Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Trakya'da bir umut: Kırklareli
TÜRKEV’in 29’uncu Tarihi Türk Evleri Haftası mayıs ayında Kırklareli’nde yapıldı
\n\n\n\n\nSeçim öncesi kamuoyuna yeterince yansıyamayan önemli etkinliklerden biri de Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği’nin (TÜRKEV) Kırklareli’nde düzenlediği 29’uncu Tarihi Türk Evleri Haftası’ydı. “Trakya’da Bir Umut: Kırklareli” başlığıyla gerçekleştirilen hafta, 9 Mayıs’ta İstanbul’daki açılış oturumlarıyla başladı, izleyen günlerde Kırklareli’de sürerek 15 Mayıs’ta aynı başlıklı bir bildirgeyle sona erdi.
\nTÜRKEV’i, 1976’da tarihi evlerimizin koruyucu meleği Perihan Balcı kurdu; 1978’de Auropa-Nostra üyeliğine kabul edildi; 1979’da da Bakanlar Kurulu’nca “kamu yararına dernek” sayıldı.
\nDernek 1984’te restore ettiği Hamamizade Dede Efendi Evi’ndeki etkinliklerin yanı sıra, her yıl farklı bir kentimizde gerçekleştirilen Türk Evleri Haftaları’yla da koruma bilincinin yurt düzeyinde gelişmesine önemli katkılarda bulunuyor.
\nPerihan Hanım’ın isteğiyle 2005 yılında TÜRKEV Başkanlığı’nı üstlenen mimar Prof. Dr. Cengiz Eruzun, 29’uncu haftanın İstanbul oturumlarının yapıldığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı “Tophane-i Amire”deki açılış konuşmasında dedi ki; “Zenginliğimizin farkında değiliz. Umuyoruz ki ülkenin yeni yönetim döneminde kültürel mirasımıza bağlılık fazla önemsenecek..”
\nSeçim kampanyasının “çılgın oy projeleri” arasında kültürle ilgili hiçbir önerinin bulunmaması Eruzun’un bu dileğiyle çelişse bile, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun sözleri yüreklere su serpiyordu: “Kentlerimizin geçmişini yok etmeden çağdaşlaşmak, öz kimliğimizle gelişmenin önkoşuludur. Bunun için asıl görev yerel sorumlulara düşüyor. Tüm imar uygulamalarında öncelikle tarihi dokularımızı gözetmek ulusa ve insanlığa karşı temel borcumuzdur.”
\nBildirge ne diyor?
\nPeki, bu nasıl olmalı; imar ve kentleşme uygulamalarında tarihten gelen kimlik değerlerimizi yaşatabilmek için izlenmesi gereken temel politikalar nasıl belirlenmeli?
\nYanıtı Kırklareli Bildirgesi’nde veriliyor; yeter ki ülke yönetimini üstlenenler; yerel yöneticilerimiz; halkımız ve tüm ilgililer, bu vurgulamaları önemseyen bir kültür politikasının yaşamsal değerini kabul ederek, imar ve kalkınma politikalarında temel alınmasını sağlasınlar...
\nİşte, Kırklareli Üniversitesi Konferans Salonu’nda dile getirilenlerle kaleme alınan “Trakya’da Bir Umut: Kırklareli”nden bir özet:
\n1- Geleneklerine bağlı toplumumuzun kültür ve doğal varlıklarını korumak, yaşatmak ve geliştirmek esastır. Bu amaçla:
\nA- Ekonomideki emlak rantı egemenliğine son verilmelidir. Kent topraklarının yalnızca rant amaçlı kullanımını hedefleyen imar düzenini etkisiz kılacak bir kimlikli kentleşme reformuna acil ihtiyaç vardır.
\nB- Toplumun sosyal güvencesi sağlanmalıdır. Ülkemizde sosyal güvenceden yoksun bırakılan toplum, mülk sahipliğini yegâne gelecek güvencesi olarak gördüğünden, kültür mirası eski evlerin apartmanlara dönüştürülmesi, bugünkü kişiliksiz kentsel çevreleri yaratmış ve koruma bilincinin gelişmesini olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle halkın geleceğinin emlak sahipliliği ile değil, sosyal devlet anlayışıyla güvenceye alınması, mimari mirasın korunması açısından önem kazanmaktadır.
\n2- Kentsel korumada kamu kurumları kadar toplum da sorumludur. Bunun başarılabilmesi için:
\nA- Kentteki duyarlı kesimler örgütlenmelidir. Yanlış uygulamalara sivil uyarı ve eleştiri özgürlüklerini değerlendirirken doğru uygulamalarda sorumluluk üstlenmeleri, sonuç alıcı başarıları yatacaktır.
\nB- Kültürel ve doğal varlıkların yaşatılması yerel sorumluluk olduğu kadar ulusal ve evrensel bir yükümlülüktür. Bu nedenle üniversitelerimizin de sivil inisiyatif çalışmalarına katılım ve desteklerinin sağlanacağı bir ortamın güçlendirilmesi hedeflenmelidir.
\n3- Korumada yapıların restorasyonuyla yetinilmemeli, geçmişten gelen kimlikli kentsel mekânların ve toplumsal ilişkilerdeki insaniliğin de yaşatılması desteklenmelidir. Bu amaçla;
\nA- Kentin geleneksel çarşı, pazar ve arastaları kimlikli yaşamın sürdürülmesi için korunmalıdır. Kent insanlarının hemşerilik ilişkilerini yozlaştıran, esnafımızı ekonomik dar boğaza sokan süpermarket ve alışveriş merkezlerinin kent dışına çıkarılması gerekmektedir.
\nB- Tarihi çarşıların yanı sıra yeni yerleşmeler için de geleneksel dokular örnek alınarak, “site” yerine “mahalle” kültürü içinde tasarlanacak mekânlarla, insanların birbirleriyle ve esnafla buluşacakları alışveriş mekânları oluşturulmalıdır.
\nBildirgenin tümünü okumak isteyenler TÜRKEV’in internet sitesinden yararlanabilirler.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!