Oktay Ekinci
Oktay Ekinci ekinci@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Kent ve kültür söyleşileri'

15 Mart 2012 Perşembe
\n

Tepebaşı Belediyesi’nden, çağdaş Eskişehir’in kültür yaşamına yeni bir armağan

\n

\n\n\n\n\n

Geleceğin tarihçileri Eskişehir için eminim ki şu tanımı yapacaklar: Kendilerini kimlikli çağdaşlaşmaya adamış yerel yöneticilerin efsaneleşen çabalarıyla yarattıkları bir uygarlık ve aydınlanma kenti...

\n

Bu tanımın başkahramanı kuşkusuz Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşendir. Şimdiden destanlaşan yaratıcılığı ve inanılmaz çalışkanlığıyla kenti nereye getirdiği anlatılamaz, görmek gerekir...

\n

Aynı efsanevi çabanın aynı kenti yine inanılmaz bir çalışkanlık içinde kültür, sanat ve her türlü toplumsal değerle buluşturan emektarı da Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataçtır.

\n

Nitekim o gün, Tepebaşının çağdaş uygarlık etkinliklerine eklemlenen Kent ve Kültür Söyleşilerini planladığımızda, onca yoğunluğuna rağmen önemli bir zamanını da zihinsel engelli bireyler için açılan Gökkuşağı Cafeye ayırması, “en insani çalışkanlıktan başka nasıl tanımlanabilir?

\n

Sevimli bakışlarıyla bizi karşılayarak kendi yaptıkları çörekleri zarafetle ikram eden zihinsel engelli çocukların Cafesi için Başkan Ataç diyor ki: Toplumun ve engelli bireylerin birbirleriyle iletişime girmelerini sağlayan bir ortam hazırladık.

\n

Bu insani hizmetin tek engeli ise önyargılar...Broşüründe bakın ne yazıyor: Aileleri bu çocuklarıyla da gurur duyuyorlar. Türkiyede çoğu aile engelli çocuklarını evden dışarıya çıkarmazken, Eskişehir halkı Gökkuşağı Cafe ile zihinsel yetersizliği olan bireylerle bütünleşiyor.”

\n

7’den 70’e ‘kentlilik’

\n

Peki, Tepebaşından kent yaşamına başka ne gibi katkılar var, bazılarını özetleyelim:

\n

23 Nisan Çocuk Sanat Merkezi, geleceğin sanatsever kentlilerini yetiştiriyor. Halkoyunlarını ise artık sadece gençler oynamıyor, Anneler Halkoyunları Topluluğu festivallerin baş tacı

\n

Eskişehire bisikletlerinizle gelin çağrısıyla kent içi ulaşımda bisiklet teşvik ediliyor. Kentliler naylon poşet yerine bez torba ve file kullanıyor. Ekolojik Pazar giderek daha fazla dolup taşıyor.

\n

Aşevlerinden dar gelirli kentliler yararlanırken İmece Merkezine verilen eşyalar yeni sahipleriyle buluşuyor. Belde evlerinde çocuk, genç ve yetişkinlere kurslarla birlikte kadınlara dikiş-nakış, halı dokuma vb. öğretilerek ev ekonomilerine katkı sağlanıyor.

\n

En güzel bahçe ve balkon yarışması ile sadece konutların değil, kentin de güzelleşmesi sağlanıyor, Eskişehir artık bakımlı, makyajını yapmış ve saçını özenle toplamış kadın temizlik görevlilerinin kaldırımları süpürdüğü dünyanın ender kentlerinden biri. Barlar Sokağı da artık bir dünya kentinde olduğunuzu kanıtlıyor...

\n

Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumunda yabancı-yerli konuk sanatçılar ve üreticiler ile buluşan halk, pişmiş toprakla ilgili her deneyime ve uygulamaya tanık oluyor... Yine her yıl düzenlenen sanat çalıştayında yeni fikirler, yaklaşımlar ve gelenekler oluşturma yönünde atılan adımlar da sanat eserleriyle taçlanıyor.

\n

Balbay da bizimle

\n

İşte böylesi yürek ferahlatan bir çağdaş uygarlık yaşamına eklemlenecek Kent ve Kültür Söyleşileri, bendenizin yönetiminde yarın (16 Mart) Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde başlıyor.

\n

Etkinliğimizi, kendisini ziyaret eden Eskişehirli dostlarımızdan öğrenen Mustafa Balbay kardeşimiz, mektubunda bakın ne diyor: Eskişehiri çok seven bir kişi olarak, sizi alkışlayanlardan biri de ben olmak isterdim.”

\n

Sevgili Balbayın bu özlemi ile Başkentler Ülkesi Anadoluyu anlatacak Özgen Acar özetle diyor ki: Yazının icadından sonra İslamiyete dek Anadoludan 42 uygarlık geçti. 3 bin antik kentten bazıları imparatorluklara ve devletlere başkentlik yaptı. Anadolunun bilinmeyen özelliklerinden biri de başkentler ülkesioluşudur.”

\n

30 Martta Kent ve Psikolojiyi irdeleyecek Erdal Atabek şunu söylüyor: Her kentin bir ruhu vardır. Bu karmaşık etki, kentin tarihinin, coğrafyasının, yerleşik geçmişinin organik bileşkesidir. Kenttekiler kentin ruhunda aidiyet bağını ve buralıolmanın verdiği güveni yaşar.

\n

27 Nisanda Kent ve Karikatür başlığıyla Kamil Masaracı da diyor ki: Kentin mi var, karikatürün var! Hele bi de 17 milyon nüfuslu bi kentte karikatürcüysen... sağın-solun, önün-arkan karikatüroluverir.”

\n

25 Mayısta Kent ve Şiir temasıyla söz alacak Ataol Behramoğlu, “Türk şiirine kent ne zaman ve nasıl girdi? Geçmişte ve günümüzdeki durum, dünya şiirinde kent imgesi, kent ve yalnızlık, doğadan kopuş, kalabalıklar içindeki birey, çağdaş kent-çağdaş insan ilişkisini yorumlayacağını söylüyor

\n

Ve yazdan önceki son konuşmacımız Mehmet Aksoy da 8 Haziranda Kent ve Heykel için şunları vurgulayacağını söylüyor: Heykel konacağı alanın ışığı olmalı. Oraya plastik bir mekân duygusu verebilmeli, mekâna anlam katabilmeli, mekân heykelle bütünleşmeli, mekânın içeriği heykelin içeriğine katılmalı..”

\n

Sözü yine Balbayın mektubuyla tamamlayalım, İzleyeciler arasında benim de olduğumu hissetmeniz dileğiyle..”

\n

Balbay elbette ki tüm söyleşilerde bizimle olacak, siz de hazırlanır mısınız?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları