‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyelerinin yaralama suçlamasıyla yargılandıkları dava sürüyor: 'Bahçeli efendi yeni uyandı!'

FETÖ 15 Temmuz Darbe girişimini gerçekleştirdiği iddia edilen “Yurtta Sulh Konseyi” üyeleri hakkında 3 bin yurttaşın yaralanması suçlamasıyla “Genelkurumay Çatı” davasından ayrılan ve Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya Ankara Sincan Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’nde devam edildi. Davanın beşinci duruşmasını yeni heyet yönetti.

SAVCI MÜTALAASINI SUNDU

Yeni görevlendirilen mahkeme başkanı, duruşmanın başlangıcında bu dava için bekletici neden yapılan Genelkurmay Çatı davasının Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce kısmen onanıp kısmen bozulduğunu, birkaç suç yönünden yapılan itirazların incelemesinin sürdüğünü bildirerek; bu konu ve yeni katılım taleplerine ilişkin savcının mütalaasını sordu. Savcı; Yargıtay kararıyla yönetici olarak kabul edilmeyen sanıklar Ali Yazıcı, Ayhan Çarık, Doğan Öztürk, Ertuğrul Terzi, İlhan Talu, Murat Aygün, Osman Ünlü, Ramazan Gözel, Osman Kardal ile “bilinmeyen yönetici” kabul edilen Ahmet Bican Kırker, Halil Gül, Mehmet Şahin, Özcan Karacan ve Ünsal Coşkun’un dosyalarının ayrılmasını istedi.

‘SUÇLUYUM, BENİ CEZALANDIRIN’

Savcının mütalaasını açıklamasının ardından; mahkeme başkanı, savcı mütalaası yönünden sanıkların taleplerinin dinlenmesine geçildi. Sanıklardan eski Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı, “Gerçekler para etmiyor. Mahkeme başkanlarımız yargıtay üyesi yapılıyor. Gerçeği arayan varsa son başyavere müracaat etsin. Herkes birbirini kandırıyor. Beni bu davadan ayırmayın, yönetici kalmak istiyorum. Çünkü 120’inin üzerinde haciz davam var. Suçluyum, beni cezalandırın” dedi. Sanık eski tuğgeneral Murat Aygül ise asliye ceza mahkemelerinin, ana dava kararını beklemeden “Yurtta Sulh Konseyi”ne yönelik icra davalarını açmalarını eleştirerek, “Sürekli icra dosyası gönderiyorlar. Ben sizden ‘yönetici değildir’ yazısı yazmanızı istiyorum” ifadelerini kullandı.

‘ELİNİZİ PİSLİĞE BULAŞTIRMAK İSTEMİYORSUNUZ’

Sanık eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker ise dava kapsamında eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, mevcut Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ile eski Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın tanık olarak dinlenmemesini eleştirdi. Sanık Kırker; “Siz de diğer davaların Yargıtay sonuçlarını bekliyorsunuz ki, elinizi pisliğe bulaştırmak istemiyorsunuz. Bütün davaları parçalayıp, karar bütünlüğünü takip edilemez hale getirdiler. Ben sizin kararlarınızı kabul etmiyorum. Ben bu davaları takip etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

‘RÜTBEMLE GÖREVE DÖNMEM’

Sanık eski Çiğli Üs Komutanı Kubilay Selçuk ise 15 Temmuz gecesinde Akar’la birlikte olduğunu ve 15 Temmuz’un bir “menfur siyasi darbe kumpası” olduğunu ileri sürerek; savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Tanık olarak dinlenmesini istedim. Yüreksiz adam gelemedi. 15 Temmuz, TSK başta olmak üzere tüm kurumların anasını ağlatmak için yapıldı. 4-5 yıl önce Suriye’den sonraki hedefin İran değil Türkiye olduğunu söyledim. Ne dedi Bahçeli efendi? ‘Çok şey olacak, umarım iyi olur.’ Yeni uyandı beyefendi. Seferberlik kanunu çıkardılar. Belli ki, bizi göreve çağıracaklar ama rütbemle göreve dönmeyi kabul etmiyorum. Beni beraat ettirir, zararlarımı karşılarlar; ancak ondan sonra dönerim.”

‘İTİRAFÇININ YANLIŞ İFADESİYLE BURADAYIM’

Duruşmada söz hakkı verilen sanık eski orgeneral Akın Öztürk ise “Benim bu işlerle hiçbir ilgim yok. Ben, konsey idarecisi olarak yargılanıyorum. Konseyle ilgili ilk iddialarda geçen isimler arasında ben yokum. İzmir’deki bir itirafçının yanlış ifadesiyle burada yargılanıyorum. O da ‘Adil Öksüz diyeceğime dilim sürçtü Akın Öztürk dedim’ diyor. Ama ben hâlâ buradayım” ifadelerini kullandı. 

Sanık ve sanık avukatlarının ifadeleri tamamlandı. Mahkeme heyeti; 14 sanığın dosyasının ayrılması, duruşmada hazır edilmek isteyen sanıkların hazır edilmesi, asli faillerin yargılandığı davaların sonucunun beklenmesi kararlarını alarak duruşmayı 8 Eylül 2025'e erteledi.