Necati Özkan

Aday yoksa kampanya yoktur

22 Ağustos 2022 Pazartesi

Ağustos ayının sonuna yaklaşıyoruz. Türkiye’nin kaderini değiştirecek seçimler için dönüm noktasındayız. Bundan önce nispeten yavaş akan zaman, artık hızlanacak. Daha çok kamuoyu araştırması, daha çok veri ve daha çok tartışma programı izleyeceğiz. İktidardan hamle üzerine hamle gelecek. Artık vatandaşlar da seçim konularına daha fazla odaklanacak.

AĞUSTOS DENGELERİ

Ağustos itibarıyla çok sayıda araştırma verisi AKP’nin doğrudan tercihte yüzde 20, MHP’nin ise yüzde 5.5 seviyesinde olduğunu gösteriyor. Kararsızlar dağıtıldığında iktidar partileri toplamda yüzde 36-37, muhalefet partileri toplamı ise yüzde 63-64 bandına oturmuş görünüyorlar ki bu durum muhalefet lehine yüzde 23-25 puanlık fark demek. 

İktidar, seçimleri kazanabilmek için her geçen gün yeni bir adım atıyor. Esad ile barışmaya kadar varan ve son on yıldaki kendi politikalarına kökten aykırı diplomasi atakları yapıyor... Ülkeye para getirebilmek üzere Rusya’dan Körfez ülkelerine, Londra’dan IMF’ye kadar başvurmadığı yer kalmıyor... Ama bizzat kendisinin yarattığı ekonomik yıkım nedeniyle seçmenden umduğu desteği alamıyor. 

Araştırmaların bize gösterdiği en yalın tablo şu ki her üç seçmenden biri iktidarı desteklerken ikisi iktidardan bir an önce kurtulmak istiyor. Bu tablo muhalefetin, seçimleri toz pembe görmesine neden oluyor ama biliyoruz ki siyasette 24 saat bile uzun süredir ve hiçbir şeye kesin gözüyle bakılamaz. Zira anketlerin ortaya koyduğu fotoğraf belirli bir anın fotoğrafıdır. Hatasız bile olsa o fotoğraf dramatik şekilde değiştirilebilir. Ekonomi, güvenlik, dış ilişkiler ve kampanyaların gücü o fotoğrafı altüst edebilir. 

MUHALEFET YÜKSELMİYOR!

Ayrıca ortada bir istatistiki hatanın olması da mümkün: 2023’te oy kullanma hakkına sahip olacak 64 milyon seçmenin yaklaşık 16 milyonu hâlâ kendisini “kararsız” veya “oy kullanmayacak” seçmen olarak ifade ediyor ki bu sayı bugün en büyük partinin seçmen desteğinden bile yüksek. Araştırma şirketleri doğrudan tercih belirtmeyen bu seçmen kümelerini çoğunlukla aritmetik olarak dağıttıkları için muhalefet lehine görünen toz pembe fotoğraf tam olarak doğru olmayabilir. 

Bütün bu araştırmalarda siyasi pazar adına önemli bir sıkıntı daha var: İktidardan kopan seçmen kitlelerinin desteğini alarak güç dengesini bariz biçimde sarsacak bir muhalefet partisi hâlâ yok. Göçmen karşıtı politikalarla yüzde üçlere doğru yükselen Zafer Partisi son ayların tek istisnası ama onun da güç dengelerini altüst etme ihtimali yok. Zira en büyük iki muhalefet partisinden de oy alıyor. Neticede seçimlere aylar kala muhalefet bileşenleri henüz seçmeni motive edebilecek bir çekim merkezi oluşturabilmiş değil. 

Elbette bu durumun pek çok nedeni var. Örneğin muhalefet partilerinin ortak çözüm önerileri hâlâ netleşmedi. Örneğin hangi partilerin seçimlere birlikte, hangilerinin ayrı gireceği kararı hâlâ verilmedi. Ve örneğin en azından Altılı Masa’nın ortak bir adayının olup olmayacağı bile belirsiz. 

ZAMANLAMA HAYATİ

Siyasette ve seçimlerde zamanlama hayatidir. Çok partili bir kampanyanın sonuç alabilmesi için çok erken başlamak gerekir. Seçimler en geç 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacak. Yani maksimum dokuz buçuk aylık bir süre kaldı. İktidar ekonomiden demokrasiye pek çok alanda muhalefete fırsat veriyor ancak muhalefet kazanmak için yapması gerekenleri yapmıyor. 

Muhalefet partilerinin artık detayları tamamlayıp hızla aday ilanına geçmesi şart. Çünkü aday yoksa ortada kampanya yoktur. Muhalefetin daha fazla gecikmesi iktidar bileşenlerinin işine yarar. Kampanyaya bir an önce başlanabilirse vaatlerin etkisini araştırmaya, hataları düzeltmeye, adayın performansını yükseltmeye ve seçmeni mobilize etmeye zaman kalır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları