O Ağaç Orada...

24 Kasım 2013 Pazar

Ne zaman baksam o ağaç orada. Sanki birini bekliyor gibi. Kim gelip dallarımı kesecek diye. Ormana dönmüş eski kayısı? Eski dostumdur o ağaç, bu ağaç, ötekisi... Bahane aramak bugünkü yaşam sıkıntısına...
Çocukluğuma geliyorum. Gerçekte onu kendim çağırıyorum. Renk renktir kişinin aydınlığını yeniden kurmak. Arada bir dostunun, bir sevdiğinin yanında olması. Bu bitmez bir arzudur. El ele tutuşmak arada bir. Tek olmaktan çıkıp çoğalmak budur işte.
Uzaklardaydım. Gel dedi bir ses. Sağa sola baktım kimse yok. Hişt hişt diyen de. Ben onları kendi gücümle yarattım. Yazı, şiir, nesir değil, hepsi iç sızlamaları. Günlük eski sıkıntılardan kendini kurtarmak çabası.
İşte sabah oldu. Pencereyi açtım. Nefis bir kasım kokusu. Her ayın kokuları ayrıdır. Güzelden çirkine kadar. Sen insansın, sana sunulan güzellikleri istersin, ama seni dinleyen olursa. Sanırsın ki iki satır bir şeyler yazdın mı her şey değişecek, bir kasım güneşi hiç satmayacak...
Binlerce satır yazan makinem hep elimin altındadır. Neler mi onlar, o yazdıklarım, sizin okuduklarınız. Yararlı oldu mu? Bir yeni duyarlık kazandırdı mı? Ya da eski duyarlığınız büsbütün bozuldu mu? Böyledir kişi, her an bir başkası olmak... Bir başkası ama kendinin bir başkası.
Yaşlanmak mı diyeceksiniz. Sonu yok ya da var yaşamanın. Seç hangisini istersen. Sunulmuş sana hayat bir kez, al da kullan
Kütüphaneme baktım, yeni bir şey var mı diye. Postacı arada bir gelip kapıya bir paket bırakır. Bir yeni kitaptır. Her yeni kitabı alıp beni bir başka yere götürdüğü için beklerim. Yeni bir kitap, yeni bir dünya getirdiği için. Aç Rimbaud’un, Dağlarca’nın dünyasını, hepsi sabahın renkleridir...
Bugün de bu kadar. Yoksa defterler dolacak, kalem olsa yorulacağım, ama makine var emrimde. O söz dinler, ne desem ne yapsam taa gençlik günlerinden bu yana. Okursanız ne kazanırsınız bilmem, ama beni okumazsanız hiçbir şey kaybetmem. O kadar işte...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları