Oktay Ekinci
Oktay Ekinci ekinci@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

2012'de siyasallaşan mimarlık

27 Aralık 2012 Perşembe

Sonuna geldiğimiz yıl, siyasilerin doruğa çıkan ‘gösteriş mimarlığı’yla anılacak

\n

Tarih boyunca insanoğlunun her türlü mekânsal gereksinimiyle gelişen mimarlık sanatı, aynı zamanda egemenlerin gösteriş yapılarına da hizmet etti.\n

\n

Sivil mimari mirasın yanı sıra çeşitli tapınaklardan kilise, sinagog ve camilere dek kutsal inanç yapıları, şatolardan saraylara iktidardakilerin konutları, hatta kent surlarından kışlalara Askeri yapılar da düşünüldüğünde, denebilir ki mimarlar ilkçağlardan beri hem halkın hem de yöneticilerin ortak sanatçıları oldular.\n

\n

Ne var ki yine tarihte her alanda olduğu gibi mimarlıkta da asıl karar vericiler hep egemenlerdi.\n

\n

Günümüzün demokratik toplumlarında ise temelinde doğaya, tarihi ve kültürel çevreye, halkın kuşaktan kuşağa sağlıklı yaşam ortamlarına saygılı bir mimarlıkyer alırken, egemenlerin gösteriş özlemleri ile yönetici ya da zenginlerin ayrıcalıklı yapı hevesleri artık tarihe terk edilmiş durumda.\n

\n

Örneğin artık hiçbir gelişmiş ülkede yöneticiler, mimar ve kent plancılarının uygun görmedikleri bir yapıyı -istemek bir yana- düşleyemeyecekleri gibi, yine hiçbir zengin ya da güçlü kişi, mimar ve kent plancılarının uygun görmedikleri yapılaşma özlemi için -izin almak bir yana- teklifte bile bulunamaz!..\n

\n

Çünkü çağdaş mimarlık, aynı zamanda çağdaş toplumun sanatı olarak, diğer tüm alanlarda olduğu gibi herkesin esenliğini gözeten ve gelecek kuşaklara yaşanabilir çevreler bırakılmasına özen gösteren bir kamusal sorumlulukiçindedir.\n

\n

Bu nedenle örneğin Fransız Mimarlık Yasasında mimarlık,bulunulan çevreye uyumlu katılım sanatıolarak tanımlanırken bu uyumun aynı zamanda kamu yararına olduğu da vurgulanır.\n

\n

Çamlıca’dan Doğanbey’e\n

\n

Bizde ise özellikle 2012 yılında doruğa çıkan kimi siyasi mimarlıkörnekleri, Türkiyeyi yönetenlerin ne yazık ki kendilerini hâlâ o, tarihteki egemenler yerine koyduklarını kanıtlıyor.\n

\n

Bu çağdışı tutumun en son ve çarpıcı ürünü, İstanbulun özgün siluetinde korunması gereken Çamlıca Tepesine her yönüyle gösterişamaçlı dev bir caminin yapılması kararı Üstelik aynı caminin, -çağdaş mimarlık bile dışlanarak- Sultanahmet Camii’nin taklidi olarak tasarlanması...\n

\n

Ataşehirde gökdelenleşmiş bir konut sitesinin yanında, kendisini adeta ezen komşusuyla zavallı görünen ve yine eskinin aynen taklitedildiği kimliksiz bir camiye Mimar Sinanadının verilmesi Böylece, her yönüyle tam bir mimari uygunsuzluğun ve duyarsızlığın adeta kutsanması...\n

\n

Sadece İstanbulda değil, diğer kentlerimizde de yöneticilere yakın zenginler ya da iş çevrelerince, o kentin çevre ve kültürel kimlik değerlerini göz ardı eden ayrıcalıklı rant yapıları; bulundukları dokuları parçalayan AVMler ve siluetleri parçalayan rezidans, lüks konut işlevli şımarık kuleler…”\n

\n

Bu örneklere, tarihi sakinlerinden zorla boşaltılmış Sulukulede eski doku yıkılarak elde edilmiş alanda Başbakanlığa bağlı TOKİ tarafından inşa edilen karaktersizpazarlama konutlarını; yine TOKİnin mimarlarca kente tokat olarak tanımlanan Bursadaki peyzaj katili Doğanbey blokları ile hemen her kentimizdeki uygunsuz uygulamalarını; Tarlabaşındaki sağlam tarihi binaların bile yıkılarak kat ilavesiyle büyütüldüğü sözde yenileme projelerini de eklediğimizde, denebilir ki 2012, tarihte gözlenen siyasî mimarlıkın Türkiyede adeta yeniden hortladığı yıl olarak geride kalıyor.\n

\n

2013’ün, bu kültür yoksunu egemenliğin dizginlenebildiği; ülkeyi sarmaya başlayan gösteriş ve rant mimarisine durdenebildiği bir yıl olması dileğiyle…\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları