Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan sonrası ve erken seçim

24 Aralık 2024 Salı

Bence iktidar, 2025’te “derhal seçim” hazırlığında!

***

İktidarın ekonomik ve siyasal konularda ne yapacağını kestirmek çok kolay değil:

Çünkü “Şahsım Devleti” anlayışı, Devlet eşittir Parti, Parti eşittir Erdoğan, yani Devlet eşittir Erdoğan formülü üzerine kurulduğu için...

İktidarın ne yapacağını, klasik ekonomik ve/veya siyasal akılcı (rasyonel) modeller üzerinden değil...

“Şahıs” üzerinden ve “Şahıs İktidarının devamı” bağlamında, değerlendirmek gerekiyor.

***

İktidar içteki geçim ve “sığınmacılar” sorunu ile dıştaki Suriye ve terörist oluşumlar sorunlarını doğrudan doğruya kendisi üretmiştir.

Dolayısıyla bu sorunların, onları üreten iktidar tarafından çözülmesini beklemek hiç de akılcı ve gerçekçi değildir.

Bu sorunların çözümü ancak onları üreten yanlış politikaları uygulayan ve zaten ikinci parti konumuna düşen iktidardan kurtulmak ile olanaklıdır.

Bu mantığa göre iktidarın, seçimi olanaklı olduğu ölçüde geciktirmesi gerekir.

Çünkü enflasyonu kabul edilebilir oranlara düşürmesi ve geçim sıkıntısını hafifletmesi hemen gerçekleştirilebilecek bir hedef değildir.

Umut, IMF reçetesi taklidi önlemlere bağlandığı için, ancak zaman içinde düzelme vaadi anlamlı olacağından, derhal seçim, çok tercih edilecek bir seçenek gibi görünmemektedir.

***

Peki ben niçin, iktidarın derhal seçim hazırlığında olduğunu düşünüyorum?

1) Davutoğlu, “Erdoğan sonrasını” ve kendi siyasal rolünü tartışmaya açmıştır.

AKP içinden gelen ve yine oraya dönmek hesapları yapan Davutoğlu’nun AKP içinden yoğun ve muhtemelen doğru istihbarata sahip olduğu açıktır.

Bu atılımı, siyasal olayların gelişiminde, proaktif bir biçimde, ön alma çabası olarak görülebilir.

2) AKP ancak seçime giderken yapılabilecek biçimde, örgütünü yenilemektedir.

Üstelik, kongrelerini öne almıştır.

3) CHP’ye ve muhalif belediyelere karşı akıl almaz şiddette bir saldırı başlatmıştır.

Bu saldırının halkı cezalandırdığı, zaman içinde etkisinin daha da çok hissedileceği ve seçmendeki AKP’den kopuşu daha da hızlandıracağı açıktır.

4) Medya üzerindeki baskı ancak seçim dönemlerinde görülebilecek biçimde, bir üst seviyeye çıkarılmış, akıl almaz ölçülerde şiddetlendirilmiştir.

5) En sonuncu ama en önemli gösterge, Suriye olayının içeride bir Zafer olarak sunulması çabasının, dışarıdan da desteklenerek, medya tarafından müthiş bir biçimde pompalanması ama aslında bir İsrail zaferi olan Suriye sorununun uzun dönemde hiç de umut verici bir istikrar vaat etmemesidir.

Bir başka deyişle, içeride tam bir sosyal, kültürel ve ekonomik çıkmaza saplanan iktidar, dışarıdaki bu geçici “zafer”(!) yanılsamasını, mevcut sorunları çözmekte hiçbir işe yaramayacak olan “Yeni Anayasa” atılımı ile birlikte, bir an önce seçmene sunmak ve oya dönüştürmek hevesindedir.

Böylece Erdoğan’ın zaten Anayasa’ya aykırı olan üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı’nı dördüncü bir kez daha yinelemek ve Parlamenter Demokrasi’yi tahrip eden “Şahsım Devleti” rejimini sürdürmek peşindedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasal herestetizm 22 Aralık 2024
Güç zehirlenmesi 20 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları