Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Kent, kültür ve demokrasi'
Mimarlar Odası’nın forumları Sinop, Hatay ve Van’ın ardından İstanbul’daydı
\n\n\n\n\nKamuoyu tarihi İstanbul’un siluetini “ezen” gökdelenleri tartışırken, medyadaki “ürkütücü fofoğraf”ın doğacağını “ruhsattan önce” ilgililere ÇED Raporlarıyla bildiren Mimarlar Odası da “Kent Kültür ve Demokrasi” forumlarının 4. Buluşmasını İstanbul’da gerçekleştirdi.
\n“Toplum Hizmetinde Bir Mimarlık İçin” düzenlenen etkinliklerin ilki 1-2 Ekim 2010’da Sinop’ta, ikincisi 17-18 Aralık 2010’da Hatay’da, üçüncüsü de 24-25 Haziran 2011’de Van’daydı. 13-15 Ekim’de İTÜ Maçka Yerleşkesi’ndeki İstanbul Forumu’da ise tüm buluşmaların genel sonuçları ele alındı. Doruğa çıkan “İstanbul’a saygısız” gökdelenleşmeden, kentsel dönüşüm adına “semt sakinleri kovularak” yaratılan yeni emlak rantı alanlarına kadar, güncel “imar düzenbazlıkları” da ayrıntılarıyla irdelenerek sorgulandı...
\nNe var ki medya, ne o şimdi manşetlerden eleştirdiği gökdelenler için “önceden” yapılan uyarıyı önemsemişti; ne de İstanbul Forumu’nun kamuoyuyla da paylaşılmasına katkıda bulundu.
\nOysa, Sinop, Hatay ve Van basını, ülkenin tüm yörelerinden konuk mimarların da katılımıyla gerçekleşen forumlara geniş yer vermiş; kenti, kültürü ve demokrasiyi yerel gündeme taşımışlardı. Adına “ulusal” denilen İstanbul medyası ise “yapılar yükseldikten sonra önemsediği” silüet tahribatının “emlak rantçısı-siyasetçi-küresel sömürgecilik” ilişkisiyle yaratıldığını kanıtlayan etkinliği kısa haber bile yapmadı...
\nAnadolu forumları
\nPeki, mimarlar bu forumlarında neleri vurguladılar?
\nSinop’ta “nükleer santral” tehdidine karşı direnen STK’lerin kentin imar kararlarına da katılmaları dile getirildi. Mimarlar Odası’nın tarihi bir Sinop evi edinerek hizmet binasına dönüştürme projesi kutlanırken, yerel yönetimlerin birincil görevinin, kentin yaşam zenginliklerini gözeten bir imar politikasını egemen kılmak olduğu vurgulanmıştı...
\nHatay’da ise “Asi’nin çocukları” denilen Antakyalıların, “kültürlerin ayrılmaz birlikteliği”ni yaşatarak, kimlikleri ve ortak gelecekleri için kentlerine, kültürel ve çevre değerlerine, yani “kendilerine” sahip çıkmalarının yaşamsallığı anımsatılmıştı.
\nVan’da da efsanevi “Tuşpa”ya yakışır bir kent için tek düze apartmanlar yerine yörenin kaybolan tarihsel mimarisinden esinlenilmiş özgün bir yapılaşmanın “yabancılaşma”yı da önleyeceği belirtilmişti...
\nPaneller, sanat gösterileri, genel tartışma oturumları ve Tünel’den Taksim’e “kente sahip çıkma” yürüyüşüyle gerçekleşen İstanbul Forumu’nun sonuç bildirgesinde ise özetle şu anımsatmalara yer verildi.
\nTarihsel çağrı
\n“Tarihsel, çevresel ve kentsel mekânlar, ekonomik krizi aşmaya kurban edilmektedir. Neoliberalizmin ‘markalaşmak’ kavramı, kentlerin simgesel değerleriyle birlikte, kültürümüzün, kimliğimizin metalaştırılmasıdır. Kamusal işlevli bir sanat olarak Mimarlık da bu süreçten etkilenmekte; iş-levini ve öz değerlerini kaybetmektedir.
\nForum katılımcıları her şeyi metalaştıran, en temel yaşamsal kaynaklarımız su ve havayı bile piyasalaştıran küresel kapitalizme karşı çeşitli biçimlerde mücadele eden platformlar arasında uluslararası dayanışmanın ‘ivedi’ zorunluluğunu kalın çizgilerle vurgulamaktadır.
\nİstanbul kent algısına birçok rant amaçlı müdahalenin en acımasız biçimde sürdüğü son yıllarda, hukuksal ve demokratik yolların tıkandığı, bir anlamda ‘sözün bittiği yer’de olduğumuzu üzülerek belirtmeliyiz. Bu nedenle Odamızın mesleki ve hukuksal mücadelesinin, politik ve sosyal boyuta taşınması gerekmektedir.
\nİstanbul’un hayat kaynakları, Üçüncü Boğaz geçişi ve Karadeniz kıyılarında biçimlenmek istenen yapılaşmalar, kentin geleceğinin karartılmasındaki son eşiklerdir.
\nForum katılımcıları, bu sürece mesleki ve akademik muhalefetin KHK’lerle susturulmaya çalışıldığı bir dönemde, bilim, kültür-sanat insanları, meslek örgütleri, sivil demokratik kuruluşlar ve basın-medya kuruluşları/çalışanlarının bir arada mücadele vermelerinin önemini vurgulamışlardır. Geleceğimizin, darbe ürünü ‘KHK’lerle karartılmasına karşı tüm toplumsal kesimleri en geniş ortak platform etrafında dayanışmaya çağırıyoruz...”
\nNe dersiniz; bu çağrıya hâlâ “Odalar politika yapıyor” diye kayıtsız mı kalacağız? Kentlerimizi, kıyılarımızı, ormanlarımızı, tarım alanlarımızı ve tüm yaşam kaynaklarımızı “gözünü emlak rantı bürümüş”lere karşı savunmak, hepimiz için tarihsel sorumluluktur...
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!