Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye’nin terörle imtihanı!

26 Ekim 2024 Cumartesi

Olağanüstü bir haftaydı. 21 Ekim Pazartesi, FETÖ elebaşısı Gülen’in ölüm haberi. 22 Ekim Salı, Bahçeli’nin Öcalan açılımı. 23 Ekim Çarşamba savunma sanayisinin kalbi TUSAŞ’a terör saldırısı.

Tarihin ilginç bir döngüsünü yaşadık. 15 Şubat 1999’da Öcalan Türkiye’ye getirildi. Böylece PKK terörü ile mücadelede yeni bir dönem başladı. 35 gün sonra 21 Mart 1999’da Gülen ABD’ye gitti. Böylece FETÖ’nün ABD merkezli Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirme mücadelesinde yeni bir dönem başladı.

Aradan 25 yıl geçti. Yine çok yakın zaman dilimi içinde FETÖ öldü, ABD’ye gömüldü. MHP Öcalan’a terör örgütünü tasfiye et, özgür kal çağrısıyla siyasal olarak diriltti! 

Siyasetin bütün renkleri Bahçeli’yi yorumlama çabası içindeyken TUSAŞ’a yapılan saldırı, “zamanlama manidar” diye başlayan onlarca soruyu akla getirdi.

***

Bahçeli’nin çıkışını 23 Ekim’de “Onuncu deneme” başlığıyla daha önceki dokuz açılımla birlikte irdelemiştik. Geçmişi ne kadar iyi bilirsek bugünü ve geleceği o kadar sağlam öreriz sözünün unutulmaması gereken günlerdeyiz.  

Dördüncü açılımın “Eve dönüş yasası” başlığıyla tartışıldığı 1992-1993’ü kısaca anımsatalım. Süleyman Demirel ile Erdal İnönü, DYP-SHP koalisyonunun mimarlığını yaptıktan sonra Başbakan Demirel, güneydoğu gezisine çıktı, seslendi:

“Kürt realitesini tanıyoruz!”

Bu cümle 26 Kasım 1992’de sözünü ettiğimiz eve dönüş yasasıyla ete kemiğe büründü. SHP’nin koalisyondaki varlığı “demokratikleşme paketleri”yle zemin buldu. Ancak 1993 uğursuz başladı, uğursuz devam etti. 24 Ocak 1993’te son çalışması “Kürt raporu” yarım kalan Uğur Mumcu öldürüldü. 17 Şubat’ta, “Bölge halkını kazanmadan terörle mücadelede başarılı olamayız” diyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı kalkıştan kısa süre sonra düştü. 24 Mayıs 1993’te Malatya-Bingöl karayolunda izne giden silahsız erleri taşıyan otobüs durduruldu. 33 er PKK tarafından kurşuna dizildi. O gün SHP’li bir bakanın şu sözü gelinen noktayı özetliyordu:

“Artık demokratikleşmeden söz etmek daha zor!”

***

Geldik bugüne...

TUSAŞ saldırısı sonrası şunları sormak mümkün:

- Bahçeli’nin açılımının mantığı, kurgu bozukluğu ayrı konu; Türkiye’ye “barışı aklından bile geçirme” mesajı mı veriliyor?

- Öcalan’ın olası rol kabulüne karşı terör örgütü, “Öcalan bırakın dese bile biz silahı bırakmayız” mı demek istiyor?

- PKK, başta ABD olmak üzere pek çok uluslararası gücün kullandığı bir örgüt. Ortadoğu’daki dengeler gereği, “Ola ki PKK içinde de silahı bırakalım diyen çıkar” diye insanların değil silahların konuşmasını mı planlandı?

- Saldırı Ankara’nın Kazan ilçesinde olduğu sırada Erdoğan da Rusya’nın Kazan kentindeydi. Buna büyük bir rastlantı diyelim. Türkiye’nin BRICS arayışına karşı bir mesaj mı var?

- FETÖ ölümünden önce çiftlik bahçesinde gömülmek istediği yeri söylemiş. Bu, ABD’nin FETÖ sonrasında da FETÖ’ye zemin olacağını gösteriyor. FETÖ bitmesin diyen güç PKK bitsin der mi?

- TUSAŞ yukarıdaki maddelere karşılık gelen tek bir yanıt mı, yeni eylemler sürecinin başlangıcı mı?

Bu soruların akla gelmesi bile Türkiye’nin terörle mücadelede yeni bir imtihana girdiğini gösteriyor. 

Son soru:

Bu sorular kadar büyük düşünebilecek ve bu soruları çürütebilecek iç irade var mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriyeliler döner mi? 19 Aralık 2024
Trump övüyor mu? Yoksa... 18 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları