Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ana muhalefetin tükenişi
“CHP konuştukça durduk yere Tamer Karadağlı’yı savunasım geliyor...”
“CHP’nin bitiş düdüğünü çalan tepkiler bunlar. Hezimet seçimin ardından tek derdiniz kompleksli bir adamın kariyeri mi? Bırak bunları. Önünde yerel seçim var. Kale alıp dillendirdiğiniz konuya bak. Gerçekten bitmişiz.”
“Komiksiniz cidden. Mühim bir seçimi kaybettiniz ve hiçbir şey olmamış gibi önemsiz konularda çıkıp açıklama yapıyorsunuz.”
“Kemal Bey’in istifası n’oldu? Unutuluyor, unutulmasın.”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın, Tamer Karadağlı’nın Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne atanması üzerine yaptığı çıkışlar, sosyal medyada işte bu tepkilere yol açtı.
Geçen haftaki “CHP seçmeni kızsa da tıpış tıpış bize oy verir” açıklamalarıyla daha taze hatırlarda kalan Başarır’ın Karadağlı’ya yönelttiği özetle “liyakatsizlik” eleştirilerine sosyal medya kullanıcıları “en liyakatsiz kişinin genel başkan olduğu partinin açıklamasına bakın!” serzenişiyle karşılık vererek devam ettiler:
“Kim takar CHP’yi be kardeşim! Bunlar kendilerini hâlâ ana muhalefet partisi zannediyor.”
“CHP’nin muhalefette otoriteymiş gibi yüksek sesle konuşması artık can sıkıyor.”
“CHP siyasetin magazin ekidir. Bomboş meseleler hakkında konuşup dikkat dağıtmaktan başka şey yapmaz.”
“Ortamlarda soran olursa ana muhalefet partisiyiz dersiniz.”
“CHP’nin bana uzaklık konusunda tamamen AKP ile aynı klasmana girmeyi hakkettiği bilmem kaçıncı açıklama…”
“Şu anda CHP’nin ne dediği ile o kadar ilgilenmiyorum ki!”
“Her şey çok pahalı, maaşlar çok az, işsizlik tavan. Gençler umutsuz. Ülke yol geçen hanı. Alooo! Enflasyon uzaya bizden önce çıkmış. Açız değerli abilerim. Açız saygı değer büyüklerim. Tiyatro, müzik, sanat düşünecek takat mı kaldı abilerim, ablalarım?” (kaynak: Ekşi Sözlük)
CHP VAHAMETİ KAVRAMIYOR
Deveye “Boynun eğri” demişler, tam “nerem doğru ki?” demiş durumları. CHP vahameti kavramıyor. Kavramadı. Kavramayacak.
On beş gün önce “Parti, seçmen nezdinde inandırıcılığını ve temsil gücünü yitirdiğinde, aldığı inisiyatifin, söylediği sözün anlamı kalmaz” diye yazmıştım. Olan şimdi bu.
Başarır’ın Karadağlı üzerinden dile getirdiği muhalefet bugün zerre ağırlık taşımıyor, yalnız içi boşaltılmış, artistlik kontenjanından değerlendiriliyor:
“Üzerinde oturmaması gereken bir koltukta oturan varsa öncelikle o Kılıçdaroğlu; ona buna atar yapmadan önce sen hele bir bunun hesabını ver” deniyor.
Ekşicilerin dediği gibi “CHP’nin bitiş düdüğünü çalan tepkiler” bunlar.
Zira büyük iddialarla girilen bir seçimde uğranılan yıkıcı yenilgi, ana muhalefetin gerçekte devasa bir siyasi boşluktan ibaret olduğunu gözler önüne seriyor.
Boşluktan yükselen salvolar da kimseyi ürkütmüyor, hatta ilgilendirmiyor. Sadece ana muhalefetin bulunduğu içler acısı tablonun altını çiziyor.
CHP kadroları, bu tablonun muhasebesini yapmak dururken kalkıp bize “tabanı olağanüstü heyecanlandıracak tüzük değişikliklerinden” söz etmekle yetiniyorlar.
Tepkilere yanıt vermek yerine, bürokratik kurallar ve bir prosedürler bütünü olan tüzüğün gerisine saklanıyor, bizden bununla “heyecanlanmamızı” bekliyorlar.
GÖZLER BAĞLI SÜRÜKLENMEK
Bunlar Mussolini ile faşizme savrulan Çizme’de, sosyalist lider Pietro Nenni’nin büyük zaaf içinde bulunan muhalefeti tarif eden 1922’deki sözlerini aklıma getiriyor:
“Geldikleri ve ait oldukları dünya batarken, gözler bağlı felakete yönelmek, gerçekleri görüp asla tartışmamak; güç dengelerini hiç ölçmemek, sözcüklerle oynamak ve cümlelerden binalar inşa edip oyalanmak…”
Nenni’nin faşizm arifesinde yaptığı bu çarpıcı saptamaları, son olarak İngiltere ile gerçekleştirilen sır göç anlaşmasında Kılıçdaroğlu’nun aldığı tavırla hatırladım.
“Bu, birilerinin iç sistemimize müdahalesidir” dedi CHP genel başkanı ve ekledi:“TC Cumhurbaşkanlığının, Dışişleri Bakanlığı’nın, İçişleri Bakanlığı’nın, Londra Büyükelçiliği’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün internet sitelerinde de konu ile ilgili açıklama yok. Yapılanları yabancılardan öğreniyoruz. Soru: Türkiye’yi kim yönetiyor?”
Cümleler üzerinden yükselen binaya alın size bir örnek!
Bu soruyu böyle şimdi ortaya atıp, bırakacak mısınız?
Londra’nın ne zamandır bu proje peşinde olduğunu sağır sultan duymuştu. Johnson’ın Dışişleri Bakanı Liz Truss günlerinden beri bilinen bir tasarımdı.
Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra siz de şimdi bizler gibi konuyu İngiliz basınından mı öğrendiniz?
Mevzu buralara gelmeden neden hiç meşgul olmadınız? Niye kurcalamadınız? Kamuyu niçin aydınlatmadınız? Neden gelişmelere set çekecek bir kamuoyu oluşturmadınız?
Kahve sohbeti kıvamında Tamer Karadağlı dedikodusu yapmak için mi varsınız sadece? Niçin oradasınız?
Ana muhalefet lideri ve partisi olarak hangi işlevi doldurmaktasınız?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi