1 Kasım 2017’de tutuklanan Osman Kavala bugün itibarıyla 1716 gündür hapiste. 

Milattan önce 23 yılında dile getirilmiş, “carpe diem”, Türkçede “günü yaşa” diye kullanılır. Devamındaki anlatımda da bir yılın kıymetini sınıfta kalan öğrenciye, bir saniyenin kıymetini atletizm yarışındaki sporcuya sormak gerektiği vurgulanır.

Bir günlük özgürlüğün kıymetini de hapisteki kişiye sormak gerekir.

Hapiste zaman beton duvardan daha hareketsizdir. Özgürlük, koğuşun havalandırmasından gökyüzüne baktığınızda en uzak noktadaki bulutun ötesindedir. Ne kadar uzakta olursa olsun, hep içinizdedir özgürlük!

***

Kavala, Türkiye’nin gündemine oturdu, yaşanmakta olan bütün hukuksuzlukların düğümlendiği bir mahpus oldu.

Davanın aşamalarını incelerken birkaç kez kontrol etmek gerekiyor. Hangi suçtan tutuklandı? Hangisinden beraat etti? Sonra başa nasıl dönüldü?

İşin içinden çıkmak için en azından yakın geçmişteki FETÖ davalarının ruhunu bilmek gerekiyor.

Neyzen diyor ya; hamam aynı hamam, tas aynı tas, bir tellak değişti!

Genel görünümün özeti bu.

Bir sanık aynı suçtan iki kez beraat eder, üç kez tutuklanır mı?

Kavala’nın yaşadıklarından biri bu...

Bir insan hem Gezi eylemlerini organize edip hem 15 Temmuz darbe girişiminin içinde olabilir mi?

Kavala’nın yaşadıklarından biri bu...

Bir insan cebir ve şiddet kullanıp hükümeti devirmeye teşebbüs etmekten tahliye edilip, ertesi gün aniden casusluk suçunun sanığı olabilir mi?

Kavala’nın yaşadıklarından biri bu...

FETÖ davalarında sanıklara yönelik suçların delillerini oluşturmak bambaşka bir yetenek istiyordu. Öyle bir delil dosyası oluşturacaksın ki kimse karşı çıkamayacak. İnsanlar, “Ya doğruysa” deyip ürkecek!

İktidar bu büyük külfeti de aştı. Bir kişiyi suçlamak için öyle klasör klasör deliller oluşturmaya gerek yok. İktidar adına söz söyleme yetkisinde olanlar, “Biz böyle düşünüyoruz” dedi mi, bitti. Dosya tamama ermiş oluyor.

Bu işi en iyi şekilde yapacak bir Adalet Bakanı da bulundu.

Adaleti çok iyi dağıtıyor!

O kadar iyi dağıtıyor ki nasıl toparlanır kestirmek zor!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) daha önce verilen tahliye kararına uyulmadığı için Türkiye’yi 7 bin 500 Avro para cezasına çarptırdı. Bunun devamında kurucusu olduğunuz Avrupa Konseyi’nden ihracımız söz konusu. 12 Eylül 1980 darbesi döneminde bile bu noktaya gelinmemişti!

***

Kavala davası Türkiye’de hukukun geldiği noktanın özetidir. 

Bu davanın sanığı Türkiye’dir.

Osman Kavala’nın düşünceleri, Türkiye’nin siyasi konularına bakışı bu davanın kapsamı dışındadır. Bizim mahkemelerimizde Kavala ile ilgili açılan davalar zincirinde, hukuk zincire vurulmuştur.

Haftada en az beş, altı cezaevi damgalı mektup alıyoruz. O kadar çok hukuk ihlalleri yaşanıyor ki hemen hiçbiri haber değeri taşımıyor. Kavala davası bütün ihlallerin vücut bulduğu bir dosya haline geldi. 

Emniyet-cezaevi hattında geçmişte de pek çok işkence yöntemleri uygulandı. Bugün en ağırlarından birini yaşıyoruz:

Yargılama işkencesi!