Oktay Ekinci
Oktay Ekinci ekinci@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Abilerin Abisi'Mimar Niyazi Duranay

25 Mart 2012 Pazar
\n\n\n

Öğrencilerinin öğretmen olduğu akademisyenlerimize hocaların hocasıdiyoruz Peki, en gencimizin bile abisi olan Cumhuriyetle yaşıt ağabeylerimize ne demeliyiz?

\n

Mimarlığımızın yarım asrı aşkın emektarlarından Niyazi Duranayın 15 Marttaki 85inci yaşgününü Mimarlar Odasında bir sohbet buluşmasıyla kutladık. İlker Ertuğrulun izlenim yazısını okuyunca düşündüm. Odanın kuruluşundan beri kesintisiz militanı 232’nci üyesi Duranay, 9 bin 145inci üyesi benim ve yaşıtlarımın yanı sıra 36 bin 146ncı üyesi İlkerin de abisi...

\n

Torunu yaşındaki genç mimar diyor ki: Sakin, mütevazı, cana yakın kişiliğiyle Niyazi Ağabeyimiz, yaşgünündeki heyecanını tüm katılımcılara yansıtmış, neşe dağıtmıştı.”

\n

İlhan Selçuk da 7den 70e abimiz değil miydi? Bunun nedeni ise yaşı değil, yaşam boyuağabeyliğiydi. Böylesi bir saygınlığın tanımı herhalde abilerin abisiolmalıydı. Tıpkı hocaların hocaları gibi..

\n

İlker yazısını şöyle süründürmüş: Sonra birlikte pasta kestik, alkışlar tuttuk, şarkılar söyleyip dans ettik; Mimarlar Odasının şimdiki geniş salonlarında, vaktiyle sobayla ısınan küçük mekânlarından bahsettik.

\n

O mekânlar ki nice kent suçuna karşı mimarlığın onur direnişine tanık oldular; o unutulmaz direnişler ki Duranayın ödünsüz yol göstericiliğiyle İstanbulu savunmanın destanını oluşturdular.

\n

Nitekim abimiz de aynı savunmanın gerekçesi için dedi ki; Geçen altmış yılda çağdaş şehircilikle ilgisiz, doğal ve kültürel varlıkların korunmasını önemsemeyen, yaşanılır şehirler amacından uzak, adeta bir paylaşım planlamasının gerçekleştiği vahim ve uzun bir dönem yaşadık.

\n

Şimdi bu gözü dönmüş paylaşımın gökdelenleşen, siteleşen, AVMleşendoruktaki aşamasına yine Niyazi Abiyle birlikte direniyoruz.

\n

Ağabey çağrısı

\n

Duranayı abilerin abisi yapan yaşamöyküsü, mimar Mücella Yapıcının kaleminden Mimarlar Odasının Oda Tarihinden Portrelerdizisi içinde YEM Yayınlarınca 2006da yayımlanmıştı.

\n

Dedeleri müderris(öğretmen) olan Niyazi Abimiz 8 yaşındayken babasını yitirir. İlk, orta ve lise öğrenimini Malatyada tamamlarken, 30larda kurulan Sümerbank fabrikasının da ilk işçilerindendir. Güzel Sanatlar Akademisi sınavı için 46 yazında 36 saatlik tren yolculuğuyla İstanbula vardığında, kente Haydarpaşa Garıyla kavuşması belleğinde o denli derin izler bırakır ki bugün aynı garın elden çıkartılmak istenmesine karşı da hemen tüm etkinliklerin en önünde Niyazi Abi var.

\n

1953’te Akademiden mimarlık diplomasını aldığında evli ve üç çocuk babası olan abimizin ilk mesleki başarısı, Büyükada Anadolu Kulübü Oteli için düzenlenen yarışmada Mehmet Ali Aközenle tasarladıkları projenin birinci olmasıİller Bankasınca 1966da kurulan İstanbul Planlama Bürosunda sadece bir yıl çalışabilmesinin nedeni ise Boğaz Köprüsünü eleştiren mimarlar arasında yer alması.

\n

İşte böyle başlayan mimarlık yaşamının düşünsel temeli içinse 80 yaşındayken yazdığı bir makalesindeki ağabey çağrısıyla yetiniyorum:

\n

Doğal kaynaklarımız, stratejik sanayi kuruluşlarımız, bankalarımız yabancı sermayeye devredilmekte, ormanlarımız, kıyılarımız, tarım arazilerimiz satılmaktadır. Eğitimimiz bilime ve tekniğe dayalı çağdaş eğitim olmaktan çıkarılmaktadır. Sağlık hizmetleri özel sektörün insafına terk edilmektedir. Büyük şehirlere göç hızla devam etmekte, Anadolunun kent ve köyleri boşalmaktadır. Ülkemiz ekonomi ve yerleşim planlamasından yoksun bırakılmıştır... Cumhuriyetimizi tekrar çağdaşlaşma çizgisine oturtmak kaçınılamaz bir görevdir. Buna ancak sosyal demokratların ve tüm yurtsever aydınların yaratacağı güç birliğiyle ulaşılabilir.(Cumhuriyet- 08 Mayıs 2007)

\n

Çok yaşa Niyazi Abi, daha nice yıllar hepimize ağabeylik yapman dileğimizle...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları