Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Büyük birader sayesinde...

09 Nisan 2023 Pazar

“Yaptığım tasarımların bir çoğu” diyor Mahir Akkoyun, “Bu ülkede halihazırda var olan yoksulluğu, sefaleti, yüksek fiyatları ele alan, bunlara dair söz söyleyen, bu yoksulluğun, sefaletin sorumlularına karşı bir şeyler ifade eden (mesaj içeren) tasarımlardı.”

Raf ürünlerine yapıştırılan “Pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde” etiketlerini tasarlayan ve bu yüzden başı belaya giren İzmirli gençten bahsediyorum. 

Cumhurbaşkanına hakaret, seçim düzenini bozma, asılsız şayia çıkarma gibi gerekçelerle, muhalefete ez cümle gözdağı vermek üzere şimşek hızıyla kısa bir süre için de olsa gözaltına alındı. 

Asılsız şayia?

“Halihazırda” pahalılık, yoksulluk, sefalet var mı... var.

Kıymanın kilosu 300 TL., beyaz peynirin kalıbı 200’e dayanmış, 1 litre süt 26 TL olmuş. 

Simit dahi artık lüks... 7.5 TL’yi bulmuş... 

Bu el yakan fiyatların tartışılacak yanı var mı? Yok. 

Ekonomiden sorumlu kim peki? 21 yıldır kim iktidardaysa o değil mi? 

Bu da elbette ki başka bir gerçek. 

Akkoyun’a adliyede destek veren gençler üstüne basa basa tam da bunu söylüyor: 

“Hayatımız boyunca AKP iktidarından başka iktidar görmemiş gençleriz” diyor ve de devam ediyorlar: “Bu ülkede biz her geçen gün yoksullaşıyorsak bunun sebebi AKP iktidarıdır. Bu yoksulluğu ve zamları eleştirmek suç değildir.”

Z kuşağı her ne yaşadı ve ne gördüyse kitabın ortasından onu söylüyor. 

Yanıldıkları bahis, görünen ve yaşanan gerçeklerin ifade edilmesinin suç olmadığı varsayımı... 

Gerçek nedir?

“Elle tutulup, gözle görülecek biçimde var olan, varlığı yadsınamayan durum ya da olgu.”

Lügat tanımı böyle. Ama çoktandır gerçeğin lügat tanımı bizde uygulanmıyor. 

“Post-gerçek” diye tarif edilen bir şey çıktı ortaya. İktidarların keyfe keder tanımladıkları gerçeklere, “post-gerçek” adı veriliyor. 

Eski deyimle dezenformasyon olarak da adlandırılabilir.

İktidar odakları ve onların trolleri tarafından pompalanan dezenformasyon her ne oluyorsa, “gerçek” sıfatını yalnızca o hak ediyor.

Kendi elinizle dokunduğunuz, yaşadığınız gerçek, iktidarın gerçeği ile uyuşmuyorsa rahatça böyle işte “asılsız şayia çıkarmakla” suçlanabiliyorsunuz. 

ORWELL DÜNYASINDA YAŞIYORUZ

George Orwell, 1984 isimli distopyasında bu dinamiği dört dörtlük anlatır. 

Distopik bir gelecek olarak tahayyül ettiği 1984’e konu olan ülkede, “Büyük Birader”(BB) adıyla tanımlanan bir şef ve onun tek parti hükümranlığı vardır. 

“Gerçek”, BB ve parti devleti ne derse odur. Tartışılmaz.

BB’nin ülkesinde 2+2, eskisi gibi bu nedenle artık 4 etmez.    

2+2, parti 5 derse 5; 3 derse bundan böyle 3 edecektir.

BB’yi zora sokacak bilgilerden korumak için bu maksatla yalnız düzmece propagandalar hazırlayan bir “Hakikat Bakanlığı” da kurulmuştur...

Yoksulluk altında ezilen halkı fakir olmadığına ikna etmek amacıyla ekonomik verileri tanzim eden bir “Bolluk Bakanlığı” da bulunmaktadır.  

Bolluk ve Hakikat bakanlıklarının faaliyet gösterdiği yerde “BB yüzünden bu haldeyiz” diyenler hasbelkader suç işlemiş olurlar.

Onları hizaya getirmek için bir de “Sevgi Bakanlığı” görev yapar.. 

“Sevgi Bakanlığı”nın işi devamlı tehdit, gözdağı, işkence, hapis, tutuklama yoluyla korku salarak 2 kere 2’nin 3 ya da 5 ettiğini, BB komutları doğrultusunda yurttaşların beyinlerine kazımaktır. 

Biz artık tam böyle bir Orwell dünyasında yaşıyoruz. 

“Pahalı mı buldunuz? BB sayesinde” dendiğinde bu yüzden hem asılsız şayia çıkartmakla suçlanabiliyor, hem BB makamına hakaret suçuna muhatap olabiliyorsunuz.  

İzmirli genç Mahir Akkoyun’un şimşekleri bu kerte üzerine çekmesinin nedeni bu. 

Millet İttifakı, siyasi mücadelesini salt nesnel gerçekler ve nesnel gerçeklik üzerinden kurmamalı. 

Bu Orwell paradigmalarıyla nasıl baş edilir, edilecek... Asıl özellikle bu konuya kafa yormalı.

“Millet İttifakı” ortaklarının yerinde olsam, bu “2+2=kâh 3, kâh 5 denkleminin” kalıplarını kırmak için Akkoyun misali Z kuşağı gençlerini kampanyaya hızla entegre etmekle işe başlardım.

Onların masumiyeti ve yaratıcılıklarına çok ihtiyacımız var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları