Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Önce ‘savaşa hayır’ koalisyonu
Uzlaşma ve demokratik restorasyon adına, zor seçimleri göze almak gerektiğine inanıyorum, son yazılarımda vurguladığım husus bu idi. Ama belli ki, başta Cumhurbaşkanı ve partisi olmak üzere, böylesi zor süreci göze alabilecek siyasi aktörler mevcut değil. En kötüsü, bu zorluğu göze alamayan iktidar ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan savaşı göze alabiliyor. Böylesi daha ‘kolay’ görülüyor, Enver Paşa’nın hayaleti sahne alıyor, büyük bir yıkımdan çıkışın çözümünün, savaşın içine dalmak olduğu sanılıyor.
Savaş çığırtkanlarının uğursuz seslerinin önderlik ettiği bir büyük yıkımın önü açılırsa, bırakın demokratik restorasyonu, ortada Türkiye diye bir şey kalmayacak. Suriye’de yaşananların Türkiye’yi tedirgin etmesi doğal ama, bu gelişmeler dün başlamadı. Başından komşu ülkede rejim değişikliği işine bulaşanların, Şam’da namaz kılma hayaline dalmak yerine, bunları öngörmesi gerekirdi. Evet, Suriye sınırında statüko değişiyor, ama zaten hedeflenen bu değil miydi? Hesap tutmadı o başka, hesap statüko değişikliğinin Türkiye, daha doğrusu iktidarın hayalleri ‘lehine’ değişmesi idi, tam tersi oldu. Şimdi, söz konusu olan, o hesapların yanlışlığı ile yüzleşmek yerine, o hayallerin peşinde sürüklenmekte ısrarcı olmak, bu uğurda ülkeyi savaşa sürüklemek hevesi.
Kargalar bile...
Savaş çığırtkanlarının en komik gerekçesi ise “Türkiye’yi İŞİD ile ilişkilendirmek çabasına karşı, bölgede askeri müdahaleye girişerek İŞİD ile mücadelede kararlı olunduğunu göstermek”. Bu iddiaya ‘kargalar bile güler’ bile diyemiyorum, bu olsa olsa kargalara komedi filmi izletmek diye tabir edilebilir.
İŞİD ile mücadelede kararlılık ancak mı akıllara geldi? İŞİD Musul’u işgal ettiğinde, “İŞİD geçici, söz konusu olan Sünni direnci, Sünni devleti” diyen bugünkü savaş çığırtkanları değil miydi? İŞİD ile ittifak içinde olan Sünni çevrelerin liderlerinden biri olan Tarik Haşimi, Musul işgal edildiğinde, İstanbul’da verdiği bir röportajda ‘zafer’ nitelendirmesi yapmadı mı? Bırakın onları, daha bir hafta önce, savaş çığırtkanı gazetelerden biri, “PYD İŞİD’den daha tehlikeli” diye manşet atmadı mı? Bu manşet, Suriye’ye askeri müdahelenin İŞİD’den ziyade, PYD ve Kürtlere karşı hesaplandığının açık itirafı değilse nedir?
Biz, uzunca bir zamandır sadece adı yadigâr kalan ‘barış süreci’ne geri dönülsün derken, Kürtlere karşı askeri müdahale Türkiye’nin içini ne hale getirir, düşünen var mı veya bunu düşünecek kafa kaldı mı? Sıklıkla iddia ettikleri gibi bütün ‘düşmanları’ toplansa, Türkiye’ye ve dahi Erdoğan ve partisine, bir Suriye savaşından daha fazla zarar veremez. Bu kafa Türkiye’yi bölgesel kaosun içine taşımakta ısrar ederse, ülkeyi de kendini de yakacak, hiç kuşkunuz veya kuşkuları olmasın.
Akılsız bir ittifak
İşin ahlaki, insani boyutu bir tarafa, Suriye’ye askeri müdahale, Türkiye’yi sadece içerde değil, bölgesel ve küresel çapta herkes ile karşı karşıya getirecek, hem Batılı müttefikler, hem İran ve Rusya ile aynı zamanda karşı karşıya gelinecek. Diğer taraftan, son zamanlarda tedavüle giren İsrail ile yumuşama hamleleri de sakın Suudiler ile birlikte İran’a karşı örtük cephe hesabının bir parçası olmasın? Öyle hesaplar yapıyorsanız, hemen söyleyeyim, bu sadece ahlaksız değil, akılsız bir ittifak olur.
İsrail ile ilişkiler tabii ki normalleşsin, ama şu andaki İsrail yönetimi ile doğrudan veya dolaylı yakınlık, ne bölgesel barışa, ne de Batı dünyası ile arayı düzeltmeye yarayacak bir iş değil. Şimdiye kadar, ucuz kurnazlığı akıl, “Ali’nin külahını Veli’ye” becerisini siyaset sandınız, geldiğimiz nokta ortada, gelin siz bu kafadan vazgeçin.
Hükümet koalisyonu bir yana, şimdi, öncelikle bir kez daha ‘savaşa hayır’ koalisyonu kurmak zamanı; Irak işgaline karşı koalisyonda AK Partililerin bir kısmı da vardı, umarım yine öyle olur. Bu bir hayat memat meselesi, muhalifleri için de, iktidar partisi için de. “Savaş iktidarı götürür” diye düşünen varsa, unutmasın ki, savaş iktidarla birlikte ülkeyi de götürür, buna karşı iktidar “savaş muhaliflerimizi götürür” diye hesap yapmaya devam ederse hiç kuşkuları olmasın savaş önce onları götürecek.
Kürtlerin Meclis’teki sesine bile tahammül edemeyen milliyetçiler, bu vesile ile Kürtlerin ilerleyişine darbe vururuz aklına meylederse, bilsinler ki, böylesi bir savaş asıl Türkiye’ye büyük darbe vuracak. Vicdanları olmayanlar hiç olmazsa akıllarını başlarına alsınlar, akılları da yoksa ‘musibet’ ile terbiye olacaklar ve bu arada hepimiz büyük acılar yaşayacağız demektir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı