Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bayram yerlerimizi istiyoruz
Kent kültürümüzde bize özgü olan ‘bayram yerleri’ imar hırsından yok oldular
\n\n\n\n\n\n\n
Çok değil, 20 yıl öncenin kent haritaları ile bugünküleri kıyaslayın. Üzerinde “Bayram Yeri” yazan ve yıl boyu “boş” tutulan alanların şimdi konut siteleri ve alışveriş merkezleriyle doldurulduğunu görürsünüz. Nasıl olmuşsa birkaç tanesinde “lunapark” var ve kimilerine göre bayram yerlerimizin “çağdaş versiyonları!”\n
\nOysa böylesine halkla bütünleşmiş bir “kent geleneği” dünyanın hangi ülkesinde olsa, imara açmak bir yana, korunmaları için özel yasalar çıkarılır... Hatta UNESCO’ya başvurularak “kent kültürüyle yaşayan dünya mirası” sayılmaları bile istenebilirdi.\n
\nAma bizde ne yazık ki Koruma Kurulları bile, hiç değilse elde kalan bayram yerlerinin bize has “tarihsel işlev”leriyle kültür mirasımız olarak yaşatılması kararını üretemedi. Tıpkı yine kent kültürümüzün yüzlerce yıllık özgün değeri olan “mesire yerleri”miz gibi, bayram yerlerimiz de emlak rantına sevdalı imar politikalarının kurbanı oldu. Şimdi ise sadece anılarda, geçmişi anlatan kitaplarda, yazılarda ve resimlerde kaldı...\n
\nO kadar ki bugün, örneğin Denizli gibi birçok kentimizde, adları hâlâ “Bayram Yeri” olan ama bayramla ilgileri kalmayan semtlerimiz var. Neden bu isimle anıldıklarını bile bilmeyenler bir yana, merak edeni de ara ki bulasın… Çünkü “çağdaş kent” kavramı artık “AVM’ler, rezidanslar, outlet”ler demek!..\n
\nGeçmişin insani erdemlerini yaşatarak geleceği kimlikli kılmak, ne siyasilerin ne de üniversitelerin umurunda...\n
\nAnılardan\n
\nKonuyu irdelerken 60’larda mahalle arkadaşlarım, hatta abla-ağabeylerimizle “müdavimi” olduğum son bayram yerimizi anmadan geçemeyeceğim.\n
\nBeşiktaş’taki Ihlamur Kasrı’nın karşısı ile şimdi “kebapçı” olan ve “Süslü Karakol” dediğimiz Osmanlı Zabıta Binası’nın önündeki yamaçta kurulurdu… Mizah ve tuluat sanatının amatör temsilcilerini katıla katıla gülerek seyrettiğimiz çadır tiyatrosundan, ata binme hevesimizi giderdiğimiz aynalı-püsküllü sütçü beygirlerine; kayıklı salıncaklardan Romanların “hamamdaki ayı” gösterilerine kadar, dönemin eğlence olanaklarını kısıtlı “bayram harçlıkları”mızla yaşayabilirdik.\n
\nŞimdi aynı yerin yamacında galiba evlenme binası var; düzlüğünde de dev bir Migros! Kenar kesiminde ise oduncu ve keresteciler... Osmanlı şehzadelerinin ok atma yarışmalarındaki en uzun mesafeleri ve atıcılarını simgeleyen “nişan taşları”nın da bulunduğu aynı alan yine bayram yeri olarak yaşatılabilseydi, kent kültürüne ve geleneksel değerlerimize çok daha fazla hizmet edilmiş olmaz mıydı?\n
\nPehlivanlar\n
\nBir anıyı da Orhan Yalkın’ın 18 Mayıs’taki yazısından özetleyelim:\n
\n“Eller öpülüp paralar cebe konur konmaz ilk gideceğimiz yer ya Karagöz-Hacivat ya da bayram yeriydi. Şehreküstü semtinin bayram yeri, Direkçi Pazarı denilen, İnönü Caddesi’nin doğu kesimindeydi. Atlıkarıncalarda, at, aslan, araba gibi nesnelerde hayvan heykellerine oğlanlar, araba şeklinde olanlara da kızlar binerdi. Atlıkarınca, sahibi tarafından elle döndürülürdü.”\n
\nYazıdan bir bölümü daha:\n
\n“Bayram yerinin alt tarafında, develerin kaldığı boş handa, Antepli Kamil Pehlivan üç gösteride bulunurdu. Birincisi, yumurtayı işaret ve ortaparmağının arasına dikine yerleştirir, kırardı. İkincisi göbekten yukarısı çıplak olduğu halde yere yatar, karnının üzerine büyük bir taş koydurur, biri tarafından bu taşa balyozla vurdurarak parçalattırırdı. Üçüncüsü de çıplak göğsüne köstekli bir saati iki çengel iğneyle tutturur, sonra da eline aldığı tepsiyle para toplardı.”\n
\nTürklerin geleneği\n
\nBazı kaynaklar “Bayram” deyimine ilk kez Kaşgarlı Mahmud’un 11’inci asırda yazdığı “Divan”ında rastlandığını belirtiyor. Sözcüğün aslı “bedhrem”di, Oğuzlarda “beyrem”e dönüşmüşmüş… “anlam”ı da “eğlenme, gülme, sevinme..”\n
\nBayram yerlerimiz işte bu anlamın doyasıya yaşandığı, kökü İslamiyetten önceye uzanan en eski Türk geleneklerinden biri. Bütün İslam coğrafyasında sadece bizde olması da farklı kültür ve inançların ortak uygarlıklar yarattığı Anadolu’nun kent kültürümüze eşsiz katkısı..\n
\nBu alanları imara açarak yok edenleri gelecek kuşaklar nasıl anacaklar bilemem; ancak, bizim görevimiz hâlâ tüm ayrıntılarıyla anımsadığımız kültür mirasımızı yeniden canlandırmak… Bunun için de elde kalan tüm eski bayram yeri alanlarını tarihsel işlevlerine kavuşturmak değil midir?\n
\nTıpkı eski mesire yerlerimizin de tümüyle yitirilmeden kentlerimize yeniden kazandırılması gibi..\n
\nBelediyelerimizin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Koruma Kurullarımızın ve tüm resmi-özel-sivil kuruluşlarımızın bu çağrıyı önemsemeleri dileğimle, herkesin “Şeker Bayramı” kutlu olsun. \n
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı