Oktay Ekinci
Oktay Ekinci ekinci@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Anter 'Vatan'ına kavuşurken

02 Şubat 2012 Perşembe
\n

‘Kürtlerin Amcası’ Musa Anter de Anadolu’daki ‘tarihsel yaşam birlikteliği’nin bilgesiydi

\n\n\n

\n

\n\n\n

...Burası benim vatanım. Bizi bölmek için ellerinden geleni senelerdir yapıyorlar. Bozamadılar, bozamayacaklar. (Cumhuriyet - 28 Ocak 2012)\n

\n

Anter Anterin bu sözlerini okuyunca, yaklaşık çeyrek yüzyıl önceye gittim... Mimarlar Odasının 1989un Eylül ayında Mardinde düzenlediği Anadolu Kültür ve Kalkınma Sempozyumuna.\n

\n

Konuşmacılar arasında Kürtlerin amcasıdenilen babası Musa Anter de vardı... 1920’de Mardinin Nusaybin ilçesine bağlı Eskimağara köyünde doğan, İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu Anter, yaşamının yaklaşık 12 yılını hapishanelerde geçirmişti. Annesi Fesla Hanım, Türkiyenin ilk kadın muhtarıydı. S. George Avusturya Lisesi mezunu Ayşe Hale ile evliliğinden kızı Rahşan ile oğulları Anter ve Dicle dünyaya gelmişti.\n

\n

Musa Anter, şimdi oğlu Anterin de dile getirdiği düşüncelerin belli ki temelini oluşturan fikirlerini sempozyumda şöyle özetlemişti: Türkiye biz Kürtlerin de vatanıdır. Kültürümüz Anadolu kültürüdür. Kimliğimizin kökeni, Anadoludaki yaşam birlikteliğimizdir.\n

\n

Bu sözleri henüz zihinlerimizdeyken, 1992 Eylülünde dönemin faili meçhul(işleyeni belirsiz!) cinayetlerinden biriyle yaşamını yitirdiğinde düşünmüştük; Acaba ayrılıkçılara karşı, Anadolu insanındaki tarihsel birlikteliği savunmanın cezasını mı ödedi?\n

\n

Oysa Mustafa Kemal Atatürk de 1922 yılında diyordu ki: Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı, Makedonyalı... hepimiz aynı cevherin damarlarıyız.”\n

\n

Nâzım Hikmetin ünlü Memleketimden İnsan Manzaralarındaki şu dizelerinin de sempozyumda dile getirildiğini anımsıyorum:\n

\n

Kürtlere kuyruklu derler,\n

\n

Yalan,\n

\n

Kuyrukları yok!\n

\n

Zenginleri de var\n

\n

Ama az.\n

\n

Katılımcılardan, önceki yıl yitirdiğimiz yurtsever iktisatçımız Aslan Başer Kafaoğluna göre de asıl sorun, işte bu şiirin anımsattığı azlık değil miydi? Ekonomik kalkınma politikalarında ülkenin sadece batısını kayıran yatırım anlayışı yerine, tıpkı Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi, tüm Anadolunun dengeli gelişmesini sağlayacak bir anlayış süregelseydi; ayrılıkçı Kürt siyaseti böylesine gündem belirleyebilir miydi?\n

\n

Kafaoğlu diyordu ki; Örneğin GAPta üretilen elektrik batıda yoğunlaşan sanayiye aktarıldığı için, en büyük kalkınma projemiz, bulunduğu yöredeki yoksullaşmaya engel olamıyor. İşsiz insan ise kültürünü yaşatmak bir yana, yurttaşlık bilincini bile koruyamıyor.”\n

\n

Sempozyum anıları\n

\n

Peki, sempozyumun amacı neydi ve neler konuşulmuştu?\n

\n

UNESCO, 1987-97 arasını Kalkınmada Kültür 10 Yılıolarak belirlemiş, tüm ülkelere bu süre içersinde kültürün de önemsendiği toplumsal gelişme politikalarını güçlendirmeleri çağrısında bulunmuştu.\n

\n

Ancak bu önemli çağrıyı, ne dönemin Kültür Bakanlığı ne de UNESCO Milli Komisyonu kamuoyuna duyuruyordu...\n

\n

Oysa Mimarlar Odası yöneticilerinin bir rastlantıyla elde ettiği Fransızca çağrı metninde deniyordu ki: Kültürün göz ardı edildiği tüm kalkınma politikalarında toplumsal refahın gelişmesinden söz edilemez.\n

\n

Bu çağrının kültür kurumlarınca eylemler düzenlenerek gündeme getirilmesi dileğine uyularak düzenlenen Mardin Sempozyumu, mimarların ve Anter ile Kafaoğlunun yanı sıra Aziz Nesin, Bilge Umar, Ekrem Akurgal, Hüseyin Hatemi, İlber Ortaylı, Mete Tunçay, Rıfkı Aslan, Tevfik Çandar, Sadun Aren, Metin Sözen gibi kültür ve düşün insanlarımızın da katılımıyla gerçekleşmişti..\n

\n

Örneğin Metin Sözen, bugün Tarihi Kentler Birliğinin de temel ilkeleri arasına kazandırdığı kültür öncelikli kimlikli kalkınmatezini daha o yıl sempozyum söylemine kazandırırken, arkeologlar ve tarihçiler de Anadolu uygarlıklarının ayrışmanın değil bütünleşmenin mayası olduğunu ülkenin tüm yörelerinden örneklerle anlatmışlardı... \n

\n

Anadolu kimliği\n

\n

Halkın büyük ilgi gösterdiği oturumlarda tarihi kent dokusunun ve eski evlerin yıpranmasından yakınan mimarlara Musa Anterin; Kültür mirasımızı korumamızı istiyorsunuz ama bunu Kürtler talep ettiğinde başlarına gelmedik kalmıyordemesini, Mardinliler dakikalarca alkışlamıştı... Ardından söz alan Aziz Nesinin, sempozyumun yapıldığı düğün salonunu süsleyen Japon fenerlerini göstererek; Peki bunları devlet zoruyla mı astınız; önce kimliğinize uygun süslerle düğün yapın; Japonyaya değil Anadoluya özenin demesi de bir o kadar alkışlandı.\n

\n

O gün anımsatıldı mı bilemiyorum ama Atatürkün 1937deki ziyaretinde Diyarbakırın planlaması için şu önerileri de mimarların ve Aziz Nesinin sözleriyle koşutluk içindeydi: Diyarbakırın mimari hususiyetlerini taşıyan avlulu, havuzlu ve bahçeli evler devam etmeli. Yeni Diyarbakır kurulurken ve eski Diyarbakır imar ve tezyin edilirken, tarihi değeri haiz bütün eserler en iyi surette muhafaza edilmeli.\n

\n

1989’daki sempozyuma Anadolu sevdasıyla yoğrulmuş bir yurttaşımızolarak unutulmaz katkılarda bulunan Musa Anteri bir kez daha anarken, oğlu Antere de kendi deyimiyle Vatanına hoş geldindiyoruz. \n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları