Ejderhanın kanatlarında

21 Ocak 2024 Pazar

İlk kadın Suudi astronotu, Axiom-2 Misyonu ile geçen Mayıs’ta uzaya fırlatıldığında ağzından çıkan ilk sözler, “Ağam sağolsun” kıvamında “Kral Salman ile vizyoner veliaht Muhammet bin Salman’a” teşekkür olmuştu.  

Kadınların beş yıl öncesinde araba direksiyonuna dahi geçmesine izin verilmeyen bir ülkeden çıkıp, harem selem tanımayan bir karma heyetle birlikte (biri gene Suudi 2 erkek ve 2 kadın) uzaya tırmanmak, elbette ki yadsınamayacak bir sıçrayış. 

Ama ülkesinin kadınlarına örnek teşkil ederek damardan çağ atlatmalarına aracılık eden biyomedikal alanda uzmanlaşmış 35 yaşında 21. yüzyılın mensubu bir bilim kadının, feodal şükran mesajlarıyla uzayı karşılamasını beklemiyor insan. 

Şimdi bizimki de uzay yolculuğuna “Reis” diye başlar mı diye aklımdan geçmedi değil... 

Ama düne dek hakkında hiç bir şey bilmediğimiz Alper Gezeravcı ters köşe yaptı. Ve Atatürk’ün, tam da Suudi Arabistan da sahip çıkılamayan mirasını, uzayda sahipleniverdi. 

Kulaklarımızın pası gitti.

Gezeravcı’nın uzay yolculuğunu gerçekleştirdiği kapsül Ejderha/Dragon’un ilginç bir öyküsü var.     

’60 ların Puff the Magic Dragon/Sihirli Ejderha Puff şarkısını bilen vardır... 

O yılların tanınmış folk üçlüsü Peter, Paul and Mary’nin çocukluk düşlerini yitirmekle ilgili çok tatlı, yumuşak ve hüzünlü bir ezgisidir. 

Elon Musk uzay sektörünü işte baştan sona sil baştan dizayn eden Space X roketinin başındaki kapsüle, bu şarkıdan ilhamla Dragon adını koymuş: “Düşlerinizi yitirmeyin, kovalayın” anlamında...  

BÜLENT ALTAN DOKUNUŞU

Bunları, Türkçeye tez elden çevrilmesi gerektiğini düşündüğüm, roman akıcılığında yazılmış CNN’li gazeteci Walter Isaacson’un “Elon Musk” biyografisinden öğrendim.  

Öğrendiğim pek çok şey arasında şu da var. Hani hep soruluyor ya: “Alper Gezeravcı’yı uzaya taşıyan teknolojiye Türkiye’nin ne katkısı var?” diye. 

Türkiye’nin yok ama Bülent Altan isimli bir Türk mühendisin var.

Kitapta, mühendisliği kadar gulaş (tas kebabı?) pişirmekteki mahareti ile tanıtılan Stanford mezunu Altan’ın dehasını, kuşkusuz Musk keşfetmiş. Ama şaka değil, 46 yaşındaki bu genç mühendis uzay yolculuğunu düşük maliyetli kılan Falcon roketlerinin bundan böyle babası olarak biliniyor. 

Bülent Altan’ın “uzayın özel sektörleştirilmesindeki” payı, Isaacson’un 670 sayfalık kitabında uzun uzadıya anlatılıyor. 

Dünya, uzayda devrim boyutlarında değişim yaşıyor. Öyle ki uzay yarışının gerçek anlamda yeni başladığını varsayabiliriz. 

Bizler “Alper Gezeravcı acaba niye FETÖ kumpasıyla kovuldu?” gibi dedikodularla vakit kaybederken, baksanıza Japonlar aya indi. Onlardan hemen bir önce Hintliler inmişti. Bu muazzam dönüşüme biz uyanana dek uzay trafiği bu gidişle İstanbul’u aratmayacak... 

YENİ UZAY EKONOMİSİ

“Ne değişti? Neler oluyor?” sorularının yanıtını almak için Alper Gezeravcı’nın katıldığı misyonun İtalyan pilotu Albay Walter Villadei’e kulak verelim. 

Gezeravcı gibi hava kuvvetlerinden gelen bir Albay olan Villadei (50), daha yaşlı ve deneyimli. Geçtiğimiz yaz Virgin Galactic ile uzayda bir uçuş yapmış. 

Bizde propagandaya gömülen Türk medyasının aksine, İtalyan basınında bol bol enformasyon var. 

“Uzay sektöründe son on yılda çok radikal bir değişim yaşanıyor” diyor örneğin Villadei ve şu değişimleri sıralıyor: 

“Uzayın özelleştirilmesi, ticarileştirilmesi, uzaydaki oyuncu sayısında artış, uçuş sistemlerinde çeşitlenme, rekabetle birlikte işbirliği ve sinerji, tüm bunlarla yaratılan yeni uzay ekonomisi...”

Uzaya 700’e yakın asronot gitmiş. 

Sayı belli ki hızlanarak katlanacak. Ve uzay seyahati, uçak yolculuğu misali sıradanlaşacak. Şimdiden sıradanlaştı bile. Türkiye’de kopan gümbürtünün katresi, Çizme’de kopmadı. İtaya’da yaşam durmadı, Ax-3 “uzayın fethi” kontenjanından manşetlere çıkmadı. 

Ancak bu Villadei’in yolculuğunun ciddiye alınmadığı anlamına gelmiyor. 

Tersine İrade/Voluntas adı verilen yolculuk, başbakanlık ve savunma bakanlığı başta olmak üzere; tarım-orman bakanlığı, İtalyan ticari kuruluşları/business-made in Italy bakanlığı, üniversiteler ve araştırma merkezleri, İtalya Uzay Ajansı, İtalyan Hava Kuvvetleri gibi çok sayıda kurumun işbirliği ve katılımı ile gerçekleştiriliyor. 

Uluslararası Uzay İstasyonunda yapılacak 30 deneyden, (heyhat tam da bizimki gibi!) 13’ünün İtalyan projeleri olduğu ifade ediliyor. 

Tıp, teknoloji ve iş dünyasını kapsayan geniş spektrumlu deneyler arasında Alzheimer misali nörodejeneratif hastalıklardan, uzaydaki olası çarpışmaların gözetimine değin her şey var.

Ax-3 misyonunun ayırt edici özelliği “uzaya yalnızca Avrupalılardan oluşan bir ekibi taşıyor” olması. 

“Avrupa mı?Asya mı?” tartışmalarından başını alamayan bir ülkenin yerçekiminden kurtulan ilk astronotunun bu meyanda Suudilerle değil de Avrupalı meslektaşlarıyla “göklerdeki istikbale” uzanması rastlantı olmamalı... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları