herhangi bir hüküm yoktu. 

Kısaca “başörtüsü” Türkiye’de hiçbir zaman tartışma konusu olmadı. 

Türkiye’de olan, 1960’larda Lübnan’da yaşayan İran kökenli din adamı Musa El Sadr tarafından Lübnan’daki Şii kökenli kadınların, oradaki Filistinlilerin taciz ve saldırılarından korunmak için önerdiği -sonra merhum İhsan Doğramacı’nın “türban” dediği- türden başörtüsü üzerinde yapılan tartışmaydı. 

Bunun da nedeni, “türban” denen başörtüsünün İran’daki karanlık devrim öncesinde Şii kadınların, bu örtüyü Şah karşıtı hareketin simgesi olarak kullanması ve İran’ın Ayetullah Humeyni (Mollarşi) rejimine geçmesiydi. Atatürkçü kadınlar “türban”ı bu yüzden “siyasi simge” olarak algılamışlar ve yasaklanması için çaba göstermişlerdi. Nitekim Atatürk devrimi karşıtları “türban”ı o yıllarda bir ortak dayanışma simgesi olarak kullandılar. Bu yüzden bazı mağduriyetler de yaşadılar.

Ama şimdi Türkiye’de ne başörtüsü sorunu var ne de türban baskısı... Ama açık konuşmak gerekirse Anadolu’nun hatta İstanbul’un gözden uzak mahallelerinde “kadın”ların değil ama 6-7 yaşındaki kız çocuklarının başörtüsü takmaya zorlandıkları gerçeği var.

Şimdi gerek Kılıçdaroğlu’nun yasa önerisinde gerekse AKP ve İYİ Parti’nin anayasa değişiklik önerisinde 18 yaşından küçük kız çocuklarına yapılan bu baskıyı önleyen hiçbir hüküm yok. Bir başka deyişle kadınların “baş”larına güvence sağlanmış ama “çocukların başı da ırzı” da ihmal edilmiş. 

Bu konu, anayasanın 24’üncü maddesinde yapılması söz konusu öneriyle ilgilidir. Ancak İYİ Parti, AKP önerisinde kadınların “dini inançları nedeniyle” baş örtmelerine her bağlamda özgürlük getirme isteğine karşılık “temel hak ve hürriyetlerin kullanılması (...) kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz” diyerek özgürlük alanın genişletmeyi istemiş. Ancak üniforma gibi özel meslek giysilerine değinmemiş.   

AKP’nin önerisi anayasanın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları”yla ilgili 41’inci maddesine de “Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” ibaresinin eklenmesini istemektedir. 

Dikkat edilirse bu öneride “evliliğin bir kadınla bir erkek arasında” olabileceğinden söz edilmemektedir. Böylece bir erkeğin dört kadınla evlenmesine olanak tanınmaktadır. İYİ Parti, bunu önlemeyi önermektedir. CHP de aynı kanaattedir. Keza CHP bu konu ele alınmışken “çocuk yaşta evliliğin” de yasaklamasını anayasal güvence altına almayı önermektedir. 

Öte yandan başta ifade ettiğimiz gibi bu öneriyi Kılıçdaroğlu’nun, bu seçim kampanyasında AKP’nin, “CHP iktidara gelirse, başörtünüzü yasaklar” türü bir propaganda yapmasını önleme amacıyla yaptığı ifade edilmektedir. Ancak konu kanımca Ceza Hukuku Profesörü İzzet Özgenç’in ifadesiyle öneri “Hak ve özgürlükler bakımından güvenceler değil, ciddi tehlikeler içermektedir.” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biten tüzük kurultayı 14 Eylül 2024
Gerçek beka sorunu 31 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları