Oktay Ekinci
Oktay Ekinci ekinci@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Çanakkale müstemleke değil!'

08 Mart 2012 Perşembe
\n

Yöre insanları, yaşam kaynaklarına göz koyanların sömürgecilik yöntemlerine tepkili:

\n\n\n\n\n

Başta Kazdağlarındaki maden ve altıncılık yağması olmak üzere, ilin eşsiz doğal ve kültürel değerlerini tehdit eden HES, termik santral ve diğer kirletici yatırımlara karşı mücadele eden Çanakkale Çevre Platformu (ÇEP) üyesi STKler ile sivil inisiyatifler, kamu yöneticilerinden teşekkür yerine engelleme görüyorlar!..

\n

Son örneği ise Çevre Yasasında halkın katılımıyla düzenlenmesi öngörülen ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) bilgilendirme toplantılarına ÇEP temsilcilerinin alınmaması!..

\n

ÇED Halkı Bilgilendirme Toplantıları, çevreye etkileri güçlü projeler için yöre halkına danışma, eğilimlerini saptama ve olası olumsuz sonuçlara karşı alınacak önlemlerin açıklanması için öngörülmüş... Ne var ki genelde halka gerçekleri anlatmak yerine, yatırımcıların yörede işsizlik sona erecek gibilerden kandırmacı nutuklarla gerçekleşiyor.

\n

Buna karşı yine halkın bilinçli kesimlerini oluşturanların da aynı toplantılara katılarak kandırmacaları açığa çıkartmalarından rahatsız olan yatırımcı ve yöneticilerin sıkça başvurdukları yöntem ise onlara ya hiç söz vermemek ya da katılmalarını baştan yasaklamak. Tıpkı Çanakkalenin Kızılelma köyünde verilmek istenen maden arama ruhsatları için 24 Şubat günü düzenlenen ÇED Halkı Bilgilendirme Toplantısına ÇEP temsilcilerinin katılmalarının Valilik emriyle Jandarma tarafından engellenmesi gibi

\n

Oysa köylüler, dağlarında madencilik istemediklerini belirten tutanaklarını komşu köy muhtarlarıyla birlikte imzalamış; doğanın korunması taleplerini resmen bildirmişlerdi.

\n

Köylülerin bu kararlı tutumlarınıtarihe not düştülerşeklinde yorumlayan ÇEP Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant basın açıklamasında şunları söyledi; Bugüne kadar Biga Elmalı, Lapseki Şahinli, Bayramiç Kuşçayırı, Çan Söğütalan, Bayramiç Muratlarda yöre halkı yan yana omuz omuza gelerek madencilik şirketlerini istemediklerini tutanaklar ile kayda geçirdiler. Şimdi buna Kızılelma köyünün onurlu ve vatansever insanları da katıldılar.”

\n

İda’da ‘Yabancılar’!

\n

Peki, Çanakkalede neler oluyor? ÇED toplantılarına çevrecilerin katılımını yasaklayan anlayış neyi hedefliyor? ÇEP ne diyor?

\n

Yanıtlar için yine ÇEP Dönem Sözcüsü Nalbantın son gelişmeler hakkındaki açıklamasına göz atalım:

\n

Çanakkalede, bir yandan ibret verici diğer yandan da halkın bir araya geldiğinde ne de güzel işler yapabileceğine dair umut verici gelişmeler yaşanmıştır diyen sözcü şunları ekliyor:

\n

Yüz binlerce insanın zirai faaliyetlerden geçindiği, Bin Pınarlı İdanın tepelerinde, vadilerinde bir süredir yabancılar dolaşıyor Çanakkalenin hemen yanı başında, tepelerinde, dağlarında, yeraltı ile yerüstü su havzalarının üzerinde cirit atan Madenci Şirketleralmış oldukları sondaj ruhsatları ile arsızca ve hayâsızca faaliyetlerine devam ediyor. Daha şimdiden gelinen noktada onlarca köyün ve Çan ilçesinin sokak çeşmelerinden akan sular bulanmış, yöre halkı para ile satın aldıkları damacana suyuna muhtaç bırakılmıştır.

\n

ÇEPin saptamalarına ve değerlendirmesine göre ülkemizde de etkinliklerini arttıran altın madencilik şirketleri dünyanın değişik ülkelerinde adeta soykırıma başvurmaktalar. Güney Amerika ve Güneydoğu Asya ülkelerinde bu şirketlere karşı mahkemelerde davalar açılmış. Türkiyede sahneye çıkan şirketlerin de yine diğer ülkelerde insan hakları ihlallerine neden oldukları biliniyor.

\n

Bu konuda, “…‘altın şirketlerin Kazdağlarında yaptıklarının da soykırım olduğu çok açıktır diyen Hicri Nalbat bakın neleri de vurguluyor: Altın, bakır gibi kirletici, zehirleyici maden işletmelerinden doğaya saçılan zehirli atıklarla işlenen, zamana yayılmış ya da yavaşlatılmışsoykırım için slow motion genocideterimi kullanılabilir.

\n

ÇEPin uyarıları ise özetle şöyle:

\n

Çanakkalenin içme, kullanma ve tarımsal faaliyetlerinde kullandığı su kaynağı Atikhisar baraj göleti, altın üretiminin kaçınılmaz sonuçları olarak arsenik, kurşun, bakır, cıva gibi ağır metallerle dolacak; göl atık ve asit gölüne dönüşecek. Kısacası çeşmelerimizden zehir akacaktır.

\n

Valinin bu uyarıları önemseyerek madencilere izin vermemesi gerekirken ÇEP sözcülerini toplantılardan dışlamasına karşı ise Hicri Nalbant şunları söylüyor:

\n

Türkiye Cumhuriyeti bir müstemleke devleti olmadığı gibi, Çanakkale de bir müstemleke şehri hiç değildir. 1915 yılında tankları, topları ve gemileri ile işgal edemedikleri yöreyi ve bölgeyi, altın şirketleri ile geçebileceklerini düşünenler yanılıyor. Bu faaliyetlere izin verenler, ortak olanlar er ya da geç tarihin önünde hesap vereceklerdir.”

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları